Acıdan, açlıktan, yokluktan,
yoksulluktan korktuğumuz için dünyanın düzenine intibak ediyoruz. Çünkü tüm bu
mağduriyetler gerçekten kahredici mağduriyetlerdir ve insan aciz bir varlıktır,
binaenaleyh korkusu doğaldır. Zira böylesi durumlardan biriyle yüz yüze
geldiyseniz ve üstelik herhangi bir güce de malik değilseniz, dünyanızın
cehenneme dönmesi muhakkaktır. Öyleyse böylesi bir durumla yüzleşmek
istemezsiniz ve süregelen düzene intibak etmekten başka çıkar yol bulamazsınız,
bu da sizin her şeye boyun eğmenizi intaç eder. Bilkias daha güzel, daha iyi,
yaşanılabilir bir dünya var edeceğimize, bunun için elbirliği, güç birliği yapacağımıza
inanabiliriz ama işte maalesef malum durumlar bu inancımızı kırmaktadır. Nihayetinde,
elimizde olmadan, insanların bitevi uyumalarını, uyuşmalarını, ezik kalmalarını
sağlıyoruz bir şekilde. İnsan gibi yaşayacağımıza hayvan gibi yaşıyoruz ve bunu
da gayet güzel şekilde meşrulaştırıyoruz. Kutsal öfkeleri, onurlu isyanları
bastırıyoruz ve içeriye dert olmalarına yol açıyoruz. Sahici ve hakiki bir
dönüşümün önüne takoz oluyoruz. Kazandıklarımızı kaybetmemek için görmüyor,
duymuyor, bilmiyoruz ve her şeyin olduğu gibi olmasına ve öylece devam etmesine
yol veriyoruz. Ya maymun gibi taklit ediyoruz ya da papağan gibi tekrar
ediyoruz. Oysa gelecek olan gelecek ve bizi bulacak. Nereye kaçıyoruz, kimden
kaçıyoruz, kime kaçıyoruz? Ol deyince durduramazlar, olma deyince olduramazlar
bilmiyor muyuz? İçimizdeki cahillerin,
ahlaksızların, zalimlerin işledikleri yüzünden mahvolacağız, o gün nereye kaçıp
kurtulacağız? Kurtulabildiler mi böyle yapanlar? Hiç akletmiyor musunuz, hiç
tarihe bakıp ibret almıyor musunuz? Kurtulamadılar ama ateş niye bize de
dokundu diye sorguladılar ahmakça, sanki bilmiyorlarmış gibi. Ki, acıda
gelecek, yoklukta bulacak, sefalette olacak, kurtulabileceğimizi mi sanıyoruz
olacak olandan, kaçabileceğimizi mi düşünüyoruz gelecek olandan? Öyleyse çok
ahmağız. Öyle günler gelmeden hazırlık yapacağımıza, o günlerle karşılaşınca
riyakârca el açıyoruz göklere. Kimi kanırıyoruz? Tanrı’yı mı kandırıyoruz?
Behey ahmak, kendini bile kandıramıyorsun ki, değil ki Tanrı’yı kandıracaksın. İnsan
denilen gerçekten mal, tam anlamıyla, katıksız haliyle mal, maalesef gerçek
budur. Hayır, bunu bendeniz söylemiyorum, hayat söylüyor, bendeniz de ikrar ve
izhar ediyorum.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...67...
Özgür DENİZ - 19.02.2021
Tarih: 19.02.2021
Okunma: 329
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.