Dünyadaki “müsait olmayan ortam” derken, sadece “salgın” dan söz etmiyorum… “Salgın”, yerküredeki haksızlıkların, adaletsizliklerin, zulümlerin, çevre katliamlarının, cennet gibi dünyayı cehenneme çevirmenin sonucu gibi!
Zaten, salgın yokken de yerkürede bayram yapmaya müsait bir iklim yoktu… “İklim”, her anlamda, havanın kirletilmesi, ormanların ve fosil yakıtların cayır cayır yakılması, yerkürenin ısıtılmasıyla başımıza gelen iklim kriziyle namüsaitti… Açlık, yoksulluk, yolsuzluk, zulüm, yüz milyonların sığınmacı durumuna düşürülmesiyle namüsaitti.
Filistinlilere, yıllardır dünyayı dar eden İsrail, bayram öncesi bikere daha kudurdu. 17’si çocuk en az 83 kişi öldü. Yüzlerce yaralı ve sakat, binlerce evsiz-yurtsuz bırakılan Filistinli var.
Bu zulüm karşısında dünya, hele İslâm âlemi ne yapıyor? Ne yapabiliyor?
Hiçbir şey! Hiçbir şey!
UYGURLAR İÇİN; ABD, ALMANYA VE İNGİLTERE’YE TEŞEKKÜRLER!
Elcezire’de, bugünkü haber, “ABD, İngiltere ve Almanya, Pekin'in Uygur azınlığa muamelesine ilişkin endişeler nedeniyle, Çin'i BM'nin bölgeye ‘anında, sınırsız’ erişimine izin vermeye çağırıyor.”
Uygurlar, Türkiye’nin dışındaki İslam ülkelerinin umurunda değil zaten… Olsa da ses çıkarmaya hal ve mecalleri yok. Biz ise, oradan aşı beklediğimiz için “meseleleri kaşıyamıyoruz”! Ey Batı, bizim yerimize bu ikazı yaptığınız, Uygurlara yapılan baskı ve işkenceyi dile getirdiğiniz için çok teşekkür ederiz.
Yine Elcezire’de, bugünkü haber: “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken düzenlediği basın toplantısında, İran'ın Bahai, Hıristiyanlar, Yahudiler, Zerdüştler, Sünni ve Sufi Müslümanları sindirmeye, taciz etmeye ve tutuklamaya devam ettiğini,
Myanmar'da askeri darbe liderlerinin çoğu Müslüman olan Rohingya'ya yönelik etnik temizlik ve diğer zulümlerden sorumlu olanlar arasında yer aldığını söyledi.
Rusya'da yetkililer, iddia edilen şiddet bahanesiyle Yehova'nın Şahitlerinin yanı sıra Müslüman azınlık gruplarının üyelerini taciz etmeye, alıkoymaya ve mülklerine el koymaya devam ediyor.
Nijerya mahkemeleri insanları küfürle suçluyor, onları uzun süreli hapis cezasına hatta ölüme mahkûm ediyor, ancak 2015'te ordunun yüzlerce Şii Müslümanı topluca katletmesine karşı hiçbir işlem yapılmadı.
Blinken, Suudi Arabistan'da bir milyondan fazla Hristiyan yaşasa da, dünyada Hristiyan kilisesi olmayan tek ülke olmaya devam ediyor.” dedi
Bu kısacık haberde, sadece, ABD Dışişleri Bakanlığının tek bir raporunda dile getirilenler var. Bu tek haberde bile dünyanın her yerinde zulüm ve baskı olduğu görülüyor. Bunun dışında, daha pek çok yerde baskı, sindirme, haksızlık, hukuksuzluk, açlık, susuzluk, çevre katliamı olduğunu biliyorsunuz.
ÇİN, “İSRAİL’E DE BİŞEYLER SÖYLEYİN” DİYEMİYOR
Batılı devletlerin, Uygurlar üzerinden, çok yerinde bir girişimle, Çin’i sıkıştırmaya çalıştığı günlerde, yazının başında söz ettiğimiz gibi, İsrail Gazze’yi cehenneme çevirip masumları öldürüyor, evlerinden sürüyor.
Batılılar, Uygur’u ve diğer yerlerdeki zulümleri görürken İsrail’in yaptığı vahşeti görmüyor!
Çin de onların bu çelişkisini, bu ikilemini yüzlerine çarpıp, “Niye İsrail’in yaptığı vahşeti görmüyorsunuz?” diyemiyor!
Neden acaba?
Neden kimse İsrail zulmünü görmek istemiyor?
Kimse kötü olmak istemiyor, herkes bu “terör devleti”nden tırsıyor mu?
Öyle anlaşılıyor!
Görüldüğü gibi, neresinden bakarsanız, yeryüzünde bayram havası da yok, bayramı kutlayacak hakkımız, halimiz, mecalimiz de yok!
Çünkü dünya ağlıyor!
Bize de “ilahî bir ceza” gibi, evlerimize kapanıp ağlamak düşüyor!
x x x
TAVSİYE
https://www.youtube.com/watch?v=4YGBaYRr5GA
DESTAN ve AĞIT, Arif Nihat ASYA