İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...87...

Özgür DENİZ - 13.03.2021

Ey insançocukları! Naçizane söylüyorum, terbiyesizlik etmeden, haddimi ve hududumu bilerek söylüyorum. Bugünleri yemin ediyorum bir fırsat gibi görmeliyiz. Tamam, bir yandan bakınca kötü günler amma velakin biz kendimizi böyle bir kıskaca mahkûm etmiyoruz ki, zorunlu olarak, irademiz dışında olarak mahkûmuz bu kötü günlere ha tabi bir de şurası var olayın yine de bir şekilde kendi ellerimizle ettiklerimiz yüzünden kara da ve deniz de bozulan düzenin semerelerinin birazını tatmak zorunda kalıyoruz. Hülasa; her hâlükârda bu günlerin tabir caizse esirleriyiz. Öyleyse esiri olduğumuz ve başka bir çaremizin de olmadığı bugünleri fırsata dönüştürmekte yine kendi ellerimizde. Masivaya dair ne varsa okumak adına. Kerhen yaşıyoruz ama çaremiz yok başka. Öyleyse imkânlar yaratmak mecburiyetindeyiz. Mesela; zaten izliyoruz değil mi şu televizyon denilen her türlü melaneti evimizin tam ortasına getirip koyan kutuyu, tabi nasıl izleyeceğimiz bizim elimizde elbette öte yandan da. Öyleyse o kutuda ki tek bir kanalın tutsağı olmayalım, bahusus her kanlın haberini takip edelim ki, neler oluyor bitiyor görelim, tek bir yerin mahkûmu olursak gerçekleri göremeyiz ve aldanırız, her şeyin muhteşem olduğunu sanırız ama hiç istemediğimiz şeyler gelip kapımıza dayanınca anlarız hiçbir şeyin bildiğimizi sandığımız gibi muhteşem olmadığını velakin o vakit değişen bir şey olmaz. Binaenaleyh, olguları ve olayları gözümüzü dört açıp müşahede etmek, üzerine sorular sorup sorgulamak gibi bir imkâna malikiz bu kötü günlerde. Mutlak hür ve bağımsız bir karakterle, hiçbir yerle iltisaka bulaşmamış vicdanla, tüm pencereleri açılmış zekâyla sorular sorup, sorgulama yapmalıyız tüm şeylere matuf olarak. Kendimizi hiçbir yerde konumlandırmadan, başkalarını kendimizden, kendimizi de başkalarından görmeden yapmalıyız bunu. Bilakis gerçekleri öğrenemeyiz, nesnel değerlendirmeler yapamayız ve sahici neticeye erişemeyiz, nihayet doğru yargılara varamayız. Ki, kim haklı, kim haksız tefrik edemeyiz, haklara tasallut etmiş oluruz. Öyleyse her kaynaktan beslenmeliyiz, tek bir kaynaktan beslenemeyiz. Çünkü gerçeklere ulaşmanın başka yolu yok. At gözlüklerimizi çıkarmalı, önyargıya teslim olmamalıyız, duygusal yaklaşmamalıyız hiçbir şeye karşı. Aydınlık akılla başlar ve aklımızı kullanmaya cesaret etmeliyiz. Birilerinin dediğine değil, kim ne diyor tek tek bakmalıyız, dinlemeliyiz, anlamalıyız ama bunu da yaparken elimizin her daim vicdanlarımızın tam üzerinde olmasına dikkat etmeliyiz. Çünkü sızlayan vicdanlarımız oluyor yapılan ve yaptığımız he yanlıştan sonra. Yanlış yapmaya hak sahibi değiliz, çendan kendimiz için. Olabildiğince hassas ve uyanık olmak zorundayız. Çünkü biz bize acımaz isek kimse bize acımaz ve acımıyor da. Öyleyse bizde acımasızca (((zulüm etmeliyiz anlamında değil))) bakmalı, sorular sormalı, sorgulamalar yapmalı ve bizden çalınanları behemehâl geri almalıyız. Bizim olanı, bizden çalınanı hiçbir kimse bize kendiliğinden geri vermez, vermeyecektir inanın. Lütfen birazda kendinizi düşünün, önce kendiniz için varolduğunuzu, yaşamanız gerektiğini anlayın nolur!

Tarih: 13.03.2021 Okunma: 317

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

13.03.2021 - 09:35

Evet, "her kaynaktan beslenmeliyiz". Ancak o takdirde, gürbüz, gelişmiş, sağlıklı bir kafaya sahip olabiliriz. Yüreğine sağlık, kardeşim. Selâmlar...

özgür deniz

13.03.2021 - 10:24

aynı duygu ve düşüncelerle tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle bilmukabele inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. derin saygılar selamlar.