Ahlâkın kaynağı din denir, peki din niçin ahlâk veremiyor?
Verdiğini iddia edebilecek var mı? Tamam din ahlak vermez diyelim, o vakit
niçin dini tolere eden insan, dinden ilham alarak ahlaklı olmayı beceremiyor
yahut gerçekten ahlaklı olmayı istermiş gibi görünse de istemiyor ve olmuyor
veyahut din ahlak verebiliyorsa, niçin dini tolere eden dini tolere ettiği için
dinin buyruğuna samimi olarak ittiba edip ahlaklı olmuyor? Aptallar güruhu
olduğumuzu düşünen varsa dinin ahlak verdiği gibi bir iddiada bulunabilir ama
komik duruma düşmeyecek kadar teennili davran biri ise böyle bir iddiada bulunamaz.
Dindar bir toplum olduğumuzu, bilmem yüzde kaçımızın dindar olduğumuzu
hatırlatır dururuz iki de bir, peki niçin ahlaksızız? Ahlaklı mıyız yoksa?
Gerçekten ahlaklı bir toplum olduğumuzu iddia edebilir miyiz göğsümüzü gere
gere? Ne türlü bir halle gülelim? Mesela dini AHLAK boyutuyla analiz edelim.
Basit bir analiz. Ve daha ilk evvelde NİKOLA TESLA’nın meşhur sözüyle mukaddime
yapalım; “”dinimiz var diye ahlaka ihtiyacımız yok sanıyoruz.”” Evet, bir
dinimiz var, reddediyor olsakta, ittihaz ediyor olsakta bir dinimiz var. Ya da
bir din üzerine doğmuşuz, seçmemişiz ama seçilmiş bir din üzerine doğmuşuz ve
hazır bulduğumuz dini benliğimizin derinliklerine yerleştirmişiz. Ve bizler
gerçekten mezkûr düşünüründe dediği gibi dinimiz olduğu için ahlaka ihtiyacımız
olmadığını düşünüyoruz, hayır öyle bir şey yok desekte dilimizle, hal ve
tavırlarımızla bunu söylüyoruz, inkâr etmek ne mümkün, böylesi bir çıkarımı inkâr
edebilir miyiz gerçekten, böyle düşünmediğimizi söyleyebilir miyiz? Çünkü
dindar olduğumuz için doğal olarak ahlaklı olduğumuzu, ahlaklı olacağımızı
varsayıyoruz. Geçelim! Oysa din hiçbir zaman mutlak ahlaklılık anlamına gelmez.
Gelmez, gelemez kardeşim, gelseydi eğer, bu toplum bu kadar ahlaksız olmazdı. Yani
dini tolere ediyorum ve spontane ahlaklı oluyorum diye bir şey olmaz,
olabileceğini söyleyen ahlaksızın önde gidenidir ve o kişi dini dünya için
kullanan aldatıcıdan başka birisi değildir. Biz dini tolere eden ama din yokmuş
gibi yaşayan bir toplumuz, haddizatında dini kullanan ve dinden geçinen bir toplumuz.
Dinim var diye hesapsız, umarsız ahlaklısındır diye bir şey kabil değildir,
böyle düşünmek alıklık ve bönlüktür, sekterliktir, dar kafalılıktır hatta
namussuzluktur. Böylesi bir düşünüş, dine ihanettir. Çünkü din içine girdiği
vakit, aklına ve iradene rağmen aynı anda içine ahlakta girecek diye bir şey
yoktur ve olamaz da. Ki, hayat bunun en kuvvetli hüccetidir. Ahlak, içsel bir
mücadelenin neticesinde içinde yeşeren, aklın tavassutu ile büyüyen,
geliştirilen ve iradenle eylemlerine temel oluşturan bir olgudur, değerdir yani
kendi ellerinle kazanacağın bir değerler bütünüdür. Eğer dini tolere ettiğimiz
için spontane ahlaklı da olmuş olsaydık, en büyük ahlaksızlık olan kul hakkını
umarsızca yiyebilir miydik, bu kadar rahat bir şekilde midelerimizi haramla
doldurabilir miydik? Hem dinli ol, hem kul hakkı ye ve hakikati yalanla ört,
hem de ahlaklı olduğunu söyle, buna inanacak kadar mal mıyız? Eğer din içine
girdiği an ahlakta girmiş olaydı, bu topraklarda dinli olan hiçbir kimse
ahlaksız olmazdı ama öyle bir şey söylemek kabil midir? Yani şimdi dinli
olduğun iddiasında olduğumuz toplumun gönlü olacak diye gerçeği eğip bükelim ve
yapyanlış mı olalım? Ne mümkün, bilakis dinli olduklarını söyleyenlerden
çıkıyor sanki en büyük ahlaksızlar. Çünkü dinli olduğumuzu söylediğimiz an hem
her şeyi yapabiliyoruz umarsızca hem de yaptıklarımızı topluma
onaylatabiliyoruz kolayca. Ki, şu iddiada bulunabilirim çok kolay şekilde,
dinliler ahlaklı olaydı, dünya bu kadar ahlaksız olmazdı ya da dünyada
ahlaksızlık bu kadar yaygınlaşamazdı. Öyle ya ahlakın en büyük savunucuları
olmaları gerekenler dinliler değil miydiler ve dinlilerin iyiliği emretmek ve
