5 Nisan Pazartesi günü Kurşunlu vadisi ve kaplıcalarındaydık. Odamıza girmeden, Kurşunlu Çayı’nı ve Şelalelerini gördük. Şelalesi değil, şelaleleri! Fotoğraflarda da göstermeye çalıştığım gibi, yaklaşık 200 metre arayla 5-6 şelale var.
Sonra, çaya ve vadiye bakan odamıza gittik. Sıcak suyla doldurulan havuzundan yararlandık. İstirahat ettik. 6 Nisan Salı sabahı, elimde çayımla, vadi ve akarsu manzaralı balkona çıkınca harikulade bir duyguyla doldum… Karşımda yeşilin her tonundan oluşan ağaçlar, sarmaşıklar, bitkiler, çiçekler ve bunların içindeki çayırlıkta otlayan kuzular ve koyunlar vardı. Rengarenk, yaradılışla tam ahenk, canlı bir tabiat...
Benliğimi saran uhrevî havayla, rahmetli babaannemin, tâ bebekken öğrettiği ve 60 yıl boyunca her gece tekrar ettiğim dua dudaklarımdan döküldü: Yattım Allah’ım kaldır beni, rahmetine daldır beni, gece-gündüz zikrederim, iman ile gönder beni, Kur’an ile indir beni, ararsan cennetin köşkünde bulduruver, aman Allah’ım, canım Allah’ım gari!
6 Nisan sabahı, 60 yıllık duam kabul edilmiş gibi geldi bana. Ben bu duayı bunca yıl, Kurşunlu vadisine kavuşmak için mi yapmıştım: “Cennetin köşkü”, Kurşunlu!
Burası küçücük bir yer… Yavaş bir yürüyüşle, mesirelerini, bütün kaplıcayı, şelaleleri yarım saatte gezebilirsiniz. Küçük ama küçüklüğüyle nispet edilmeyecek kadar şirin bir cennet köşesi, cennet köşkü!
Çok yer gezdiğimi söyleyebilirim. Ege’de pek çok tur yaptık, kişisel/ailecek çok geziler yaptık, Karadeniz turuna katıldım. Batum’u, Kıbrıs’ı gördüm. Doğu’da pek çok yeri gördüm. Hemen hemen hepsi hayranlık uyandırdı. Memleketim Sandıklı ve kaplıcalarına çocukluğumdan beri hayranım. Yurdumuz, gerçekten “cennet vatan”. Fakat hiçbirinde, yukarıda anlattığım ruh halini yaşamadım. Salihli Belediyesi’nin değerli Başkanı Zeki Kayda’nın, tanıtım notunda ifadesini bulduğu gibi, Kurşunlu, “büyülü” bir yer. İnsanı büyülüyor.
KAPLICA NEDİR? NE İŞE YARAR?
Elbette kaplıcanın ne olduğunu herkes biliyor. Bu sayfada, 60 yıllık kaplıca sevdalısı bendenizin özel ve özgün tanımını bulacaksınız.
Kaplıca, her şeyden önce hamamdır. Oraya yunmak-yıkanmak, temizlenmek için gidilir. Evlerimizde yaptığımız duş banyoları, sadece üstünkörü, günübirlik temizliğe yarıyor. Bibakıma, derimizin üzerindeki tozu alıyor. Kaplıcaya veya bir hamama gittiğinizde, keselenin bakalım, bedeninizde nasıl bir kir birikmiş? Görün! Doğal sıcak suyla dolu havuz banyosundan tertemiz olduğunuz hissiyle çıkarsınız.
Kaplıca, eğlencedir. Havuza girmek zevklidir, keyiflidir. Büyükçe havuzlar, bilhassa çocuklar, gençler için oyun alanı gibidir. Daha büyüklerinde, aynı zamanda yüzebilirsiniz. Tek kişinin girebileceği kadar da olsa, yüzme havuzu boyutlarında da olsa, termal havuz keyif vericidir.
Kaplıca, şifadır. Neye şifadır? Nelere, hangi hastalıklara iyi geldiğini her kaplıcanın tanıtım notlarında görebilirsiniz. Fakat bence, asıl şifası, kronik bir rahatsızlığı olmayanlara, “sağlam görünenlere”dir. Bendeniz, çok şükür şimdiye kadar, bir rahatsızlığımı tedavi amacıyla havuza girmedim. Lâkin havuza her ayağımı soktuğumda, ayaktan yukarıya doğru, vücudumun her noktasında o şifayı hissederim. Annemin tabiriyle, “kudretten gelen sıcak su”, vücudunuzu milim milim şifa ile sıvazlar.
Doğadan gelen sıcak su, vücudunuzu yumuşatır. Gevşetir. Gevşediğinizi hissedersiniz. Bu, harikulade bir rahatlama duygusudur. Sakinleşirsiniz. Gerginliğiniz azalır hatta yok olur, sükunete ulaşırsınız. Bence, sıcak su, bilhassa asabî gerginliğe, adale gerginliğine iyi gelir.
Tabii sıcak su banyosu yorucudur. Banyodan, 5 kilometre koşmuş gibi yorgun, belki nefes nefese çıkarsınız. Fakat bu, çok tatlı bir yorgunluktur. Banyo acayip susatır. Çok su içersiniz. Kurşunlu’daki musluktan akan soğuk su içilebilir. Ben iki gün boyunca sadece o suyu içtim. O suyun da şifalı olduğuna inanarak bol bol içmelisiniz.
Kaplıca, tatildir… Dinlenme yeridir. Banyodan sonra dinlendikçe, zindeleşmekte olduğunuzu görürsünüz. Kaslarınızın, derinizin daha sıkı, daha canlı hale geldiğini fark edersiniz.
Sıcak su terlettiği için toksinlerin atılmasını da sağlar. Bu arada, susattığı kadar acıktırır da… Eğer o iştaha karşı biraz direnebilirseniz, kaplıcada kilo da verebilirsiniz. Tabii bunun için en az bir haftayı kaplıcada geçirmek lâzım.
Ezcümle, kaplıcalar çok çok büyük bir nimettir. Mucizevî bir kıymettir. Bunlar içinde Kurşunlu ise “cennetin köşkü”dür.
İLETİŞİM ve PERSONEL
Kaplıcadan yer ayırtmak için, işletmenin telefon numaralarını internetten buldum ve görevlilere, İstanbul’dan kolayca ulaştım. Bize uygun odayı hemen ayırdılar. Kaplıcaya geldiğimiz zaman da çok kısa bir süre içinde işlemlerimizi yaptılar ve odamızın anahtarını verdiler.
İşbilen, iş yapan, nazik personele şükranlarımızı sunarız. Sağ olsunlar, var olsunlar. Dualarım onlarla…
Kurşunlu Kaplıcalarının telefon numaraları: 0236 712 50 00, 0530 776 94 42
x x x
TAVSİYE
https://www.youtube.com/watch?v=zMKUU_5otMU&t=9s
Arif Nihat ASYA’nın şiiri: BİR AĞAÇ Kİ EĞİLE EĞİLE İBADET OLMUŞ