Fikrini bilen insanlar olsaydık ve
fikrimizi savunmakta tutarlı ve namuslu insanlar olsaydık şayet, fikrimizden
olduklarını söyleyerek söz edenlerin, iş yapanların yanlışlarını, yalanlarını
tolere edebilir miydik lütfen? Çendan, sahip olduğumuz fikrimiz vicdanımızı
yaralardı, zorlardı ve bizi isyana yönlendirirdi. Ama bilmediğimiz için ya da
fikrimizi bir bez parçası gibi kullandığımız için insanca yaşamayı
beceremiyoruz. Hayır, biz bu değiliz ve böylesi bir şeye onay veremeyiz, verirsek
şayet onurumuzu ve namusumuzu savunamayız diye haykırmıyoruz. Yanlışları,
yalanları menfaatlerimiz uğruna kanıksıyoruz ve insanları da kanıksamaya
zorluyoruz. Bunu kahir ekseriyetle bilerek isteyerek yapıyoruz, çok az olarak
malca yapıyoruz yani bilmeden, anlamadan. Sonra da tenkitler yönelince
kıvırmaya ya da zorlayarak savunmaya yelteniyoruz. Fikrimizden olanlar toz olup
gittiklerinde yeniden çamur gibi meydanda belirenlerin saflarına koşuyoruz yine
menfaatlerimizi korumak uğruna. Yani, adeta dönme bir dolap gibi yaşıyoruz, en
uygun ve karlı yön neresiyse oraya dönüyoruz. Ama insanız diye de insanlık
huzurunda arz-ı endam etmeye bayılıyoruz, sanki insanız dediğimiz de herkesin
de bizi insan sanacağını sanıyoruz. Bizler nasıl insanlarız, sonra dünyayı
değiştirmeye soyunuruz. Daha kendisini değiştiremeyenler, dünyayı
değiştirecekler öyle mi? Daha fikrini bilmeyenler ve savunmaktan aciz olanlar
sair insanlara fikirlerini tolere ettirecekler ve savundurtacaklar öyle mi? Yazıklar
olsun! Biz bu cehalet yok edecek yemin ediyorum. Ve biz asla affa uğrayamayız
böyle olduğumuz müddetçe. Önce fikrinin adamı olacaksın bebeğim! Fikrini
bilipte, fikrinin adamı olmayanlar, onun bunun adamı olurlar ve önüne gelenin
önünde eğilirler. Seni kimsenin bilmediğini mi ve bilemeyeceğini mi sanırsın?
İnsanlar susmak zorunda kalmayıp konuşsunlar da bir görelim bakalım ağızlardan
neler taşıyor. Fikrin olmadığı ve fikirlerin çarpışmadığı yerde her türlü
pisliğin olması çok normaldir. Fikrin yoksa nasıl hareket edeceğini de
bilemezsin. Fikirsizlerin yaptığı tek şey; kayıkçı kavgasından ibarettir. Bugün,
güya kallavi fikirlere malik olduklarını söyleyenlerin içler acısı halini
görmüyor muyuz? Nasıl da ahlaksızlığın ve adaletsizliğin bataklığında can
çekiştiklerini, insanlığın kutsal gözlerinden nasılda düştüklerini, nasıl da
insandan sayılmadıklarını görmüyor muyuz? Madem bunları görüyoruz, her şeyin
farkındayız, niçin alternatif olmak için insanca bir direniş sergilemiyoruz?
Niçin insanlığın kaçtığını gördüğümüz halde, kaçacağı yerin biz olmamız için
büyük bir insanlık duruşu göstermiyoruz? Bilakis ne zaman kendimizi ortaya
koyup, insanlığın sığınacağı yegâne liman olduğumuzu ispatlayacağız?
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...70...
Özgür DENİZ - 22.02.2021
Tarih: 22.02.2021
Okunma: 305
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.