kötülüğü nehyetmek gibi bir ödevleri yok muydu? İdeolojinin gereklerini yapman
da seni mutlak ahlaklı kılmaz. İstediğin kadar namaz kıl, oruç tut, dilediğince
toplumsal sorumluluk deruhte et ve muktezasını da ifa et, dilediğince vatan de,
devlete tapınç içinde ol farketmez. Yalan söylemek ahlaksızlıktır, insanları
aldatmak ahlaksızlıktır, suçsuz birini suçlamak ve onun azap çekmesine yol
vermek ahlaksızlıktır, suçta sebebin olduğu halde suçluyu tecziye edip kendini
temize çıkarmak ahlaksızlıktır, insanları hürriyetinden etmek ahlaksızlıktır,
iyiliği engelleyip kötülüğü beslemek ahlaksızlıktır, devletten çalmak
ahlaksızlıktır, hak etmediğini gücüne güvenerek almak ahlaksızlıktır, devlet
gücüyle zenginleşmek ahlaksızlıktır, devlet malını israf etmek ahlaksızlıktır,
devletin malını hak edişten daha fazlasına peşkeş çekmek ve toplumun hakkını
başkalarının kasasına akıtmak ahlaksızlıktır, insanların haklarını ve genele
ait olan şeyleri onların müsaadesi olmadan pazarlamak ahlaksızlıktır, insanları
jurnallemek ahlaksızlıktır, günahsız birine iftira atmak ahlaksızlıktır, dinli
olduğu için kendini ayrı dünyalarda görüp başkalarına karşı nezaketsiz ya da
galiz yaklaşımlar sergilemek ve münhasıran kendini kurtulmuş sanıp diğerlerini
küçümsemek ahlaksızlıktır, düşüncesinden dolayı bir insana istediğin gibi
davranabileceğini düşünmek ve davranmak ahlaksızlıktır, ayak kaydırmaya
çalışmak ve kumpas kurmak ahlaksızlıktır, gerçekleri söylediği için bir insana
düşman olmak ve gücün varsa gerçekleri söyledi diye elindekini almaya yeltenmek
ahlaksızlıktır, insanları olmadıkları şeylerle itham etmek ahlaksızlıktır,
üstte olup gücü var diye ve alttaki ses çıkaramaz diye onunla alay etmek
ahlaksızlıktır, gücüm var diye insanların haklarını alabileceğini düşünmek ve
almak içinde harekete geçmek ahlaksızlıktır, iyilik yapıp ardından davul çalmak
ahlaksızlıktır, gerçekleri gizlemek ahlaksızlıktır, yanlış yapanı bendendir
diye savunmak ve onu övmek ahlaksızlıktır, güzel şeylerden dem vurup iş gerçeği
söylemeye gelince susmak ahlaksızlıktır, haksızlık karşısında susmak
ahlaksızlıktır, herhangi bir şeyden neşet eden gücünü yanlış yerde kullanmak
ahlaksızlıktır, dalkavukluk ve şarlatanlık ahlaksızlıktır ve daha nice müptezel
ve pespaye davranışlar ahlaksızlıktır. Ve biz tüm bunlardan ne hazindir ki
kolay kolay hazer edip el çekmiyoruz ama kendimizi de ahlak abidesi olarak
görmekten imtina etmiyoruz. Niye? Dinimiz var diye. Deme ki neymiş, ahlaklı
olmak öyle basit ve kolay değilmiş. Ve ahlaklı olmak cerbeze yapmak, bol bol
nutuk çekmek, fasılasız konuşmak değilmiş. Dahası dinim var deyip tafra yapmak
ahlaklı olmak değilmiş. Ahlaklı olmak ayrıdır, ahlakçılık yapmak ayrıdır ve biz
maalesef ki maalesef ahlakçılık yapan bir toplumuz, ahlaklı bir toplum değiliz,
böyle olduğu içinde bu toplum hiçbir zaman pislikten burnunu çıkaramıyor. Her
devirde ahlaksızlıklarla mücadele ediyoruz. Bizden bir şey olur mu? Şerefsizim
olmaz. Bizden bir şey olursa şerefsiz olmayı kabul ediyorum.
EKSTRA
NOTLAR:
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ergenedeki-kirliligin-arastirilmasi-onergesi-akp-ve-mhp-oylariyla-reddedildi-460715h.htm
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/egemen-bagisin-ozel-ucakta-ictigi-sampanyanin-fiyati-dudak-ucuklatti-ali-bayramoglu-bakan-beyin-ikramiydi-demisti-markasini-ve-fiyatini-yayinladilar-460461h.htm
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bulent-eczacibasi-da-bunu-yaparsa-bodrumda-cennet-koydaki-halk-plajini-halka-kapattilar-460509h.htm
Politikacısıyla, kompradoruyla böyledir bunlar. Ve siz
kölesiniz yine de köleliği seversiniz. Gerçekler acıdır maalesef. YILMAZ ÖZDİL’in
ve AHMET TAKAN’ın son bir haftalık yazılarını mutlaka okumanızı öneririm
naçizane, hayatı farklı boyutlardan da görebilmek ve zihinlerimizin donmasını
önlemek adına.