İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...83...

Özgür DENİZ - 09.03.2021

İslam diyerek, Türk diyerek, Atatürk diyerek, Adalet, Ahlak, Laiklik, Cumhuriyet, devlet, vatan diyerek nereye kadar? Ömrümüz böyle geçti gitti ve göçüp gidecez, hala böyle geçip gidiyor. Ahmaklığına doyma emi insançocuğu! Algılayıp anlayamadığımız olguların içinde boğuluyoruz. Bendeniz sizlerden bunları değil, bunları vesile kılarak güzel bir yaşam sunmanızı istiyorum. Bunları kullanarak beni sömürmenizi değil, bunları kullanarak hür, adil, eşitlikçi, kardeşlik dolu, barış dolu, insanca bir yaşam sunmanızı istiyorum. Çünkü işsize işi, aşsıza aşı, eşsize eşi bunlar vermiyor, aç karnı bunlar doyurmuyor, ağlayan gözleri bunlar güldürmüyor ama ne gariptir ki, işsiz, aşsız, eşsiz, aç bırakan bunlar oluyor, ağlatan bunlar oluyor, bunlar derken tabi bunları dillerine pelesenk edip temcit pilavı gibi getirip getirip önümüze koyan beyinsizler tayfası. Ya, adam, benim dinimden diye, her türlü pisliği yapanı, hayatında pisliğin izi olmayana tercih ediyor? Niye? Hepimiz biliyoruz niye. Zor değil bunları becermek haddizatında ama zormuş gibi bir algı yaratmanızı ve öyle anlayacağımız gibi bir mecburiyet içinde olduğumuz düşüncesini reddediyorum. İnsanlığa onurlu bir yaşam sunmak adına insanca kavga vermenizi istiyorum, sahtekârca, düzenbazca davranmanızı ve bizi aldatmanızı değil. Siz istediğiniz gibi yaşamak, dilinize geleni söylemek ve bizim de buna inanmamızı istiyorsunuz ama biz sizlere inanmak zorunda değiliz, sizler bizi duymak ve anlamak zorundasınız. Sizler bize göre davranmak zorundasınız. Bir dakikada eceliniz oluruz. Ama tabi böyle diyoruz da olamıyoruz bir türlü. Oysa kimsenin görmediği yerde, bir dakikada basacağımız bir mühürle bi sıkımlık canlarını alabiliriz ama yapmıyoruz. Bunu da yanlış anlamayın. Canınız derken, gücünüz olan canınızı kastediyorum. Siz tepişirken biz eziliyoruz ve hak ettiğimiz yaşamı hep öteliyoruz. İstediğiniz gibi hareket etmek ama eleştirilmek istemiyorsunuz. Birbirinizi yiyorsunuz ve insanlarda sizleri haklı görerek sizlerin peşinden sürüklensin istiyorsunuz. Peşinize bir kitleyi takıp keyfinizce dem sürüyorsunuz. Mutlu çoğunluğun, sunduğunuz alçakça yaşamı kabullenmesinden haz alıyorsunuz ama ezilen azınlığın acılarını görmüyorsunuz. Sizler birbirinizi yerken ben burada ezilmek istemiyorum kardeşim. Cehennem olun gidin kirli, kanlı, karanlık kavgalarınızda boğulun ama bize gölge etmeyin, pisliklerinizi bize sirayet ettirmeyin. Aldandığımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz, vallahi hiçbirinize aldanmıyorum şahsım olarak, çünkü hepinizin kim olduğunuzu, tıynetinizi, seciyenizi biliyorum. Ve elbet günü gelecek günü gelmesi gerekenin. Çendan okuduklarımdan, gördüklerimden, izlediklerimden, yaşadıklarımdan ulaştığım çıkarımlar var ve yanılmıyorum. Çünkü senkronik ve analitik düşünmeye çalışıyorum. Her şeyi dip derinliğine dek tetkik, tahlil ve analiz ediyorum. Önyargının gücüne de teslim olmuyorum, kesin inançlı olmaktan uzak duruyorum, olabildiğince nesnel davranıyorum. Hiçbir olayı mahreci olan olgudan bağımsız olarak değerlendirmiyorum, asli bağlamından kopararak tevil etmeye tevessül etmiyorum.  Ama sizler bunları ağızlarınızda sakız etmekten ve değerini düşürmekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bunları asli bağlamından koparmadan yaşamadıktan sonra bunlarla övünmek, bunları sürekli dilinize pelesenk edip temcit pilavı gibi getirip getirip önümüze koymak ne işe yarar lütfen, bunların değerini düşürmekten başka? Lütfen biraz haysiyet, hissiyat, samimiyet, ciddiyet, mesuliyet!
Tarih: 09.03.2021 Okunma: 406

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?