Partilerin hiçbirisi sizin bildiğiniz
gibi değildir. Tıpkı cemaatlerin hiçbirisi de sizin bildiğiniz gibi olmadığı
gibi. Ve hiçbirisi de sizin için var değildir. Bendeniz iddiamı ispatlarım hem de
mutlak netlikte, bizim için var diyen biri varsa aynı şekilde ispat edebilir
mi? Partilerin hiçbiri başıboş değildir ve bağımsız hareket kabiliyetleri
yoktur. Tüm iktidarlar bir hedefe mebnidir ve istenilen hedef tahakkuk edince
güle güle denir, gözlerinin yaşına bile bakılmaz. Tüm partiler aynı resmin
farklı görüntüleridirler. İsimleri faklı da olsa hedefleri aynıdır; kapitalizmi
beslemek. Hepsinin bir görev alanı vardır ve görevlerini muayyen olguları
sahiplenerek icra etmeye çalışırlar. Hiçbir partinin tüm kesimlere hitap etmek
salahiyeti ve hakkı da yoktur, o kadar bağımsız olma alanı ve hakkı sunulmamıştır
hiçbirisine. Buyursunlar herkesi kapsayacak şekilde politika yapsınlar da
görelim, alkışlayalım. Muhal ende muhaldir ama faraza tevessül edildi böylesi
bir şeye, o vakit ne olur, hemen kulak çekilir ve görevli olan meydana çıkar ve
görevini yapıp kenara çekilir yani balyoz vurulur. Sınırlar aşıldığı ve görev
sahası dışına çıkıldığı zaman işler karışır zira. Partiler üzerinde nasıl bir
operasyon yapılarak partilere varlık kazandırılır? Bir: her partiye tesir gücü
yüksek, nitelik olarak daha belirgin olan, bilgi hinterlandı geniş insanlar
yerleştirilir. İki: her partiye polemik potansiyeli yüksek, ajitasyon
kabiliyeti olan insan yerleştirilir. Üç: her partiye o partiyi günü geldiğinde
altından kalkamayacağı çözümsüzlüğe mahkûm edip yaralanmasını sağlayacak
insanlar yerleştirilir. Dört: her partiye niceliksel olarak katkı sağlayacak ve
o partinin çoğunluğu sağlaması yönünde etkisi bulunacak insanlar yerleştirilir.
Beş: o partiye mutlaka ahlaksız biri yerleştirilir, günü geldiğinde toplumu
iğrendirecek hareketler yapması için. Yani partiler spontane neşet eden mekanizmalar
değildirler, bizatihi varlık kazandırılan ve biçim verilen mekanizmalardır. Çünkü
hepsinin bir amacı vardır ve amaçları istikametinde varlık gösterebilmeleri
kadar özgürlükleri bulunmaktadır. Aksi takdirde bedelini ödemek zorunda
kalırlar. Cemil Meriç üstat ‘’politikanın kurtarıcılığına inanmıyorum’’
demişti, yanlış mı söylemişti? Bizim görevimiz insan olmak, insanca yaşamak ve
insanlık toprağında adaleti tesis edecek, ezilenleri güldürecek, sömürüye
nihayet verecek bir devrim realize etmektir ve gerekiyorsa amansız ve acımasız
bir şekilde realize etmektir bu büyük insanlık devrimini. Dahası karışık…
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...121...
Özgür DENİZ - 19.04.2021
Tarih: 19.04.2021
Okunma: 421
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.