İnsançocukları kendi yarattıkları
dünyada yaşamıyorlar, birilerinin kendilerine göre yarattıkları dünya da
yaşıyorlar yani kendilerini değil başkalarını yaşıyorlar ve böyle yaşamaya da
alışmışlar, alıştırılmışlar. Çünkü her şeyi başkalarının belirlediği bir yerde
kendin olman muhal ender muhaldir. Peki, karakterini bile başkalarının
belirlediği bir dünya da kendine ait olacak olan, olması gereken kaderini
çizebilmen kabil midir? Bu yüzden de insançocukları kendilerinde değildirler,
kendilerinde olmadıkları içinde neyin kendilerine ait olduğunu, neyin
kendilerine ait olmadığını bilememektedirler. Bir şeyler yapmaları için önce
kendilerine gelmeleri ve dünyayı yeniden yaratmaları iktiza etmektedir. Zira
tiranlar Tanrı’nın herkese verdiği dünyayı çalmışlar ve kendi inhisarlarına
almışlardır. Dolayısıyla böyle bir dünyada da insanlara göre değil tiranlara
göre bir yaşam olacaktır ve o yaşamında bir belirleyicisi bir de o yaşama maruz
kalanı olacaktır ve tiranlar belirleyenken bizler belirlenen yaşama maruz
kalanlarız. Niye böyle oluyor diye de sormuyoruz. Neyden, niye, nasıl korkuyoruz
acaba? Birileri Allah diyor malı götürüyor, vatan diyor malı götürüyor ama biz
Allah diyoruz, vatan diyoruz, ya ölüyoruz ya sürünüyoruz, kimse de neden böyle
oluyor diye sormuyor. Hayatın kanunu mu yoksa bu? İşlerimiz bu sebeple bir
türlü yoluna girmemekte ve yolunda gitmemektedir. Her şeyi daha net
görebilmemiz, daha derinlemesine çözümlememiz ve daha iyi anlamamız için bizden
çalınan dünyayı yeniden geri almalıyız ve kendimize göre yeniden yaratmalıyız,
işte o vakit dünya bizim dünyamız olacak, her şey yoluna girecek, düzen insanca
ve hakça olacak, ne ezilen ne ezen olmayacak, çark doğru dönecek, kaos kozmosa
tedvir eyleyecek, nihayet özgür insan doğacaktır. İstersek yapar mıyız? Hiç
şüphem yok ama sebepten şüphe ediyorum, sonuçtan değil, yeter ki sebep sebep
olabilsin ve ne olduğunu bilsin, sonuç kendiliğinden tevlit olacaktır. Ahhh be
insançocuğu nasıl bir karanlık kuyudasın ve düşüşün nasıl oldu bir bilinse
belki de arkası çorap söküğü gibi gelecektir. Bu yüzden de bilmeye cesaretin
olması icap ediyor ilk evvelde. Var mı cesaretin, yoksa her şeyin bilmediğin
gibi çıkacağından ve bildiğin zaman her şeyin kaosa döneceğinden mi
korkuyorsun? Cesaret, cesaret, daha fazla cesaret, her şeye cesaret, kurtuluş
muhakkak ki kendi ellerimizdedir ey insançocuğu!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...164...
Özgür DENİZ - 27.06.2021
Tarih: 27.06.2021
Okunma: 278
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.