POLİTİKACI...

Özgür DENİZ - 06.07.2021

Bizim farkında olmadığımız gerçek şu ki; politikacılar bizim sayemizde bir şeydirler ve vardırlar de mi? Kim onlar ya? Kendilerini ne zannediyorlar ki? Oysa benim elime bakan zavallı her biri. Yanıma gelince atmadıkları takla kalmıyor ama takla ata ata yükselince bize attırmadık takla bırakmıyorlar. Dün basit, sıradan bir şeyken, yarın dev oluveriyorlar ve bizleri ezmeye yelteniyorlar hatta suyumuzu çıkarıyorlar. Niye? Biz izin veriyoruz diye. Çünkü malız ve bu mallık bizde genetik bir durum sanki. Doğru mudur bu? Yanlış diyen kim olabilir? Yanlış diyen bir şey midir ve bir şey olabilir mi? Bugün adam ettiğini yarın madam edebilirsin, zira her şey senin elindedir. Doğru mu bu? Doğru işte mal, doğru değil diye bahaneler bulmaya çalışma. Ama onlara bir paye, bir koltuk verdiğin zaman kendilerini nimetten sayıyorlar ve kendilerini bir şey yapanları bir şeyden saymıyorlar. Niye böyle oluyor, gerçekten insanlığımızı bihakkın yapmadığımız için. Gücümüzün farkında değiliz. Güç bizde ama kullanmıyoruz. Her türlü muameleye kendimizi layık görüyoruz. Bu yüzdende bir şey ettiklerimiz nazarında bir şey yerine konulmuyoruz. Gün gelip önümüzde eğilenlerin, gün gelip önlerinde eğiliyoruz ve bunu bir halt yaptık zannediyoruz. İhtiyaçları varken gelip başımızı okşuyorlar, istediklerini elde ettiklerinde ise biz onlara şakşakçılık yapıyoruz. Yanımıza geliyorlar, tenkit edeceğimize tenkit edeni tenkit ediyoruz. Onlar istediklerini elde edesiye korku içinde yaşıyorlar, istediklerini elde ettiklerinde ise onları görünce ödümüz patlıyor. Her türlü nimete en temelde bizim sayemizde kavuşuyorlar de mi? Bize bir gram faydaları var mı? Yani haddizatında pastayı yiyen de parsayı toplayan da onlar değil mi? Bizim için çalışan tek bir politikacı gösterebilir misiniz? Var diyorsanız göstermek zorundasınız yoksa mallık yapmanın âlemi yoktur. Her gittikleri yerde baş üstünde ağırlanan onlar mı? Yiyip içip kusan onlar mı? Gülüp eğlenen onlar mı? Yatlar, katlar, villalar, saltanatlar onlar için mi? Benim hazinemi kendi hazinesi bilen onlar mı? Tüm özel dünyalarını, eşlerini, dostlarını, akrabalarını devletin sahibi kılan onlar mı? Peki, aklı olan tüm bu nimetleri teper mi? Kaybettikleri vakit tüm bu imkânları da kaybedecekler mi? Ben ne kaybedecem? Belki sadece kölelik, kulluk. Öyleyse ben onların umurunda olmayacam ama onlar benim umurumda olacaklar öyle mi? Ben onların umurunda olmazsam, onları nimetten bile saymam, insan yerine bile koymam. O vakit şerefli olacaklar, onurlu duracaklar, namuslu yaşayacaklar. Bilakis bedelini ödeyecekler. Ödetmek zorundasın, insansan, namusun varsa, öküz değilsen. İhanet eden bedelini öder çünkü. Ben kaybeder miyim? Ne var ki kaybedeceğim? Peki, gücü kaybeden her türlü imkânı ve nimeti kaybeder mi? Öyleyse kaybetmemek için insan olacaklar ve insan gibi yaşayacaklar ki, aynı devranı sürsünler. Eyvallah sürsünler der geçerim insansalar. Beni öldüreni öldürürüm, yaşatanı yaşatırım. Ölenle ben ölmem, ölmüştür zerre umursamam. Herkes haddini hududunu ve verilenin değerini bilecek ki, kaybetmeyecek, kaybetmemek için elinden geleni yapacak, kendini bir şey yapana saygı duyacak. Giden gitmiştir, gelecek olan gelecektir umurumda bile olmaz. Kimseye bağlılığım yoktur, hakikatten başka. İnsan yerine konulmazsam, insan yerine koymam. En azından nimetin acısını yaşarlar ki, bir daha kaybetmemek için insanca çabalarlar. Bu yüzden politikacıları fazla umursamayın, varlık yokluk sebebi olarak görmeyin, bedel ödetmekten çekinmeyin iktiza ediyorsa. Bilakis, onlar nazarında it yerine bile konulmazsınız. Konuluyor musunuz? Siz nasıl yaşıyorsunuz, onlar nasıl yaşıyorlar vs. vs. vs. buna cevap arayabilecek ve bulduğunuz cevabı tolere edebilecek yüreğiniz ve cesaretiniz var mı? İnsansanız olması lazım değil mi? Buyurun sesli cevap vermeyin, kendi kendinize cevap verin ama verdiğiniz cevabı dile getirmekten de korkmayın, o cevabı içinizde öldürmeyin, gerçekten korkulmaz çünkü, gerçektir ki seni insan yapar. İnsan olmaktan mı korkuyorsun?


BİR SÖZ:


''Kanlı Arap Baharı’nın en büyük zaferi:

Öldür, acıların en büyüğünü yaşat, çaresiz ve umutsuz bırak, yoksulluğu yaygınlaştır, cehaleti pompala, dini kurnazca pazarla, insanları kaderci kıl sonra da ruhlarını, beyinlerini ve vicdanlarını teslim al.''

HÜSNÜ MAHALLİ

Tarih: 06.07.2021 Okunma: 294

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?