Vatan hainliği; sadece, düşmana bile isteye bilgi vermek, düşmana göz göre göre teçhizat temin etmek, kendi insanına kendi elleriyle isteyerek ve planlayarak kurşun sıkmak değildir ya da kendi insanını ve vatanını kendi elleriyle düşmana teslim etmek değildir. Bu apaçık vatan hainliğidir, bir de örtülü vatan hainliği vardır ve işte halkın görmediği, durum karşısında alıklaştığı, bönleştiği ve tepkisiz kaldığı vatan hainliği budur ve emin olun en tehlikeli vatan hainliğidir bu ve revaçta olan, her daim geçerliliği olan vatan hainliği de budur. Böyle olduğu için bizler gizli vatan hainlerini tanıyamamakta ve herkesi vatansever sanmaktayız. Bizim hayatımızı kaydıran ve bizlere yaşamak sevincini zehir eden de tam da bu türlü hainliktir işte. Çünkü hainlik yapılır ama herkes sadakati görür o hainliğe bakınca ve artık hainlikte öyle açıkça yapılmamaktadır, tam da bu şekilde yapılmaktadır. Hakikatte tüm dünyada insanların kahir ekseriyeti vatan hainidir. Hem de havasıyla avamıyla. Kimileri ihanet edebilmekte, kimileri ihanet edecek imkân bulamamakta, kimileri de tereddütte kalmaktadır sadık mı kalsam hain mi olsam diye. Bu olgunun mahiyetinin ne olduğuna bakılarak analiz yapılmalıdır. Biz toplum olarak sığ yaşadığımız için derin bakamıyoruz hiçbir şeye. Bu yüzden de hep kaybediyoruz, sürünüyoruz. Tıpkı açık ve gizli sömürünün olduğu ve gizli sömürünün en tehlikeli sömürü olduğu gibi, gizli sömürüde düşman kılçıksız sömürür, tertemiz, hiçbir bedel ödemeden ve hiçbir masraf etmeden sömürür. Sen üretirsin, düşman tüketir. Ya da senin ne tüketmen gerektiğini düşman tayin eder, üretir ve sana satar sen tüketirsin. Geçelim!
Âlim; eğer dosdoğru olmuyorsa, apaçık haksızlıklar karşısında
susuyorsa, dilsiz şeytan oluyorsa, dine göre insanları tefrik edip herkese
inancına göre tavır alıyorsa ve benim gibi inanmıyor diye düşündüklerine
haksızlık yapıldığında duyarsız kalıyorsa, zalimler önünde eğiliyorsa ve hakkı
apaçık haykırmaktan menfaatleri uğruna imtina ediyorsa, hakikati batıl ile
örtüyor ve hakikati olduğu gibi eğip bükmeden söylemiyorsa, politikacılar
önünde eğiliyorsa, Allah ile aldatıyorsa, dinini dünyaya satıyorsa şeksiz ve
şüphesiz, katıksız vatan hainidir.
Politikacı; eğer ülkenin hazinesini ve kaynaklarını soyuyorsa,
soyduruyorsa, soyulmasına göz yumuyorsa, kendisi bin alıp halka bir veriyorsa,
halkın umutsuz kalma pahasına sırf kendisini düşünüyorsa, halkının kaynaklarını
kan emicilere sırf çıkarları için peşkeş çekiyorsa ve bu yoldan devasa
kazançlar elde ediyorsa, insanları birleştireceğine bilerek ve isteyerek insanların
bölünmesine sebep oluyorsa, hak edene hak ettiğinin verilmesine engel oluyorsa,
kul ve yetim hakkı yiyorsa, insanları aldatıyorsa ve yalanı gerçek diye
sunuyorsa, suçsuzu suçluymuş gibi yargılayıp hayatını mahvediyorsa ya da böyle
yapıldığını bildiği ve gördüğü halde eyvallah deyip geçiyorsa, suçlu ayrımı
yapıyorsa, kompradorlar önünde eğiliyorsa, güçsüze aslan güçlüye kuzu oluyorsa,
şeksiz ve şüphesiz, katıksız vatan hainidir.
Gazeteci; eğer halkın gerçekleri öğrenmesinden korkup patronu
lehine gerçekleri gizliyorsa, ihale takipçiliği yapıyorsa, namusluyu namussuz,
namussuzu namuslu diye topluma pazarlıyorsa, olmayanı olmuş gibi ve olanı
olmamış gibi sunuyorsa, menfaati için doğruyu yanlış, yanlışı doğru diye
gösteriyorsa, gerçeğin peşine değil de ihalelerin peşine düşüyorsa, gerçeği
bulduğu ve öğrendiği halde açıklamıyor ve açıklama tehdidiyle pazarlık
yapıyorsa ve yaptığı pazarlık sonucunda istediğini alınca o gerçeği karanlığa
gömüyorsa, suçsuz birini sırf birileri istedi diye suçlu olarak gösteriyorsa,
şeksiz ve şüphesiz, katıksız vatan hainidir.
Üç zümreyi verdim, diğerlerini de buna göre tartıp, ölçüp,
biçip değerlendirebiliriz. Gözlerimizi açarsak, aklımızı kullanırsak, kalbimizi
ve vicdanımızı temizlersek ve gerçekten erdemli insanlar olursak gerçekler
güneş gibi kendini açık eder bize. Olguları ve olayları namusluca tetkik,
tahkik, analiz etmeliyiz. Gerçeklerin peşine düşmeliyiz. Safi insan olmalıyız.
Kesin inançlı, önyargılı, fanatik olmamalıyız, her şeyden şüphe etmeliyiz, durmadan
sorular sormalı ve cevaplarını bulmakta inatçı olmalıyız, her şeyi
sorgulamalıyız, yalanlara aldanmamalıyız. İstemediğimiz yerde
konuşlandırılmamalı, istenilen yere koşullandırılanlar olmamalıyız. Eğer
kendimizi seviyorsak, eğer insanları seviyorsak, eğer ülkemizi seviyorsak, eğer
adaletli bir dünya istiyorsak, eğer yaşıyoruz diyebilmek istiyorsak safi insan
olmaktan, gerçeklerin peşinde düşmekten ve kimin kim ve ne olduğunu apaçık
olarak bilmekten ve tanımaktan başka yolumuz yoktur.
EKSTRA NOT: İnsanı koruyun, öldürmeyin, insan öldü mü benim gözümde tüm
insanlık ölür. İnsan hakikatin dilidir, sözcüsüdür, o dil kesildi mi hakikat
öksüz kalır, garip kalır, karanlıkta boğulur. İnsanı yaşatın, behemehâl
yaşatın, yaşaması için maddi ve manevi yönden müzahir olun. İnsanın yaşaması
insanlığın yaşaması için elzemdir, önkoşuldur. İnsan, Tanrı’nın sırdaşıdır,
dostudur, yardımcısıdır. Merhamet edin insana. İnsan herkestir, herkes insanın
birleşimidir. Bu yüzden insan bağımsızdır ama bağımsız değildir, birilerinden
değildir herkestendir. Her insanın yaşamak hakkı vardır ve bu hak hiçbir
sebeple, hiçbir şekilde gasp edilemez. Lütfen insanı koruyun ve yaşamasına
imkan sağlayın. İnsansız, dünyanın ne anlamı olur?