“Allah seni tamirciye muhtaç etsin”, deyin!
Bu memlekette, bir insanın başına, herhangi bir tamirciye muhtaç olmak kadar büyük eziyet zor gelir.
Hele, tamir edilecek eşya evinizdeyse, tamirciyi evinize getirmek zorundaysanız… Bir kombi, bir elektrik veya sıhhî tesisat arızası söz konusuysa…
Asla söyledikleri zamanda gelmezler. Sözünde saat gibi duran istisnalar varsa onlardan özür dilerim ama genellikle gördüğümüz, tamirciler deli ederler insanı.
Gerçi, bilgisayar gibi eşyalarınızı gönderdiğiniz durumlarda da farklı olmaz başınıza gelenler… Asla zamanında tamir edip göndermezler!
Günlerce, haftalarca uykularınız kaçar.
Pek çok kötü anım var da bu satırları yazmama vesile olan en sonuncusunu anlatayım:
Geçen Pazar sabahı kalktık, kombi çalışmıyor. Yetkili servisi aradık. Hemen cevap verdiler. Görevli, “Bugün Pazar olduğu için tamirci gelemez. Adresinizi alıp yarın yönlendirelim.” dedi.
En az iki defa ve ısrarla, “evden 20 dakikalık mesafede olacağım, ekip gelmeden önce mutlaka beni arasın ki eve geleyim” diye ikaz ettim.
Pazartesi günü öğleye doğru telefon geldi, tamirci, “kapınızdayım, kapıyı kimse açmıyor”.
Tabii istediğiniz kadar ikaz ettiğinizi söyleyin, sonuç değişmiyor. Neyse, servis elemanının beklemeye güç-bela ikna edip, koşarak eve geldim.
Kombiyi açtı, arızayı tespit etti. 870 TL’lık bir masrafı olduğunu söyledi. Kiracı olduğumuz için, “ev sahibine bildirmem lâzım” dedim. Eleman, kombiyi kapattı, servis ücreti olan 70 lirayı aldı gitti.
Ev sahibi, “bir de bizim tanıdığımız tamirci baksın” dedi. Biraz sonra, “tamirci sizi arayacak” diye bilgilendirdi.
Pazartesi geçti, Salı sabah oldu, öğlen oldu, ne arayan var ne soran!
Ev sahibine arayan yok diye bildirdim.
Biraz sonra tamirci aradı.
Yarım saat sonra evde buluşmak üzere sözleştik. Bir saat sonra geldi.
Neyse, kombiyi açtı, arıza tespitini yaptı, “malzeme lâzım, temin edelim, akşama gelip yaparız” diyerek ayrıldı.
Akşam, saat 7 oldu, tamirciden haber yok, 8, 9 oldu, tık yok. Saat gecenin 9 buçuğunda bir telefon, “tamire hazırız, ister şimdi gelelim, isterseniz sabah yapalım” dedi.
“Buyurun, gelin” dedik.
Saat gecenin 10’unda geldiler. 11:30’a kadar uğraştılar.
Bitiremediler… “Başka bir malzeme”ye ihtiyaç olduğundan bahsedip, “yarın akşam yaparız ama bu kadar geç olmaz” deyip çıktılar.
“Yarın akşam”, yani Çarşamba akşamı, bekle Allah bekle, ne gelen var ne giden!
Perşembe sabahı, saat 11 oldu. Ne arayan var ne soran! Durumu ev sahibine ilettim. Biraz sonra tamirci aradı: “Bir-bir buçuk saat içinde gelip yapacağız” dedi.
Doğru, geldi. Eve, benden 2 dakika evvel gelmiş, hemen telefona sarılıp beni arıyor: “Biz geldik, siz yoksunuz” diyor!
Görüyorsunuz ya, sizi günlerce bekleten sayın tamircinin 2 dakika beklemeye tahammülü yok.
İki dakika sonra ulaştım, kuru kuru merhabalaştık. Başka hiç konuşmadım.
Kombiyi tamir ettiler. Çıkarken, “kusura bakmayın işi biraz uzattık, akşam geç oldu diye telefon da edemedik” diye gönlümü almaya çalışıyor.
Dedim ki, “Telefon edemediyseniz, iki kelime yazıverirsiniz, WhatSapp’tan falan”.
“Haklısınız” deyip çıktılar.
Birine teşekkür mü edeceksiniz, iyi dileklerde mi bulunacaksınız?
“Allah seni tamirciye hiiiç muhtaç etmesin!” diye dua edin!