İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...134...

Özgür DENİZ - 06.05.2021

Hayatları büyük olanlar, hikâyeleri büyük olanlardır ve hikâyesi olmayan hayatlar anlamsızdır, koftur, absürttür! Öyleyse, ilk evvelde, ilk günlerinden son günlerine dek büyük hikâyeler yazan ve hayatları büyük olan (((safi insani olan gerçek ideale göre konuşuyorum insanlığa mugayir olan reele göre değil, binaenaleyh söylediklerimi hissedebilecek olanlar ancak kuvvetli ve gerçek ideale göre görenler ve duyumsayarak düşünüp anlayanlar olacaklardır))) tüm emekçilerin yani birbirlerinden ayrı tutmadan ve tefrik etmeden tüm emekçilerin henüz tazeliğini koruyan 1 Mayıs Emek Bayramlarını yine ve yeniden tüm kalbimle ve bilincimle kutluyor ve buradan devlete tarihi bir öneride bulunuyorum. Lütfen devlet eliyle 1 Mayıs’ı mutlak bayram ilan edelim, çalışma hayatını tümüyle durduralım ve o günün gerçek sahipleri olan emekçilerde hakkıyla bir bayram yapmış olsunlar. Zira bu bayram asıl olarak işçilerin, çalışanların, emeğin gerçek sahiplerinin bayramıdır, memurların değil, kuşkusuz memurlarda emekçi insanlardır ama söylediğim ve ne demek istediğim önyargısız ve samimi olarak şüphesiz idrak ediliyordur. Zira o gün hayat duruyor ama durmayan birileri var; işçi sınıfının gerçek öncüleri, yani bayramı gerçek anlamıyla kutlamayı hak edenler. Velakin ne gariptir ki tüm memurlar ve daha niceleri bayram yaparlarken işçiler yine de emek sarf etmeye, ter, yaş, kan dökmeye devam etmektedirler ve bu gerçekten acı bir durumdur, vicdani, ahlaki ve adil değildir. Bilakis, o gün bayramları olanlar çalışmaya devam ediyorlarsa bu nasıl bayram olacaktır o insanlar için? Evet, gerçekten madem bayram onlarındır, nasıl oluyor da bayram gününde sürgünü yaşıyor gibidirler? Asıl onlar o gün aileleriyle huzur ve mutluluk içerisinde güzel ve güneşli bir gün geçirmeyeceklerse o zaman o gün hiç tatil olmasın daha iyi. Yaşamak yorulmaktır ve emekçiler yaşamın yorgun savaşçılarıdırlar. Onlara yorgunluklarını gidermeleri ve bir nebze de olsa insani bir keyif yapmaları için o bir günü çok görmeyelim lütfen. Patronlar her gün tatil yaparlarken onları patron yapanlara niçin bir günlük tatil çok görülmektedir? Bir daha ama elimiz vicdanımızda olduğu şekilde düşünelim derim naçizane fikrimce. Hakikaten yürek yakıcı bir durum değil mi? Düşündükçe fark ediyorsunuz, farkında oldukça hissediyorsunuz, hissedebildikçe acısını yaşıyorsunuz. Hepimiz hayatın içindeyiz ve o gün kendilerine ait olan insanlar fasılasız çalışmaya devam etmektedirler. Normal bir kafayla ve kalple bunu idrak etmek olanaksızdır. Gerçek hikâyeyi yazanlar onlar ama o hikâyeyi okuyup kazananlar biziz, nasıl bir paradokstur bu? Bu dilemmaya bir nihayet verilmesi iktiza eder gibime geliyor isticalen. Vicdan böyle buyuruyor!

Tarih: 06.05.2021 Okunma: 381

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?