İdrak Edemediğimiz; TRİPOT ve KAMERA Dünyası!

İsmail Hakkı CENGİZ - 22.05.2021

İdrak edemediğimiz, artık, “dijital bir dünya” içinde yaşamakta olduğunuz!

Bu, bambaşka bir dünya! Bütünüyle, her şeyiyle, evet, her şeyiyle farklı bir dünya! Bu dünyayı, 20-30 sene evvelinin dünyasıyla karıştırmamak lâzım!

Bu dünyada aldığınız oksijen, içtiğiniz su, yediğiniz lahmacun, her şey her şey  farklı… Artık, hepsinde dijital bir çeşni (belki radyasyon) var, hepsi dijital bir çerçeve içinde önümüze geliyor, akciğerlerimize, midemize giriyor.

Bu dünyanın kuruluşunun, 2015’te, 10 yaşından büyük herkesin cebine “akıllı telefonlar”ın girmesiyle tamamlandığını, 16-23 Ocak 2021 tarihleri arasında, dizi halinde kaleme aldığım dört yazıda anlatmıştım.

Şimdi!

Bu dijital dünyada bütün algılar, anlayışlar değişiyor… Yönetim anlayışları, çocuk yetiştirme anlayışları, hayatı, haberleri algılayışlar, aklınıza ne gelirse hepsi, hepsi farklı…

Bu “yeni dünya”yı eskiyle karıştıran, hâlâ eski anlayışlarla varlığını sürdürmeye kalkanlar kaybetmeye mahkûm!

Bu “dijital dünya”yı kavrayanlar, anlayışlarını “dijitalleştirenler”, onun sunduğu imkân ve kabiliyetleri kullananlar, fırsatları değerlendirenler kazanacak, ileri gidecek, yarına kalacaklar.

Bu “yeni dünya”yı, “kamera” ile üstüne onun yerleştirildiği, üç ayak demek olan “tripot”un simgelediğini söyleyebiliriz.

10 yaşın üzerindeki herkesin yanında kamera taşıması, her şeyiniz, her hareketiniz, her anınız takip altında, kayıt altında demektir. Bu, sıradan vatandaşlar için huzur, yasa dışı işler yapanlar için dehşet verici bişey!

Tripot ve kamera, arşivlenmiş bilgilerle birleşince akıl almaz bir güç ve müthiş tahrip edici bir silah haline gelebilir.

Haddizatında bunun etkilerini ve yansımalarını, yıllardan beri ekranlarda ve bilhassa, sosyal medyada görüyoruz, yaşıyoruz.

Sedat Peker, “yeni dünya”yı tam anlamıyla idrak etmiş. Yayınladığı videolarda, “dijital dünya”nın araçlarını korkunç bir silah olarak kullanıyor.

Bu yepyeni dijital dünyada, hiçbir şeyin eskisi gibi olmasını bekleyemezsiniz!

x   x   x

BEŞ YIL EVVEL AVM’LER!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ne kadar başarılı olduğunu kanıtlamak için, devlet kanalında, “beş yıl evvel, korkudan AVM’lere gidilemiyordu” diyerek, sayesinde, şimdi, hiç korkmadan, çekinmeden gidilebildiğini söylemiş!

Öyle ya, beş yıl evveline kadar, 14 yıl boyunca, memleketi çağdışı CeHaPe zihniyeti yönetmiş ve AVM’lere bile gidilemeyecek hale getirmişti! Sağ olasın sayın bakanım, bizi çağdışı zihniyetten de korkulardan da kurtardın!

Bu, kendini aşırı övme, öncekini aşırı yerme hastalığı tanıdık geldi mi? Bu insafsız ithamı, bu dehşetli kibri nereden hatırlıyoruz?

Eden buluyor!

Hem de kimden?

En yakınından!

