İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...148...

Özgür DENİZ - 06.06.2021

Şimdi şunu kafamıza çivi gibi çakmamız iktiza ediyor ama gerçekten çakmamız, hissederek, anlamış ve kavramış olarak çakmamız iktiza ediyor, zira hareket için bu elzemdir, bilgiyi eyleme dönüştürmek adına mutlak önkoşuldur. Çünkü münhasıran bilmekle hiçbir bilgiyi eyleme dönüştüremezsiniz, o bilgiyi gerçekten hissetmiş ve anlamış olmalısınız ki, o bilgi eyleme dönüşsün. Zaten bilmekle eyleme dönüşmüş olsaydı bilgi, bugün bu toplum kendine Müslümanım dediği halde pislik içinde debelenmezdi, ahlaksızlık, adaletsizlik içinde debelenmezdi. Eyleme dönüşmeyen bilgi de yüktür, onu taşıyanın da eşekten farkı yoktur. Hani Tanrı diyordu ya; kitap yüklü eşeklerdir onlar diye, işte öyle. Bizim kadim sorunumuzdan birisi, belki de birincisi budur. Bizler münhasıran okumakla, öğrenmekle ve bilmekle iktifa ediyoruz. Bildiklerimizi ise hiçbir zaman uygulamıyoruz, çünkü bildiklerimiz kalbimizde hissedilmiyor ve kafamızda anlaşılmıyor, kavranılmıyor. Böylece de hiçbir bilmem neye yaramıyor. Böyle olunca da it gibi sürünüyoruz. Çünkü bilgimiz düşmanlarımıza korku salmıyor. Ama bildiklerimizi eyleme dönüştüren insançocukları olsaydık ve bu bilinseydi yemin ediyorum düşmanlarımız bizi gördüklerinde ödleri patlardı. Biz, bilgiçlik taslamak için biliyoruz, harekete dönüştürmek, eylemek ve uygulamak için değil. Böyle olunca da hiçbir sonuç alamıyoruz. Çünkü samimiyeti olmuyor böylesi bir şeyin. Lütfen bildiğiniz bir şeyi uygulamak maksadıyla bilin, bilakis lütfen bilmeyin, tiksindirici ve utanılası biri olmayın. Mesela; Sosyalistler de biliyoruz derler mütemadiyen, ne işe yarıyor? Bildiğini icra etmezsen bir bilmem neye yaramaz, tatbik edeceksin bildiğini. Bu yüzden Sosyalistler bildiklerini söyledikleri kadar da uygulamalarıyla tanınmalıdırlar, öyle insanlar olmalıdırlar ki, tüm insanlık onlara imrenerek bakmalıdır, işte bu demelidir, yaşamakta, sevinçte, mutlulukta, özgürlükte, adalette, ahlakta bunlarda demelidir, bunu dedirtmedikten sonra istediğin kadar Sosyalistim de dur neye yarar? Tamam sende eyvallah, öyle olsun eyvallah ama yaşamak sevinicinin sende olmasının bir anlamı olmaz ki, sen onu göstermen lazım, ki, hayatın eylem olduğunu en iyi bilecek olan sensin, çünkü sen praksisin. Yanlış mı düşünüyorum? Lütfen öyle bir insan ol ki, baştanbaşa umut ol, düş ol, özgürlük ol, emek ol, adalet ol ve insanlık sana tutunsun. Kurtuluşu sen de bulsun. Zira her şey insanla kabildir bu dünyada, insansız bir şey yapmak kabil mi, insana gitmeden ve insanın güvenini kazanmadan başarmak kabil mi? Öyle ya tarih boyunca böyle bu.

 

EKSTRA NOT:

 

Tamam, bu ülkeye bir şeyler yapılabilir, güzel de olabilir, takdir de edilebilir, hepsine eyvallah.  Peki, yapılan şeyler nereye yapılmaktadır, yapılan yer kimindir, kimin parasıyla yapılmaktadır? Bu topraklar üzerine yapılmaktadır, bu topraklar bu milletindir, yapılan da bu milletin vergisiyle yapılmaktadır, doğru mu şimdi bunlar? Eyvallah doğru. Peki, niçin, iş, o yapılan yerleri kullanmaya gelince sadece kodamanların kullanabilecekleri şekilde hizmet vermektedir? Ne yani benim vergimle yapılan yere bir de parayla mı girmek zorundayım? Hem o yiyecek, içeceklerin ücreti nedir öyle lütfen? Niçin bu tarafı düşünmüyorsunuz? Hayır ya, yapılan şey, kodamanların topraklarının üzerine mi yapılmaktadır, kodamanlar tarafından mı yapılmaktadır, kodamanların vergileriyle mi yapılmaktadır? Niçin bunu sormuyoruz, durumu sorgulamıyoruz? Bir de üstelik yaşayamayacağım şey için hatta işin özünde dilleriyle ikrar etmeseler bile benim için yapmadıkları şey için benden teşekkür beklerler ya, gerçekten beni mal yerine koyuyorlar ya, insanı çıldırtan bu. Hayır, beni yaşatmayacağın yeri nasıl benim için yapmış olabilirsiniz ki? Niye mal gibi bakıyoruz olan bitene, niye tolere ediyoruz ki böylesi bir şeyi? Hayır, böyle bir şeyi niye tolere edeyim, etmek zorunda mıyım? Ne yani mal mıyım ben? Sorduğum zaman vatan haini mi olurum? Yoksa PKK’lı mı olurum? Ya da İŞİD’ci mi olurum? Belki de HİZBULLAH’cı olurum? Belki de FETÖ’cü derler. Her neyse işte, çünkü soran ve sorgulayan illa bir şeyci oluyor bu topraklarda? Oysa beni çok iyi bilirler ki, bu topraklarda doğumundan bu yana tek başına dövüşen ve bugüne kadar hiçbir yerin yamağı olmayan belki de tek insanımdır. Her cemaate, partiye, kişiye isyan etmiş, başkaldırmış, özgürlükle birleşmiş tek insanımdır. Hatta devletçi olduğu halde devlete de gerektiğinde sözleriyle haddini bildiren, devlet olduğunu hatırlatan ve onu adalete davet eden biriyimdir. Öyle ya Tanrı’m olmayan bir şeye kul, köle olacak değilim ya. Adaleti kadar saygımı hak eder. Çünkü ben onun için değil o benim için vardır. Benim paramla, benim toprağım üzerine bir şey yapacaksınız, üstelikte benim için yaptığınızı söyleyeceksiniz ama ben hiçbir vakit orayı duyumsayarak yaşayamayacam ama hep benim diyecem duracam. Artık bu tür safsataca bakışları ve düşünmeleri öldürmeliyiz benliğimizde. Çünkü bu kendi kendini maldan saymaktır. Gerçekten, ya ben malım………... Hayır, başka bir anlam çıkmıyor çünkü böylesi bir durumdan. Ama mal değilim onu bilirim, onu söylerim. Kimse de kendini mal yerine koydurtmamalıdır.

Tarih: 06.06.2021 Okunma: 301

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?