İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...162...

Özgür DENİZ - 25.06.2021

Tüm kötülükler, tüm şeylerin kendi doğalarının dışına çıkmalarından neşet etmektedir ve düzen bu yüzden bozulmaktadır. Her şey öz doğasına seza yerinde olsa ve dursa her şey kendi akışı içerisinde varolup gidecek ve her şey de yerli yerinde olacaktır, herkeste kendi yerinde mutluluktan kanatlanıp uçacaktır. Çünkü kimse kendisinden başka kimseyi görmeyecektir, görmeyince de kimsenin kimseyle derdi olmayacaktır, zira kimse kimseyle ilgilenmeye gerek duymayacaktır. Çünkü evrende her şeyin bir yeri ve konumu vardır ve şeylerin ne oldukları bellidir. Olmadığın ve olamayacağın şeyi olmaya çalışırsan ve bulunamayacağın yerde durmaya yeltenirsen, taşıyamayacağın şeyi sahiplenirsen ya da sahiplenmek için veremeyeceğin şeyi vermeye yeltenirsen dengeyi kaçırır, düzeni bozar, kozmosu kaosa tedvir eylersin. Bugün olan biten ne varsa bundan başka bir şey değildir. Tüm evrenin yegâne hâkimi Tanrı mıdır? Özünde her şeyin (((mülkün de, dinin de, iktidarın da))) maliki, hâkimi Tanrı’dır değil mi? Zaten hayır demek kabil değil, dediğin anda zalimlere karşı kavga vermen muhaldir, verdiğini iddia etsen düpedüz yalancı olursun. Çünkü Tanrı içindedir, vicdanındadır. Zalimlere karşı kavga etmek ve zalimlerin kanlı ve kirli saltanatlarını yerle yeksan eylemek için vicdan sahibi olmak iktiza eder ilk evvelde. Ama tüm bunların idaresini de insana vermiş midir Tanrı? Ve demiş midir; toplum düzenini tanzim ederken ortak aklı ve vicdanı baz alıp ortak karar neticesinde tanzim edin diye yani Ben varım gibi ama yokum gibi ortak aklınızı, iradenizi ortaya çıkarıp, birleşerek birleşik gücünüzle, kendiniz, zalim düzenleri yıkacak, yok edecek ve insana layık düzeni ikame edeceksiniz diye? Öyleyse kimse kendini Tanrı’nın yerinde konumlandırıp, tanrılığa yeltenip, kendi umdelerini icat edip, insanlığa nefsinin ürünü olan kof umdelerini dikte edemez. Kendi dışındakilerin hayatlarını kendi hayatı istikametinde belirleyemez ve belirlenmiş olana göre bir yaşam dayatamaz kimseye. İnsanlığın özel ve genel hayatı benim düşünceme göre şekillenmelidir deme salahiyeti de, hakkı da yoktur ve olamaz da hiçbir kimsenin. Çünkü yeryüzü bir kişinin değil herkesindir, zira Tanrı herkese bırakmış ve hep birlikte kullanın ve kullandıklarınız üzerinde ortak bir yaşam kurun demiştir. Değil midir ki; mülkte, iktidarda, dinde Tanrı’ya aittir, o zaman hiçbir kimseye ait değildir ve ait kılınamaz, ait kılınıpta birileri tarafından tahrif ve tahrip edilipte, herkese kendi belirlediği şekilde dayatılamaz. Tanrı’ya ait olan herkese ait olacak olandır yani tekelleştirilemeyecek ve hususi olarak istimal edilemeyecek olandır. Öyleyse Tanrı’ya ait olupta tekelleştirilen tüm şeyler yeniden herkese ait kılınmak üzere, kendine ait kılanlardan behemehâl geri alınmalıdır ve herkese ait kılınmalıdır, hangi yol ve yöntemle yapılırsa yapılsın bu fark etmemelidir, bedeli ne olursa olsun ödenmeli ve bu tahakkuk ettirilmelidir, bilakis bu yeryüzünde gülmek, insanca yaşamak muhal ender muhaldir. Çünkü Tanrı’ya ait olanı kendine ait kılıpta, onunla benim hayatımı zehir edemez kimse, hayatımın hangi boyutuyla olursa olsun değişmez bu. Herkes haddini, hududunu, yerini ve kim olduğunu bilecektir, bilmelidir, bilmek zorundadır, icap ediyorsa birileri bildirecektir, bildirmek zorundadır. Ve bildirildiğinde böğürmemelidir!

 

EKSTRA NOT:

 

Tekrar söyleyeyim istedim naçizane güzelinsanlar, bahusus gençler. Ya aynı minvalde düşünmek zorunda değilsiniz, hayata onlar gibi bakmak zorunda değilsiniz, sevmek zorunda değilsiniz, saygı duymak zorunda değilsiniz, istediğinizi yine izleyebilirsiniz ama bir hafta sadece bir hafta HALK TV ANAHABERİ, bir hafta FOX TV ANAHABERİ izleyin bakalım, ama kalbinizle-hissederek ve kafanızla-düşünerek izleyin lütfen yani vicdanınız mutlak aktif olsun, gördüğünüz şeylere bir de farklı bir pencereden bakın bakalım kaçırdığınız bir şey var mı, haberiniz olduğunu düşündüğünüz ama hiç haberinizin olmadığı bir şey var mı, hep öyle bildiğiniz ama gerçekte ya bak öyle değilmiş demek zorunda kalacağınız bir şey var mı, hayır nolacak bir de farklı yorumları dinlemiş, farklı bakış açılarını görmüş olursunuz ve bu sizi düşünce boyutunda zengin kılar ama fakirleştirmez. Bizler sadece gözümüzün önünü gördüğümüz için daha kolay uyutuluyoruz, çünkü farklı bir pencereden hayata bakmayı beceremiyoruz. Bize bir pencere gösteriyorlar hep o pencereden bakıp duruyoruz ve aynı manzarayı görüyoruz, zamanla da uyuşuyoruz. Uyuşunca da artık hiçbir şeyi umursamaz oluyoruz, en yürek yakıcı şeyleri karşısında bile umursamaz oluyoruz.


TANRI AŞKINA VE BÜYÜK İNSANLIK İÇİN VİCDANINIZLA OKUYUN.


https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/hediye-2-6504457/

Tarih: 25.06.2021 Okunma: 301

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?