İlk evvelde şu gerçeği mutlak netlikte
ifade edeyim. Sürüden değilim, sürüleşmeyi de reddediyorum, sürüden de
tiksiniyorum. Çünkü bir aklım var ve duygu sahibiyim. Akabinde kula kulluğu da,
köleliği de tolere etmeyeceğim hiçbir zaman. İhanet etmedikçe (((ki, hayatım
böylesi bir lanetle lekelenmedi, badema da lekelenmeyecek, işte buradan sarih
ve bedihi olarak haykırıyorum, böylesi bir şey son nefesimi verene dek bu
gövdeden sadır olmayacak, öyleyse herkes haddini ve hududunu bilecek, zira
sonsuz bir özgürlükle konuşmaya çalışacağım, bedeli ne olursa olsun, ki bedel
ödetecek olanında şerefine, namusuna, haysiyetine, onuruna tüküreyim,
insanlığına tüküreyim diyecem velakin bu değerlere malik olmayanda insanlık ne
arar, öyle ya hain olmayana hangi bedeli, kim, ne hakla ödetecek, devlet mi
ödetecek, kişi mi ödetecek, öyleyse o devlet benim devletim mi olacak, o kişi hainlikten
nasıl azat olacak? Bendenizi ne devlet yarattı ne de herhangi bir kişi ve bende
mevcut olanları da bana bunlar vermedi, o vakit bunlarda tahdit edemezler)))
tüm namussuzlara, sömürgenlere, hainlere, alçaklara meydan okuyacağım,
başkaldıracağım, böylesi asil bir duruşu, varoluşçu bir direnişi ihanetle
yaftalamak isteyen pezevenklerin kirli, kanlıi, iğrenç suratlarına tükürmeyi
bir vazife addedeceğim. Benim olan bir mülkte seyirci olmayı da reddediyorum. Bu
yüzden de korkuya boyun eğmek istemiyorum. Çünkü korku cehenneminde yaşadığın
ve böylesi rezilce bir duruşu benimsediğin müddetçe hayatı ancak seyretmekle
iktifa edebilirsin. Ki, münhasıran hayatı seyreden insançocuklarıyız. Kimseye
de inanmak mecburiyetinde değilim, inanmamı isteyenler gerçekçi ve rasyonel olmak
zorundadırlar ve gerçekleri hür bırakmaları iktiza eder inanmam icap ediyorsa
da, benden diye birilerine inanacak kadar da saf, ahmak, alık, bön değilim. Bana
benden olan lazım değil gerçekler lazım, insanlık lazım. Duygusallığımı böyle
bir şeyde sömürtmem, sömürtmeyeceğim yani değerlendirmelerimde duygularımın
esiri olamam, rasyonel ve realist olmak zorundayım, özgür bir birey olmam için
bu mübremdir. Sahte mutluluklar zerk edenlere de inanmıyorum. Çünkü mutluluk
aldatıcıdır, seni pasifize eder, uyutur, zımnen her şeyin normal olduğu fikrini
aşılar sana. Gerçekleri hep ıskalamanı sağlar. Acı da olsa, acıtsa da
gerçeklerden yanayım ve hep gerçeklerden yana olacağım, gerçeğin peşinden
hiçbir zaman ayrılmayacağım. Çünkü insanı gerçekler silkeler, sallar, sarsar ve
uyandırır. Gerçekler tutsaksa inanın özgürlüğü yalandır. Bilme ve akla
inanıyorum, fikrimin sekteri değilim ve olmam. Laf insanı değilim, eyleme
inandım, inanıyorum, badema da böylece olacak bu, hep eylem diyeceğim. Çünkü
bizi eylem kurtaracak. Kuru laflarla dünyayı değiştiremezsiniz. Bitevi yorum
üstüne yorum üreterek dünyayı değiştiremezsiniz. Kendi kendinizi avutur,
aldatırsınız, sanki büyük bir şey yapmışsınız gibi hissedersiniz, fakat bu size
hiçbir fayda sağlamaz. Duygusalım evet ama duygusal olduğum kadar rasyonelim
de. Duygusallığım merhamete, rasyonelliğim de isyana sevkeder beni tüm
acımasızlıklara, namussuzluklara, aldatmalara, sömürülere karşı. Dar
kafalılığı, sekterliği, önyargıyı, bizdenciliği, mutlak duygusallığı terk etmek
zorundayız! Aydınlanma akılla başlar, aklımızı kullanmaya cesaret etmeliyiz!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...88...
Özgür DENİZ - 14.03.2021
Tarih: 14.03.2021
Okunma: 354
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.