Bir insandır ki, bir şeye sahip
olmuştur, ona verdiği emeği hüccet olarak sunmalıdır. Sunamıyorsa şeksiz ve
şüphesiz hırsızdır. Çünkü verdiğin emek olmadan aldığın bir şey varsa ondan
şüphe ederim arkadaş. Hakikatin kendisi de tam da budur zaten. Felsefem
şüphedir! Çünkü doğrulara ulaşmak için şüphe manyak bir araçtır bendeniz için. Bugüne
kadar şüphe bendenizi hiç yanıltmadı, üstelik tuttu elimden hep doğruya götürdü.
Başkası için ne nedir bilmem, anlamam. Büyük bir servete mi malik oldun,
muhtelif maddiyatlar mı edindin, onu kazanmak uğrunda verdiğin emeği, akıttığın
teri, döktüğün yaşı ve kanı görmek isterim. İsterim ve bu bendenizin hakkımdır.
Çünkü aynı insanız, aynı dünyadayız, aynı topraklardayız, aynı kanunlara
tabiyiz, vasfın nedir, ayrıcalığın nedir, daha mı akıllısın? Çünkü aynı
topraklar üzerinde idame-i hayat eyliyoruz ve aynı hazinelerin malikiyiz. Sen
maliksin ben değilim diye bir şey sözkonusu değildir ve böyle bir iddia da
haddin değildir. Bendeniz böyleyim arkadaş, başkasının nasıl olduğu da
bendenizi ırgalamaz, ırgalar ama ırgalamaz. Bendeniz sorarım arkadaş, çünkü
hesap sormazsam insan olamam ve hakkımı müdafaa edemem. Hesap sormazsam mal
olduğumu, öküz olduğumu, geri zekâlı olduğumu, dar kafalı ve yobaz olduğumu
düşünürüm. Ama böyle olmadığımı bildiğim için de hesap sorarım ve hesap
sorduğum içinde böyle olmadığıma inanırım. Kim olduğunla gelme bana,
insanlığınla ve namusunla gel, çünkü kim olduğun bendenizi zerre miskal
ırgalamaz. Bendeniz senin insan olup olmadığına bakarım; Müslüman mısın değil
misin; Türk müsün değil misin; Atatürkçü müsün değil misin diye bakmam; namuslu
musun, namussuz musun; hakkımı yiyor musun, hakkımı peşkeş çekiyor musun; benim
için dövüşüyor musun; ben sefaleti yaşarken sen nasıl yaşıyorsun; suçluyu övüp
suçsuzu dövüyor musun, suçsuz karşısında aslan olup suçlu karşısında kedi mi
oluyorsun; bana bir verirken kendin on mu alıyorsun bunlara bakarım. Bunlar sende
varsa yüzüne tükürürüm, tekmeyi basarım; kimliğin umurumda bile olmaz; sen olmazsan,
şu, bu, o da olmazmış, bendenizi ırgalamaz, olmazsa olmasın olmayacak olan
senin olmamanla olmayacaksa hatta sen var diye varsa yerle yeksan olsun gitsin.
Şerefsizlerin varlığıyla var olan zaten şerefsizdir, şerefsizle de işim olmaz. Zaten
kimliklerle aldatıla aldatıla bu hale geldik, zilletin, sefaletin dibine düştük.
Bu evrende altında emek olmayan hiç ama hiçbir şey yoktur. Öyleyse her şey
emeğin ürünüdür, herkese emeğinin karşılığı vardır ve emek kutsaldır ve o
kutsal saygıdeğerdir. Tarlada, inşaatta, yolda, köprüde çalışacak yani tabir
caizse canı çıkacak, emek verecek, ter, yaş, kan dökecek ama iyi bir hayata
sahip olamayacak amma velakin sen onun hakkını vermeyerek, emeğini görmezden
gelerek hatta hak ettiği ücreti tam zamanında ve eksiksiz vermeyerek krallar
gibi yaşayacaksın sonrada insan olduğunu söyleyeceksin. Keza, böylesi bir
şeyden yana zerre bir emare taşımayacaksın, münhasıran devletin gücünü
suiistimal ederek olması kabil olmayan nimetlere malik olacaksın ama bir de
gücünden dolayı kendini insan gibi sunacak, bunu tolere ettirecek ve kendine
saygı duyurtturacaksın. Hakeza; gücünü kullanarak emek sarf edenlerin kazanmalarının
yolunda handikap teşkil edeceksin ve onu kendine sürekli muhtaç kılacaksın,
sonrada insan görünüp, insan muamelesine layık görüleceksin. Hadi ordan
pezevenkler! Malik olduğunuz şeylere nasıl malik oldunuz, karşılığında ne
verdiniz gösterin önce, ondan sonra saygı ve sevgi umun. Bilakis yüzlerinize
tükürülecektir. Kimsenin babasının çiftliği değil bu topraklar ve bu devletin
hazinesi kimsenin yemliği değil. Kimse kimsenin kulu değil. Her aldığınız şeyin
karşılığında ne verdiğinizi göreceğim. Görmezsem şayet benim nazarımda ne
olacağınız gayet açıktır.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...150...
Özgür DENİZ - 08.06.2021
Tarih: 08.06.2021
Okunma: 345
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.