Ahlak diye bağıranlarda ahlak yok. Var
mı? Münhasıran kallavi menfaatlerle iyi takas edilebilen bir olgu olmaktan başka
hiçbir değeri yok. Hürriyet diye bağıranlarda hürriyet yok. Vatan diye
bağıranlarda vatan yok. Bu olgular münhasıran kallavi menfaatler mukabilinde
bir değer ifade etmektedir. Zaten haykırışlarda bu yüzdendir yoksa o olgular
çok sevildiğinden ve halk için istimal edildiğinden değil. Çünkü fikirleri yok
ve bir fikir çerçevesinde söylemiyorlar söylediklerini. İnandıkları için
söylemiyorlar. Eğer öyleyse o zaman olguları gerçek mahiyetleri bağlamında
tartışmaya, fikirler temelinde teati yapmaya eyvallah diyoruz. Tabi yürekleri
ve cesaretleri varsa. Tutturmuşlar kendilerine göre bir politika sürdürüp
gidiyorlar ve insanlarda sanıyorlar ki, bunlar gerçekten söylediklerine
inanıyorlar, söylediklerini biliyorlar, savunuyorlar ve yaşıyorlar. Hayır, böyle
değil, yemin ederim böyle değil. Böyle olsaydı görürdük, hissederdik ve
gördüğümüzü, hissettiğimizi gizleyecek kadar soysuz ve onursuz değiliz inanın.
Birbirleriyle dövüşüyorlar, biri diğerine ahlakçılık yapıyor, diğeri öbürüne hürriyetçilik
yapıyor, öbürü ötekine vatancılık yapıyor ama hiçbirisi de yaptığı şeyi
gerçekten yapmıyor, münhasıran zavallı insançocuklarını avutuyorlar,
aldatıyorlar. İnsançocukları da bunlardan birileri var olurlarsa savundukları
da varolacak, hayata egemen olacak zannediyorlar. Ne zaman egemen olmuş diye
sormuyorlar, sorgulamıyorlar. Ama olgularla aldatılmaya göz göre göre eyvallah
ediyorlar. Ahlak nedir, adalet nedir, vatan nedir, hürriyet nedir keşke bilsek,
öğrensek ve bu kara yüzlü cellatların, olgularla bizi avlayan değer
katillerinin yüzlerine haykırsak. Ki, ahlakı, adaleti, vatanı, hürriyeti izah
etsek, yemin ederim bunların nazarında hain oluruz. Çünkü hepsinin gerçekten
hain oldukları tezahür eder, hainliklerinin açık edilmesi de bunları gazaba
getirir ve açık edeni hain ilan ederler kendi gerçek yüzlerini örtmek için.
İşte gerçek böyledir ve dünya böyle bir yerdir! Lütfen uyanalım, gerçekleri
görelim ve uyutulmayalım bir daha. Geçelim! Konuyla belki bağlantı
kurulamayabilir ama bir şey söyleyeceğim; hani şu politikanında tam göbeğinde
bulunuyor sayılabilecek hukukçu bir şahıs var, iyi dans eden, çok kıvrak, bitevi
dön baba dönelim türküsünü terennüm eden, henüz taze sayılabilecek biri, işte
ona, şerefim ve namusumla sizleri temin ederek söylüyorum bir gramlık bile
güven duymayın ve ona inanıpta istikamet tayin etmeyin, zira şahsi çıkarları
içindir yaptığı her şey, sizler umurunda bile değilsiniz. Keza; Kalın mıdır
yoksa başka bir şey midir yine zerre miskal güvenmeyin. Hakeza; Bozdağ mıdır
kimdir yoksa nedir yine zerre miskal güvenmeyin. Ve hakeza, Söztürk müdür nedir
yine aynı şekilde bir gram dahi güvenmeyin. Bunlar hepsi aynı tornadan
çıkmışlardır ve asla ve kata sizlerin çıkarlarınızı düşünmek için değildir attıkları
hiçbir adım. Hem yönlendirilmiş tiplerdir hem de ne yönlerini bilmektedirler ne
de sizleri düşünmektedirler. Daha detaya inemiyorum zira ötesi karanlık sular. Yüce
Allah, Yüce Peygamber, Yüce Kur’an, Yüce İnsanlık şahit olsun ki inanmayın
bunlara. Kendileri yalan, hayatları yalan, varlıkları yalan. Peki, size
verecekleri nedir? Ama sizden almaları için varlar ve alacakları çok şey var;
münhasıran hürriyetiniz olsa bile diyeyim, gerisini siz düşünün. Varlar işte.
Peki, niye varlar, nasıl varlar, var edenler
kimlerdir? Siz dikkate aldıkça bir anlam ifade eden varlardır bunlar, siz
dikkate almadıkça bir yaprak gibi rüzgârın önünde dolanıp dururlar ve bir
bakmışsınız yok olup gitmişler, anımsayan, hatırlayan bile yok, çünkü bu türler
özgün ve doğal olarak var olmadıkları için yoklukları da kolay olur. Her kim
olursanız olun ama her kim olursanız olun, zerre miskal bir şey farketmez, hayatınız
da insanca yaşamak için tek bir şansınız var, o şansı da kaybettiniz mi
köleliğe razı olun.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...80...
Özgür DENİZ - 06.03.2021
Tarih: 06.03.2021
Okunma: 366
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.