Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü
var ve sonsuz derin bir sözdür bu, hatta hayatta ki nice şeylerin hatta her
şeyin daha doğrusu her eylemin akamete uğrayışının da safi nedenidir, der ki;
eğer bir iş yaptığınız halde o işin felsefesini bilmez ve yaptığınız işi o işin
felsefesine göre yapmazsanız basit bir teknisyenden farkınız kalmaz. Bugün her
alanda yapılan her işin başarısızlığı intaç etmesinin altında yatan sebep
budur. Çünkü hiçbir şeyin felsefesini bilmiyoruz ve öylesine yapıyoruz
yaptığımız şeyleri, alelade, alelusul. Bugün, insanlığın eylemlerinin,
eğitimden başlayarak hayatın her alanında ki süreçte akamete uğraması, işi işin
felsefesine uygun yapmamasının neticesidir. Alelade, laf olsun diye, sığlığın
mahkûmu olarak yapıyoruz yaptığımız şeyleri. İçinde samimiyet, ciddiyet,
dürüstlük, kalite, namus olmuyor hiçbir işimizin. Çünkü böylesi kolayımıza
geliyor ve bize kazandırıyor. Ki, yaptığımız pislikleri de daha kolay
sindirebiliyoruz bu şekilde. Çünkü sorarak ve sorgulayarak ve işin felsefesini
bilerek yapsak ve bir şeyi yanlış yaptığımızı fark etsek, hem büyük bir utanç
duyacaz hem de onu düzeltmek için yeni baştan yapmamız gerekecektir ve bu da
zahmetli olacaktır, öyleyse kim katlanacak şimdi durduk yere böylesi bir
zahmete ve utanca değil mi? Nedenini, niçinini, kim içinini kesinlikle
sorgulamıyoruz ve sonucunda da bir başarı getirip getirmeyeceğini hesaplayarak
ve ona göre sürekli otokontrol yaparak yapmıyoruz. Yapmış olmak için yapıyoruz.
Yaptı desinler diye yapıyoruz, level atlamak için yapıyoruz. Mesela; niçin
yaptığımız her şeyde sayısal veriye büyük önem atfederiz, çünkü önümüzün
açılması sayısal verilere bağlıdır da ondan. Yani niteliğe değil niceliğe önem
veriyoruz ve niceliksel olarak başarılıysak niteliği tali görüyoruz. Zaten
başarmak diye bir şey lügatimizde yok. Kendimiz zarar etmiyorsak hatta
kazanıyorsak gerisi önemli değildir, ta ki ülke ve millet bile çok büyük
kayıplar yaşasa yahut yaşayacak olsa dahi. İnsanlığın bugün bunca perişanlık
içerisinde debelenmesinin, sefilleri oynamasının, sefaletin türküsünü terennüm
etmesinin, neticesiz nümayişler peşinde bilinçsizce sürüklenmesinin arka
planında işte bu bir cümlelik söz vardır. Çünkü biz yaptığımız her şeyi baştan
savma yağıyoruz. İnanışımız, sormayışımız, sorgulamadan yaşayışımız, neticesini
umursamadan yapmamız, getirisini götürüsünü hesaplamadan bir şeye tevessül
etmemiz, hepsi bu yüzdendir. Mesela; dinli oldukları iddiasında olanlar eliyle
din bitti, yok oldu ama kimse umursamıyor, niye, çünkü dinin mevcudiyeti
değildir önemli olan, dincilerin kârlarıdır ve bizlerin o dinciler sayesinde
elde ettiklerimiz ve edeceklerimizdir. Bilakis onurlu bir dinli, dine vurulan
darbelerde müteessir olur ve sebep olana mutlaka tavır koyar ama hayır kimsenin
umurunda değildir, çünkü din kimsenin umurunda değildir, önemli olan dinin ne
kazandırdığı ve ne oranda kazandırdığıdır. Çünkü hiçbir şeyi felsefesine göre
yapmıyoruz, zaten hiçbir şeyin felsefesini de bilmiyoruz. İnsançocukları olarak
mutlaka ama mutlaka felsefeyle bağ kurmamız, felsefeyle yoldaşlık etmemiz, onun
sokağına uğramamız olmazsa olmaz bir önkoşuldur gerçekten onurlu insanlar
olarak yaşamak niyetimiz ve işlerimizde başarı kaydetmek isteğimiz varsa. Binaenaleyh;
buradan yola çıkarak, bilmiyorum konuyu saptırmış mı olurum ama şunu söylemek
istiyorum; insanlığın Sosyalistlere çok ihtiyacı vardır, Sosyalistler
insanlığın atardamarlarıdırlar, ortak vicdanıdırlar ve görevlerini bihakkın ifa
etmelidirler, behemehâl umarsız davranma lüksleri yoktur. Zira aklı da, bilmi
de, felsefeyi de yerinde ve zamanında istimal ederek, insanlığı yarınlarda ki
aydınlık dünyaya kavuşturacak olanlar mutlaka Sosyalistlerdir. Sosyalistler,
insanlığın en onurlu mümessilleridirler. Onur, onların saygıdeğer varlıklarında
sarih bir şekilde tecessüm eden en ulvi olgudur, değerdir. Sosyalistler
behemehâl kendi varlıklarını ve dünyanın varlığın fasılasız bir sorgulama
sürecine girerek yeni bir dünya yaratmaya soyunmalıdırlar isticalen. Bilakis
hep birlikte bu çürümüş, kokuşmuş dünyanın altında kalacağız. Zira
Sosyalistlerden başka umut kaynağımız maalesef yoktur, bulunmamaktadır,
olmamıştır da. Çok basit misal; bir Sosyalist karşısında gördüğü ağaca tır
demeyecek kadar akıllı ve zeki insandır. Karşısında bir it bir çocuğu
parçalıyorsa, hayır öyle bir şey yok demeyecek kadar onurlu ve karakterli bir
insandır. Sosyalistlerin akılcılığına, bilimselliğine ve onurlu duruşuna
muhtaçtır insanlık. Bilakis vahşi kapitalizmin ve insanlık düşmanı faşizmin
tasallutu altında bağıra bağıra geberip gidecektir insanlık ailesi yekpare
olarak.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...172...
Özgür DENİZ - 13.07.2021
Tarih: 13.07.2021
Okunma: 471
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.