Ne biçim bir ülkeyiz anlayamıyorum, ne
ilginç bir milletiz onu da anlayamıyorum. Ülke miyiz neyiz, millet miyiz kimiz bilmiyorum.
Birbirine düşman insanlar, birbiriyle bir araya gelmekten korkan, birbirinin
açığını arayan, birbirinin iyiliğini istemeyen, aralarına kalın, aşılmaz,
yıkılmaz duvarlar örmüş insanlar. Koca koca insanların çocuk gibi davranışları.
Utanılası, tiksinilesi davranışlar, insan içine çıkma arzunuzu handiyse
sıfırlayan, yapandan çok sizi utandıran davranışlar. Hala olgunlaşamayan,
çocuklukta takılıp kalmış, kafaları boş, yürekleri acınası insanlar. İnsanlık;
ne servette, ne kudrette, ne makamda, ne de şöhrettedir, bilakis yürektedir. Bir
ülkenin de, bir milletin de muayyen disiplinleri vardır, olmalıdır ama bizim
yok. İnsanlar birbirilerine kardeşçe yaklaşabilmelidir ama biz düşmanız ve bu
düşmanlık ya bitiverirse diye ödümüz patlıyor sanki. Çünkü düşmanlıktan,
düşmanlaştırmaktan kazanıyoruz. Sistem düşman olacaksın diyor, sen kazanırken
ben varolmalıyım diyor ve emrine tabi olunmasını, kendisine perestij edilmesini
istiyor ve gereği de elbette şeksiz ve şüphesiz, büyük bir teslimiyetle
yapılıyor. Bu yüzden mütemadiyen insanları polarize ediyoruz. Çünkü
düşmanlıklarımızdan kazanç umacak kadar adi yaratıklarız, ister büyük ister
küçük farketmiyor bu. Ülkeyi, milleti mi düşünüyorlar mış? Neremizle
gülmeliyiz? Bana bu vatanı, bu milleti düşünen tek evet tek bir politikacı
gösterebilir misiniz? İnsanlar arasına duvarlar ördükçe daha kudretli
hissediyoruz kendimizi. Çok basit düşünüyoruz, duygularımız kof, alelade
hareket ediyoruz, önümüze kattığımız insanları kovalamaktan bıkıp usanmıyoruz.
Birbirimizin tekerine çomak sokmakla iştigal ediyoruz. Tahminlerin ötesinde bir
toplumsal çürümüşlük var ama bu gizli halde öylece duruyor, su yüzüne çıkmış
değil, bu yüzden de farkında değiliz. Düşünemediğimiz için göremiyoruz.
Düşünmeyi becersek belki çok şeyin farkına varacağız ama maalesef öyle bir
ihtiyacımız yok. Düşüncesizlik felaketimiz olacak bizim. Niye farklı kafalardan
insanlarla oturup konuşmayı beceremeyiz, niye oturursak ve konuşursak bir
şeylerin sarsılacağını farz ederiz, oysa farklılık insanın ufkunu açar, insanın
farklı dünyaları tanımasını sağlar. İnsan topluluklarını milletleşmeye götürür.
Devletleri gerçekten devlet yapar, millet olmayı becermiş insan toplulukları. Siz
siz olun insançocukları hiçbir dar kafalıyı umursamayın, dördüncü tür
yaratıklara takılmayın, sekter ve dar kafalı, alık ve bön tiplerden, lümpenlerden
ve zombilerden uzak durun, her türden insanlarla oturmaktan, konuşmaktan haz
alın, bu sizi zenginleştirecektir, geliştirecektir, belki kendinizi daha iyi
tanımanızı sağlayacaktır. Bir de dünya ancak böyle yaparak güzelleşecektir! Çiçekler
rengârenktir ve her bahçe rengârenk çiçeklerle güzeldir, her kuşun dili ne de
güzeldir!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...103...
Özgür DENİZ - 29.03.2021
Tarih: 29.03.2021
Okunma: 363
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.
İ. Hakkı Cengiz
30.03.2021 - 12:23
"Tahminleri ötesinde bir bir çürümüşlük var. Düşmanlık bitiverirse diye korkuyoruz"... Çarpıcı tespitler. Zihnşne sağlık, kardeşim. Selâmlar...
Özgür Deniz
30.03.2021 - 16:26
Maalesef öyle saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle sonsuz teşekkürler inşaAllah. Ahlaken bitmiş tükenmiş ölmüşüz. Gerçek bu.