Temel içecek!
Hayatın kaynağı ve devamının ana şartlarından biri…
Çok yıllar önce, “Namaz Hocası” gibi ince bir din kitabı okumuştum. Orada, aptes esnasında, her uzuv yıkanırken okunacak dualar vardı… Eller yıkanırken, “suyu temizleyici, İslam’ı nur kılan Allah’a hamdolsun” diye dua etmenin uygun olacağı yazılıydı.
Temizleyici… İçten ve dıştan… Bedenin hem dışını hem de içini temizleyen nimet!
Bugün, 2021 Ramazan’ının üçüncü günü… Günler hayli uzun. Daha uzun ve sıcak günlerde Ramazanlar idrak ettik. O sıcak ve uzun günlerde, hele bir de çalışıyorsanız, arazide, sıcağın altında günler geçirmek zorunda kalıyorsanız… İftar saatindeki bir bardak serin suyun, bir bardak elmastan daha değerli olduğunu düşünürsünüz.
Haddizatında, su her zaman altından, elmastan, milyon liralardan daha kıymetlidir. O paha biçilmez gibi görünen bütün metaların kaynağı sudur. Suyla üretilirler… Her üretimin, her safhasında su vardır. Misal, bir kilo buğday 1000 (yazıyla bin) litre suyla, bir kilo dana eti, 9000 (dokuz bin) litre suyla üretilir. Bir litrelik pet şişeyi üretmek için 10 litre su tüketilir.
Öte yandan, altınlar, elmaslar, Ferrariler, Mersedesler, yalılar, villalar… Vs. aklınıza ne gelirse, su olmadan, yani hayat olmadan birer hiçtirler.
Yerkürenin dörtte üçü su diye biliriz. Fakat bu kadar çok suyun içilebilir, tarımda ve evlerde kullanılabilir miktarı ancak yüzde bir kadarıdır. O azıcık su da sürekli azalmakta ve KİRLETİLMELTEDİR!
Nasıl kirletilmektedir?
Doğayı tahrip ederek,
Ormanları ve bitki örtüsünü sürekli keserek, biçerek, yakarak,
Vahşi madencilikle, misal altın, bakır, nikel çıkarırken,
Yerküreyi ve atmosferi hem kirleterek hem ısıtarak, petrol, kömür ve doğalgazla…
Kaldı ki azıcık temiz su, yerküreye adil bir şekilde dağılmamıştır.
Kuzey yarıkürenin ABD, Kanada gibi ülkelerinde kişi başına yıllık 10 bin metreküp civarında su düşerken, Afrika’nın tamamı ile Güney Asya’daki pek çok ülkede yıllık su miktarı kişi başına bin metreküpün çok altındadır. Bu ülkeler susuzluktan ve gıdasızlıktan kırılmakta, insanlar kitleler halinde ölmektedir.
Türkiye gibi orta kuşak bazı ülkelerde ise yıllık kişi başına düşen su miktarı 1000-1500 metreküp civarındadır. Yıllık 2000 metreküpten az su düşen ülkeler su fakiri olarak kabul edilmektedir.
Bildiğiniz gibi, neredeyse, bütün Türkiye’de musluktan akan su İÇİLMEMEKTEDİR!
Her gün, içtiğimiz suyu satın almak zorundayız!
En doğal ihtiyacımız ve hakkımız olan suyu neden satın almak zorundayız?
Su nasıl böyle kirlendi ve azaldı?
Bu suallerin üzerinde derin derin, uzun uzun düşünmeliyiz!
Su sevilmeli, suya saygı duyulmalı ve su sorgulanmalıdır!