Hayatları büyük olanlar, hikâyeleri
büyük olanlardır ve hikâyesi olmayan hayatlar anlamsızdır, koftur, absürttür!
Öyleyse, ilk evvelde, ilk günlerinden son günlerine dek büyük hikâyeler yazan
ve hayatları büyük olan (((safi insani olan gerçek ideale göre konuşuyorum insanlığa
mugayir olan reele göre değil, binaenaleyh söylediklerimi hissedebilecek
olanlar ancak kuvvetli ve gerçek ideale göre görenler ve duyumsayarak düşünüp
anlayanlar olacaklardır))) tüm emekçilerin yani birbirlerinden ayrı tutmadan ve
tefrik etmeden tüm emekçilerin henüz tazeliğini koruyan 1 Mayıs Emek
Bayramlarını yine ve yeniden tüm kalbimle ve bilincimle kutluyor ve buradan
devlete tarihi bir öneride bulunuyorum. Lütfen devlet eliyle 1 Mayıs’ı mutlak
bayram ilan edelim, çalışma hayatını tümüyle durduralım ve o günün gerçek
sahipleri olan emekçilerde hakkıyla bir bayram yapmış olsunlar. Zira bu bayram
asıl olarak işçilerin, çalışanların, emeğin gerçek sahiplerinin bayramıdır,
memurların değil, kuşkusuz memurlarda emekçi insanlardır ama söylediğim ve ne
demek istediğim önyargısız ve samimi olarak şüphesiz idrak ediliyordur. Zira o
gün hayat duruyor ama durmayan birileri var; işçi sınıfının gerçek öncüleri,
yani bayramı gerçek anlamıyla kutlamayı hak edenler. Velakin ne gariptir ki tüm
memurlar ve daha niceleri bayram yaparlarken işçiler yine de emek sarf etmeye,
ter, yaş, kan dökmeye devam etmektedirler ve bu gerçekten acı bir durumdur,
vicdani, ahlaki ve adil değildir. Bilakis, o gün bayramları olanlar çalışmaya
devam ediyorlarsa bu nasıl bayram olacaktır o insanlar için? Evet, gerçekten
madem bayram onlarındır, nasıl oluyor da bayram gününde sürgünü yaşıyor
gibidirler? Asıl onlar o gün aileleriyle huzur ve mutluluk içerisinde güzel ve
güneşli bir gün geçirmeyeceklerse o zaman o gün hiç tatil olmasın daha iyi. Yaşamak
yorulmaktır ve emekçiler yaşamın yorgun savaşçılarıdırlar. Onlara
yorgunluklarını gidermeleri ve bir nebze de olsa insani bir keyif yapmaları
için o bir günü çok görmeyelim lütfen. Patronlar her gün tatil yaparlarken
onları patron yapanlara niçin bir günlük tatil çok görülmektedir? Bir daha ama
elimiz vicdanımızda olduğu şekilde düşünelim derim naçizane fikrimce. Hakikaten
yürek yakıcı bir durum değil mi? Düşündükçe fark ediyorsunuz, farkında oldukça
hissediyorsunuz, hissedebildikçe acısını yaşıyorsunuz. Hepimiz hayatın
içindeyiz ve o gün kendilerine ait olan insanlar fasılasız çalışmaya devam
etmektedirler. Normal bir kafayla ve kalple bunu idrak etmek olanaksızdır. Gerçek
hikâyeyi yazanlar onlar ama o hikâyeyi okuyup kazananlar biziz, nasıl bir
paradokstur bu? Bu dilemmaya bir nihayet verilmesi iktiza eder gibime geliyor
isticalen. Vicdan böyle buyuruyor!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...134...
Özgür DENİZ - 06.05.2021
Tarih: 06.05.2021
Okunma: 373
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.