Kendi içinden!

x   x   x

TAVSİYE

https://www.youtube.com/watch?v=-zZ2qUZtIZA

BİR CİN ŞİİRİ, Can YÜCEL, Davacı Zengin, Davalı Yoksulsa…

Tarih: 22.05.2021 Okunma: 668

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

22.05.2021 - 13:46

Haddizatında, işin özünde, kapitalizmin tuzaklarıyla karşı karşıyayız ama bunu çok iyi görmek iktiza ediyor. Maalesef başka bir tuzak kuruluyor. Evet, farklı bir yöne evrilen bir dünya var karşımızda ama insan aynı insan. Teknoloji diye fısıldayan birileri var kulaklarımıza ama değer diye de bir şey var. Tüm değerler çiğnendiği, ezildiği, harcandığı, tükendiği, yok olduğu için elimize kalan teknolojik fısıltılar ve yönlendirmeler oldu. Çünkü artık öldürdük değer namına ne varsa, elbette ilk öldürülen insanlık oldu, sonra da o insanlık tekrar dirilemesin diye değerlerini öldürdük ve öldürenler de hayatında hep değer (din-vatan-millet vs.) edebiyatı yapmış olanlar oldu ne hazindir ki. Keşke namusluca fikir teatilerinin yapılabildiği bir ülke olsakta her şeyi namusluca, onurluca apaçık konuşabilsek. Çünkü konuşmak iyileştiricidir. Düşüncelerin özgürce uçuşması, değerlerin yeniden kökleşmesini tevlit edecektir ama maalesef düşüncenin hürriyetinden ve düşünen insandan korkuluyor. Ne gariptir ki korkanlar da Allah’ın ayetlerine sarılıyormuş gibi görüntü verip Allah’ın ayetlerinden korkanlardır. Çünkü Allah diyor ki, sözü dinleyin ve en doğrusuna uyun. Galiba Zümer Suresi 18. Ayet olması lazım. Ha tabi din diyenler dini bilmezse böyle bir manzara çıkar karşımıza. Gerçi bu ülkede kimse inandığını bilmiyor ve bilerek mücadele vermiyor, her şey karambole oluyor. Elbet bir gün daha özgür konuşacağımız günler olur inşaAllah, ölmeden yaşarken olur inşaAllah. Mesela; Sedat Peker konuşuyor. Ne diyelim konuşuyor işte. Durmadan konuşuyor adam. Yerini bulmuş. Mekanizmayı kurmuş. Torbasını da zaten doldurmuş. Ah bu cehape mahvetti bu ülkeyi, her şeyi dağıttı, tüketti. Neyse başka yerlere girmeyeceğim. Hamdolsun ki diyeceğim tek şey; GÖZLERİM GÖRÜYOR elhamdülillah. AKLIM DÜŞÜNÜYOR elhamdülillah. KALBİM HİSSEDİYOR elhamdülillah. KULAKLARIM DUYUYOR elhamdülillah. Bu dünyada bu organlarımı suiistimal edecek bir Allah kulu çıkmaz çıkamaz elhamdülillah. Çünkü hayatımda hiçbir sürüye dâhil olmadım ve güdülmedim elhamdülillah. KAFAM VE KALBİM ömrüm boyunca ÖZGÜR oldu elhamdülillah. Neye inanacağımı da kendim bilirim elhamdülillah. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu da sezebilirim elhamdülillah. DOĞRU DA DOĞRUDUR ve yanlış demekle yanlış olmaz ve doğruyu kabul edecek kadar onurluyum elhamdülillah. Korkudan ya da korkudan değil ama tereddütten, endişeden doğruya doğru diyemem belki ama aklım ve kalbim onun doğru olduğunu bilir elhamdülillah. Zorla güzellik olmaz elhamdülillah. Hayatın bir döneminde doğruya doğru diyemeyiz belki ama diyebileceğimiz dönemleri de yaşarız inşaAllah, elhamdülillah.

özgür deniz

22.05.2021 - 13:47

kalben sonsuz teşekkürler inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. derin saygılar selamlar.

