İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...163...

Özgür DENİZ - 26.06.2021

İnsanlığı mahveden iki mühim sebep, düşüncesizliği ve korkaklığıdır, bir üçüncüsü de artık tarihsel süreç içerisinde süregelen düzene mutlak şekilde intibak etmiş olmasıdır, ki, en vahimi budur maalesef, zira bu kendisinin karakteri olmuş ve onu sürünün ayrılmaz parçası kılmış, dolayısıyla da kaderi olmuştur artık, ya geldiği gibi gidecek ve köle gibi sürünmeye devam edecektir ya da küle dönecek ve küllerinden yeniden kendi kendini doğuracaktır yani yeniden yeni bir varlık olarak yaratacaktır kendisini. Haddizatında düşüncesiz ve korkak olmasının kökeninde bile dünden bugüne süregelen kadim düzene sorgusuz sualsiz intibakı vardır. Eğer böyle olmasaydı, sürekli bölünme korkusuyla yaşayanların değil, adalet için ayakları nasır tutanların ardından giderdi, zira bölünme korkusuyla yaşayanların korkudan, sefaletten başka hiçbir şey veremeyeceğini, adalet sesini yükseltenlerin ise umut, yaşamak gibi en yüce değerleri verebileceğini bilirdi, fark ederdi. İnsanın en büyük ahmaklıklarından biri de, bozuk düzenin doğru çarkının olmayacağını bir türlü akıl edememesi ve tümden doğru kabul edip, öylece o çarkı gücü yettiğince döndürmek için çabalamasıdır. Öyle bir alışmış ve uyum sağlamış ki, zerre miskal de olsa düzene aykırı bir davranışını yok olmak, bitmek, tükenmek, her şeye ihanet etmek olarak telakki ediyor. Sahte düzeni gerçek düzene müreccah kılıyor. Sahte düzenin payidarlığı uğruna gerçek düzeni yok sayabiliyor hatta mahvetmeyi göze alabiliyor. Oysa bozuk düzenin yanlış dönen çarklarının düpedüz kurbanı ama bunu kesinlikle idrak edemiyor. Oysa bozuk düzenin yanlış çarkını döndürmek için uğraştığı kadar kendini düzeltmek için uğraş verseydi ve gerçekten yanlış giden şeyleri fark etmek için çabalasaydı, bugün böylesi bir çaresizliğin girdaplarında dönüp durmazdı. Ama hiçbir şey yapmıyor, bir şey yapanlara da kulak vermiyor, yine kendi kafasına göre davranıyor, sonra da kendi mezarının kazıcısı oluyor. Oysa bir defacık önce akletmeye, sonra bilmeye, daha sonra da eyleme cesaret etse, belki de tarih boyunca maruz kaldıklarından kurtulacak, zulüm sarmalından çıkıp kendi kendisinin efendisi olacak, gerçeği daha berrak görüp, algılayıp, anlayacak ve insanca bir meydan okuma yapacaktır yeryüzünü zulümleriyle kasıp kavuran tüm tiranlara karşı. O zaman özgür bir insan gibi varoluşunu ilan edecektir, insanlığın düşmanlarına karşı. Bilseydi ki kendi kurtuluşu kendi ellerindedir ve yine bilseydi ki cesaret kurtuluşun ilk adımıdır, ne yapardı acaba? Zevahire göre yine aynı kalacağında ve aynı şekilde devam edeceğinde kuşku yok. O kendini uyandıramayacak ama onu uyandıracak bir şeyler olmalı ya da birileri bulunmalı! Çünkü kurtuluş, sürüleşenleri sürüden tek tek koparmaktan ve sürüleşmeye meyyal olanlara da gerçekleri olduğu gibi göstermekten geçmektedir. Keza, özgürlüğün insanlık, esaretin hayvanlık olduğunun farkında olmalarını sağlamaktadır. Pisliklerle lebalep dolmuş bir dünyayı temizleyebilmenin ilk şartı; insan kalabilmektir ve insanca kavga verebilmektir.

Tarih: 26.06.2021 Okunma: 280

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?