Vahşi ve alçak kapitalizmin, zora
düştüğü her çağda ki en büyük hamlesi; ortak aklı ve vicdanı zımnen kendi çıkarlarını
korumaya yönlendirmesi ve bunu da farkettirmeden kotarmasıdır. Burada bize
lazım olan şey; Arthur Schopenhauer’un ifadesiyle ‘’yüce farkediş’’ yetisinin
uyanması ya da uyandırılmasıdır. Ki, haddizatında, gerçekte, böylesi kanlı ve
kirli bir tezgâhı farkedecek, anlayacak insançocuğu bıraktık mı? Farkedip anlayanlara
da müsamaha gösterdik mi? Hatta kimliğimizi ve dahi dinimizi kapitalizme
payanda kılmadık mı? Sonra da kahrolsun kapitalizm ve haydin kapitalizmle
savaşa! Nutuklar, vaatler her zaman güzeldir, çekicidir! Yedik mi? Yemeyeceğiz!
İçimizde ki kompradoru yenmeden dışımızdaki kompradorlarla savaşmak her zaman
yalancı ve aldatıcı bir savaştır. Önce içimizde, beynimizde, yüreğimizde
yeneceğiz onu, sonra da sahada, bunu yapmadan muzaffer olamayız lanet
kapitalizme ve kapitalistlere karşı. Bizler kapitalizmin kültürüyle beslenerek,
yoğrularak, kapitalizme karşı kavga veremeyiz, versekte ancak zımnen yine ona
müzahir olmuş oluruz. Ki, zaten yaptığımız da bundan başka nedir ki?
Kapitalizme karşı mücadele verdiğimizi sanıyoruz ama onun güçlenmesi için
mücadele veriyoruz filhakika, bilerek ya da bilmeden ama bilmeden olduğunu
sanmıyorum. Velakin savaşıyor olduğumuzu ya da savaşmakta olduğumuzu sanırız
ahmakça. Çünkü üretilmiş mevcut her kurum zaten kapitalizmin ürünüdür ve yine
ondan beslenmektedir ve kapitalizm, ürettiği kurumlarla kaimdir, bizlerde o
kurumların kıskacında kendimize bir hayat kurmakta değil miyiz, öyleyse bitevi
kapitalizmle iç içe değil miyiz? Vahşi ve alçak kapitalizmin en büyük
oyunlarından bir diğeri de; gerçeklerin gözlerden gizlenmesi, ortak vicdan ve
ortak akıl istikametinde üretilecek ortak iyinin kaybettirilmesi, üzerinde
egemenlik kurduğu mekanizmalar, yapılar ve araçlarla kapitalist kültürün ve ilişkilerin
özünü gizlemeyi fevkalade bir şekilde başarması, insançocuklarına masivayı, kendilerini,
ilişkilerini çözümleyebilecekleri ve oradan da gerçeklere vasıl olabilecekleri
ahlaki ve politik sorular sordurtmaması, sorgulamalar yaptırtmamasıdır. İnsançocuklarını
oyalamayı bir şekilde başarmaktadır ve her çağda kendi tuzağına düşürmektedir.
Akledemeyen insançocukları ise vahşi ve alçak kapitalizmin ve komprador
pezevenklerin tezgâhlarına düşmekten hiçbir zaman kurtulamamaktadırlar. Kurtulabilmesi
kabil midir? Hiç şüphesiz ama nasıl, düşünürsek buluruz!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...98...
Özgür DENİZ - 24.03.2021
Tarih: 24.03.2021
Okunma: 510
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.