İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...127...

Özgür DENİZ - 27.04.2021

Biz kötüyü kendimiz yaratıyoruz. Tek tek kötülük ede ede kötülüğe alışıyoruz, kötülüklerimiz de kötüyü doğurunca artık normal görüyoruz ve kötüyle, kötülükle yaşamaya başlıyoruz. Daha fenası artık kötülükten ve kötüden beslenir hale geliyoruz. Zaman içinde biz kötülüğü doğuruyoruz, kötülükte bizi doğurmaya başlıyor, dönüşümlü olarak böyle devam edip gidiyor bu durum. Bir tarafımızla değil her tarafımızla birlikte yaratıyoruz kötülük canavarını. Sonra da kötünün her şeyini iyi belliyoruz, çünkü kendimizde kötüyüz ama her yaptığımızı iyi olarak görüyoruz. Kim, elleriyle yaptığının kötü olduğunu söyler ki? Zaten yaptıklarımızı itiraf edememenin yarattığı kötülükleri yaşadığımız bir dünya değil mi burası? Aynaya bakamıyoruz hiç? Bir kez baksak, bir kez kendimizle yüzleşsek, bir kez yüzümüzü karşımızda görsek, belki çok şey değişecek. Ama ne mümkün bunu yapabilmek, çünkü şayet bakarsak, gerçekten karşımızda devasa bir canavarın biblosunu göreceğimizi çok iyi biliyoruz. Zira artık kötülükten kazanan ve bu sebeple de iyilikleri bitevi örtme çabası içinde olan bir insanlık ailesiyle karşı karşıyayız. Peyderpey kanıksıyoruz kötüye ve kötülüğe dair ne varsa. Kendi içimizi esir almış kötülükleri birleştire birleştire, biriktire biriktire zorla kötüler yaratıyoruz. Velakin gerçekte kötüler biziz, kendimiziz, hepimiziz; sen, ben, o, biz, siz, onlar. Günlük yaşamlarımızda nasılız diye sorsak kim kötüyüz der ya da kim iyi olduğunu ispat edebilir? Elbette düşünmek koşuluyla, yoksa düşünmeden konuşmak, söylemek, eylemek herkesin yaptığı şey zaten. Çok basit ve küçük düşünmüyor muyuz? Her düşüncemizle her şeyi kendimize yontmuyor muyuz? İyilikleri kendimizden bilip, kötülükleri başkalarından bilmiyor muyuz? Menfaatçi değil miyiz? Dar kafalı, sekter ve riyakâr tavırlarımızla, düşüncelerimizle yozlaşmış ve çürümeye yüz tutmuş değil miyiz? İlişkilerimizde insani olan hangi yan var, kaba ve sert bir hayvansılığın kokusunu duyumsamıyor muyuz ilişkilerimizde? Hasta bir toplumuz ve o toplumun hasta fertleriyiz maalesef. Biz ne ediyorsak kendi kendimize ediyoruz, sonra da çıkıp ahlaksızca başkalarını suçluyoruz. Ağacının kökünü susuz bırakıyoruz, birisi bir taş atıp tek yaprağını düşürse hemen onu taşlamaya başlıyoruz. İşte böylesi tiksinti verici, utanılası davranışlar sergiliyoruz ve bundan da hicap duymuyoruz. Çünkü alışmışız bir kere; biz sonsuza kadar suçsuzuz ama başkalarının suçlu olmadıkları hiç ama hiçbir şey yok. Her şeyi kendi ellerimizle yapıyoruz, başkasının yapmayı bırak tek bir şey yapacak gücü yok ama yine de başkaları suçlu. Sen gövdeyi zedele, sonra birisi parmak basarsa tüm günahı, suçu, hatayı ona hamlet ve işin içinden çık. Yuh olsun, tüh olsun, kızaracak yüze sahipsek! Kızaracak yüz mü? Yüz mü var ki kızarsın? Olsaydı zaten kızarırdı!

Tarih: 27.04.2021 Okunma: 317

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?