İ Hakkı Cengiz

22.05.2021 - 14:53

Peker, sadece tripot ve kamerayı hatırlattığı için, o iki aletin ne kadar dehşet, müthiş ve bibakıma harikulade şeyler olduğunu, içinde bulunduğumuz ve uzun bir ati için algı ve anlayışların simgesi olmaya devam edeceği için konuya girdim. Tabii ki videoları merakla takip ediyorum. Dijital dünya, "mafya"yı, "mafya" anlayışlarını ve varsa "mafya" işlev ve işleyişlerini de değiştiriyor, dönüştürüyor. Bu konuda benim gördüğüm ve görüşüm biraz farklı... Gerekli görürsem ve zihnimde toparlayabilirsem yazı veya yazılar kaleme alabilirim. Çok değerli ilgin ve yorumun için yürekten teşekkür ederim, can kardeşim. Gönülden selâmlar...

özgür deniz

22.05.2021 - 16:44

O mekanizmalar kuşkusuz teknolojinin ulaştığı düzeyi ve nasılda kontrol edilemez araçların doğmasına sebeb olduğunu gösterir. Ve elbette günümüzün en tesirli ve etkili silahı olarak tebarüz eder. Ki, kuşkusuz dünyaya yön verdiği de ve yön vermeye devam edeceği de bir gerçektir. Bu durum elbette gençleri etkileyecektir, zira dünyaya yön veren bir şeye bihaber kalmak, hayata yön vermeni zorlaştıracaktır. Sedat Peker VİDEOLARI ile ilgili de bir şey söylemek istemiyorum. İzliyorum ya da izlemiyorum, doğru ya da yanlış diye. Orası herkesin elbette kendi bileceği şeydir diyorum. Herkesin kendi aklı ve vicdanı vardır. Hayır, bunları yani Sedat Peker’le ilgili mülahazalarımı size cevap babında söylemiyorum, öylesine söylüyorum, lütfen yanlış anlamayın. Sedat Peker de şüphesiz ki teknolojiyi kendince kullanmaktadır. Teknoloji mafyayı değiştiremez, ancak işler şirazeden çıkarsa o vakit onların elinde güçlü bir silaha dönüşür. Yoksa mafya birebir ilişkidir ve ancak o vakit güçlüdür. Çünkü mafya kendini göstermezse iş yapamaz. O gücünü göstermek ve hissettirmek ister. Güç ise birebir gösterilir ve hissettirilir. Elbette her kafa ve yürek ayrıdır ve oradan doğacak düşün ve duygu da farklı olacaktır ve bu sonsuz tabiidir. Keşke daha sarih olarak düşüncelerimizi serdetmek kabil olabilse, işte o vakit daha berrak olur her şey. Misal, bir insana bile iyi ya da kötü diyeceğimizi düzenler tayin ediyor. Oysa bendeniz bir insanım ve bağımsız bir kalbim, aklım var ve neyi nasıl anlayacağımı ve neye nasıl bakacağımı kendim bilmem lazım. Bir insan iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür ama düzen iyi bir insana kötü diyorsa sen de kötü demek zorunda kalıyorsun ya da kötü bir insana iyi diyorsa sen de iyi demek zorunda kalıyorsun, düzen gibi görmeyeceksen ve demeyeceksen susmak zorunda kalıyorsun. Sanki biz malız. Oysa asıl mal böylesi bir hayatı dikte eden düzenlerin kendileridir. Zira bugün diyemediğimi yarın elbet diyeceğim, yarın diyemezsem bir gün mutlaka diyeceğim. Bunu bile idrak edemeyecek kadar zavallılar var bu dünyada.

özgür deniz

22.05.2021 - 16:44

Eyvallah inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Tüm kalbimle, bilincimle, içtenliğimle, samimiyetimle ve benliğimle bilmukabele ve derin saygılar, selamlar inşaAllah.

İ. Hakkı Cengiz

22.05.2021 - 17:15

Konu, yani kurulmuş olan yeni dünya, dijital dünya çok hayatî... Bugüne damgasını vurduğu gibi, geleceğimiz de o iklimde olacak. Onun için uzun uzun tartışılması normal. Konu, böylece daha iyi anlaşılır, meselelere çözüm böyle aranır. Ayrıntılı açıklamalarından çok yararlanıyorum. Kalemine, yüreğine sağlık. Selam ve dualarımla...

İ. Hakkı Cengiz

23.05.2021 - 17:17

Deneme...