İnsanlık, gözlemlediğimiz,
algıladığımız, hissettiğimiz kadarıyla, yaşadığımız çağda, maalesef,
çirkinliğin, bayağılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun, adiliğin
ve alçaklığın son kertesine gelmiş dayanmış bulunmaktadır, mevcut konumu
vartanın kıyısıdır ve öyle görünüyor ki, büyük felaketler kendisini
beklemektedir. Gelecek olan ateşten kurtulacak kadar şanslı görülmemektedir.
Çünkü herkes ya işlenmiş suçlara bizatihi ortaklık etmiş bulunmaktadırlar ya da
sessiz kalarak yine iştirak etmiş olmaktadırlar yani masum değiliz hiçbirimiz.
Binaenaleyh, tüm yerkürede yekpare zalimlerle amansız ve acımasız bir savaşım
vermemiz iktiza ediyor zevahire baktığımızda. Yaşasın insan, kahrolsun
tiranlar! Eğer yanmak istemiyor ve kurtulmak istiyorsak; insanlığa dönüş
yapmamız mübremdir, zaman olabildiğince kısadır. Çünkü artık insanlıktan
inhiraf etmiş bulunmaktayız. Ki, zaten beşerlik düzeyinden de insanlık düzeyine
yükselebilmiş değiliz, yükselebildiğimiz kerteden de yeniden düşmüş
bulunmaktayız. Hiçbir şey aslına uygun değildir, hiçbir davranışımız muayyen
bir değere müstenit değildir, hiçbir sözümüzün hakikatle ilintisi yoktur,
köklerimizle merbutiyetimiz kesilmiştir. Sözler yalan, davranışlar insanlıktan
uzak, uygulamalar ceberrutluktan ibarettir. İnsanlık, gözler önünde, acımasızca
ve vahşice ezilmekte, sömürülmekte ve öldürülmektedir. Küre ölçeğinde misal
verirsek; en basitinden, bugün kara derili insanların yaşamları malumdur ve
suçlusu da malumdur ve dahi suç ortakları da malumdur. Hem küçük mikyasta hem
de büyük mikyasta insanlık zalimler ve zulümler muvacehesinde naçar durumdadır.
Hariçten gelip dâhildekileri perişan etmektedirler ve dâhildekilerin maalesef
yapabilecekleri hiçbir şeyleri yoktur yahut dâhildekilerden satın alınmış
olanlarda suçluya müzahir olmaktadırlar. Yekpare insanlık, vahşi ve alçak
kapitalizme karşı, yerkürenin her zerresinde isyan bayrağını çekmelidir. Münhasıran
bir yerde ki kapitalizmin ölümü değildir mühim olan, her yerde ki kapitalizmin
ölümüdür, çünkü ben yaşarken kardeşim yanıyorsa, benim yaşıyor olmamın hiçbir
değeri ve anlamı olmaz. Tanıyor olup olmamam sorun değildir, tüm insanlık
kardeştir çünkü ve insanlığın düşmanlarına karşı insan kardeşimin yanında
olmak, onu savunmak insanca varoluşumun muktezasıdır. Zira tüm dünya,
zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şeyleri olmayan ezilenlerin
birleşerek birleşik güçleriyle küresel kapitalizme başkaldırmasıyla kurtuluş
yolunda ilk kıvılcımı çakmış olacaklardır. Ya olacaktır insanlık ya da
ölecektir yahut sürünecektir, başka bir opsiyon maalesef yoktur ve kabil de
değildir.
EKSTRA NOT:
Dizilerle kalplere-duygulara pençeyi
geçir, gazetecilerle beyinlere-düşüncelere pençeyi geçir, sonrada gövdeyi eğdir
ve istediğin gibi yaşa. Artık duygusu ve düşüncesi ölmüş olanlar, senin kim
olduğunu nereden bilsinler, ne yaptığını nasıl anlasınlar, nasıl ve niçin
yaptığını nasıl çözsünler. Kalpler uyuştu mu, beyinler uyuştu mu, uyuşan kalbe
ve beyne istediğin gibi hükmedebilirsin. İstersen onlara en büyük kötülüğü yap,
en büyük iyilik yapıldığını sanırlar. Sen yaşarsın kendisi ölür hatta sürünür
ve bunu kendisine ve sana hak olarak görür, çünkü bilmez hiçbir şey, hiçbir
şeyi bilmediğini de bilmez, biliyormuş gibi yaşarken öldüğünün hatta
süründüğünün farkında bile olamaz.