Futbolda
yılın olayı hiç şüphesiz Sivasspor’un üstün başarısıdır. Anadolu’da zor şartlar
altında spor kulübü kurulabildiği, yaşatılabildiği hesaba katılırsa başarının
boyutu daha iyi anlaşılır. Üstelik İstanbul takımlarının maliyeti yüzlerce milyon doları bulurken,
Sivasspor’un harcadığı para 33 milyon
Avro’ymuş. Buradan da anlaşılıyor ki, bir nesnenin değeri fiyatıyla doğru
orantılı olmayabiliyor. İstikrarlı bir başarıya imza atan Sivas’ı yürekten
kutluyoruz.
Tabii
ki bu başarının mimarı, kulübün yöneticileri… Bilhassa, takımın beyefendi
teknik direktörü Bülent Uygun...
Bülent Uygun, bize göre sporda “Yılın
kişisi!”
Takımı
teşvik edişi, akıllı ve akılcı yönetimi, takımda huzur yaratabilmesi,
futbolcular arasında uyum sağlaması, maçlardaki ve sonrasındaki efendi
davranışları, spor camiasındaki sorunlara akılcı çözümler önermesi, pozitif
duruş ve anlayışıyla “yılın kişisi” olmayı hak ediyor.
***
Yılın
oyuncusu ise tereddütsüz Sivassporlu Mehmet
Yıldız! Bu oyuncu, 2008’in olay futbolcusu olduğu gibi, 2009’da da çok
konuşulacak, anlaşılan. Mehmet Yıldız, ilk yarının en başarılı takımı Sivas’ın
en başarılı oyuncusu olduğu gibi, bütün ligin de en başarılı oyuncusu olarak
gösteriliyor. Hatta Sivas’ın başarısının birinci derecedeki aktörü sayanlar da
var.
Tabii
böyle başarılı bir futbolcunun peşinde de pek çok kulüp var. Kendisine en ciddi
teklifin Galatasaray’dan geldiği
bildiriliyor. GS’ın ihtiyacı olup olmadığı bir yana, Mehmet Yıldız Sivas’tan
ayrılırsa, Sivas’ın ilk yarıdaki başarıyı yakalayamayacağı ileri sürülüyor. Biz
ise, Mehmet’in ayrılmasının çok önemli bir kayıp olacağını fakat teknik
direktör Bülent Uygun’un, bu eksikliği telafi edecek tedbirler alabileceğini
düşünüyoruz.
***
İlk Yarının Hayal Kırıklıkları
Ligde,
ilk yarıda, pek çok takım ve taraftarı büyük hayal kırıklıkları yaşadı. Tabii
bunların başında ligin dibindeki Kocaeli,
Hacettepe, Antalya ve Gençlerbirliği geliyor. Bu kulüplerde yönetim ve
teknik direktör hususlarında şanssızlık ve istikrarsızlıklar başarısızlığa
sebep oldu.
Bununla
birlikte ligin üst sıralarında da hayal kırıklıkları var. Beşiktaş, ilk teknik
direktörüyle aradığını bulamayınca Denizli Hoca’yı getirdi. Hoca, ilk başlarda
gayet başarılı olduysa da sonradan taraftar aradığını bulamadı.
Fakat
bize göre, en büyük sükût-u hayale uğrayan taraftar, Fenerbahçeliler oldu. Avrupa kupasını ülkesine götüren tecrübeli
teknik direktör Aragones ve aynı
ülkenin, yani İspanya’nın geçen yılki gol kralı Guiza sarı kanaryalarda derin hayal kırıklığı yarattı. Hele Guzia, neredeyse maçlarda hiç etkinlik
gösteremedi.
Neyse,
hayal kırıklığına uğrayanlar için daha her şey bitmiş değil. Daha önümüzde,
birinci yarının 1 haftası ve bütün bir ikinci yarı duruyor. Çok şey
değişebilir.
***
Hakemler
Birinci
yarı boyunca en çok konuşulan meselelerin başında hakemlerin maç yönetimleri ve
çaldıkları düdüklerin isabetsizliği oldu.
Biz
de hakemleri en fazla eleştirenlerden birisi olduk.
Dün
akşam, NTV’de, bu işi en iyi
bilenlerden birisi olan Rıdvan Dilmen’i
dinleyince hakemlere büyük bir haksızlık edildiğine kani oldum. Rıdvan Hoca,
daha önceki yıllarda Cem Papila, Ali
Aydın gibi hakemlerin hakkaniyetli maç yönettikleri, büyük takımları
korumadıkları için harcandıklarını ileri sürdü. Hakemlerin önlerinde böyle “harcama örnekleri” dururken adaletli maç
yönetemeyeceklerini, daima güçlüleri koruyacaklarını öne sürdü.
Futbol
dünyasını yakından tanıyan Rıdvan’a kulak vermek herkesin yararına! Tabii ki
söylenenler kabul edilebilir şeyler değil. Bunlar üzerine gidilmeli, hakem
güvencesi bir şekilde sağlanmalı, maç yönetimleri hakkındaki şaibeler ortadan
kaldırılmalı.
Yoksa
ne şikâyetler bitecek, ne de oyunların bir zevki kalacak!