Kimse yaşamı acıyla dolsun, her günü zehir olsun diye doğmaz,
zaten neye doğduğunu da bilmez ama madem doğulmuştur, öyleyse herkes yaşamak
sevincini duyumsamak ister ve bu, doğan herkesin hakkıdır, zira bazı şeyler
doğmakla hak edilmiş olur, bilakis doğmayı kimse kendi istememiştir, illa bir
anadan babadan olsa da ve tercih onların olsa da, nihayetinde kimse kendi
isteğiyle doğmaz ve doğuşta münhasıran ana babaya hamledilemez. Her insan
doğduğu yaşamda kısmetinde ne varsa onu almaya çalışır, bazen alamaz, aldığıyla
da mutlu olamaz bazen, çünkü bir şeyi hak etse de hak ettiğini hiçbir zaman
alamaz, çünkü alabilmek hak etmekle alakalı bir şey değildir maalesef bu
yaşamda, güçle alakalıdır, gücün varsa hak etmen önemli değildir, illaki
alırsın alman gerekeni kısmetinde yoksa bile, zaten bilemezsin ki kısmetinde
neyin olup neyin olmadığını, alıyorsan kısmet dersin, alamıyorsan kısmet
değilmiş dersin, bu kendi kendini aldatmacadır ama teskin olmak için güzel bir
bahane olur insana, alıyorsa da hak ettiği için değil zoraki alır, alamıyorsa
da kısmetinde yokmuş diye ruhunu okşamaya çalışırlar hariçten, zira kozmos
kaosa dönüşsün istemez kimse, bir de hele keyifleri yerindeyse. Yani bir
şekilde ya alır ya da yolda kalır insan. Böyle olunca da yaşamak sevinci
herkesin payına düşen bir şey olmaz ama herkes hak eder yaşamak sevincini
duyumsamayı. Kimileri yaşamak sevincini duyumsayarak yaşasa da, kahir ekseriyet
böyle bir şeyin var olduğunu bile bilmeden ömrünü tüketir gider ve buna da
kader derler, çünkü başka nasıl olacakta gövdeden mütevellit isyanlara dur
denilecek? Yaşamak sevinci gider yerini yaşamak acısı alır. Yaşamak için neye
gerek var? Elbette oksijene değil mi? Şimdi oksijen demek zımnen sağlık demek
olduğundan kesinlikle sağlık için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız, ihmal
etmemeliyiz ve oksijenimizin göz göre göre tüketilmesine eyvallah etmemeliyiz.
Şimdi yalnızlık kesinlikle sonsuz önemlidir, çünkü kafanın ve kalbinin gürültüden
arındırılması, kafanın, kalbinin ve ruhunun dinlenmesi, kendine gelmesi,
rahatlaması için sonsuz önemlidir. Kendi iç sesinle baş başa kalabilmek ve
kaldığın o vakti gerçekten mahiyetine mütenasip değerlendirebilmek sonsuz
önemlidir, zira insanın başka sesleri duymadan önce kendi sesini duymaya
ihtiyacı vardır, kendi sesini duyamadığı için kendisini yitirmiş değil midir ve
yeniden kendini bulması için kendi sesini duyması gerekmez mi? Şimdi bir hayalin
varsa ve o hayaline gerçekten inanmış, iman etmişsen ve o hayalini
içselleştirmiş, kanıksamış, sindirmişsen, istesen de istemesen de tüm hayatın
ona ayarlı olacak ve yaptığın her şey hayaline uzanan yolunda senin yardımcın
olacaktır ve bu gerçekten önemlidir, benimsenmelidir. Başarı dağına tırmanmak
için umut merdiveninin basamaklarını tek tek çıkmak icap eder zira. Şimdi
Tanrı’nın var ettiği doğada ve doğanın bize cömertçe sunduğu nimetlerde mutlaka
fayda vardır, bu yüzden önemli olan dengeli tüketebilmektir, yoksa hiç
tüketmemek değil, bu tür şeyleri çoook uzun zamandır bazı kitaplarda okuyorum
ve sanki sonsuz dip derinliklerden yönelen bir yönlendirme gibi algılıyorum,
zira insan beslendiğidir, gerek bilgi anlamında, gerekse besin anlamında, bu
yüzden bu tür şeylerin insanlığın sağlıklı beslenmesinin önünde bir handikap
olduğunu ve bu handikabın kasıtlı oluşturulduğunu ihsas ediyorum naçizane
fikrimce. Biz, beslenemeyenlere muhtelif besinler tavsiye eden acayip
mahlûklarız gerçekten. Şimdi okumak sonsuz önemlidir, çünkü aydınlatır,
uyandırır, farkında olmayı sağlar. Okumayan, cehaletin dehlizlerinde sürüm sürüm
sürünür, kul olur, köle olur ve köpek olur kapıda yal bekleyen. Bu yüzden
okumak sonsuz mühimdir. Zaten kölelerin kölesi olmamak, kulların kulu olmamak,
köpeklerin köpeği olmamak için okumak zorundasın, gerçekleri görmek zorundasın,
uyanmak zorundasın. Yaşamak sevincini duyumsamak için tüm bunlar mutlak ve
muhakkak önkoşuldur. Aksi takdirde yaşamak sevinci, yaşamak azabına dönüşür ve
zaten yaşadığımı şey hep azap olmuyor mu? Şimdi erken yatmasan bile erken
kalkmak gerçekten insana ayrı bir dinçlik, uyanıklık veriyor, insanı olgulara
ve olaylara karşı daha uyanık kılıyor, zira sabahın ruha ve beyne ulaştırdığı o
eşsiz huzur insanı farklı bir moda sokuyor ve bu da insanın farklı bir insan
olmasını sağlıyor. Sanki tabiatta ondan başka kimse yokmuş ve her şey onun
içinmiş gibi bir hissin uyanmasına vesile oluyor, derin bir nefes alıyorsun
sessizce sonsuzluktan. Şimdi müzik gerçekten muhteşem bir şeydir, insanın kendi
kendisiyle vals etmesine aracıdır. Ruhun sonsuzlukla yaptığı hayat valsıdır.
Elbette türlerine göre farklı duygulanımlar yaşatır ve gerek uyandırır, gerek
isyan ettirir, gerek sevdirir, gerek coşturur. Müziksiz bir hayat kesinlikle
eksik ya da yarım kalmış bir hayattır. Şimdi bu tür tekrarlar hayatla bağını
kuvvetlendiriyor ve kendi kendine inancını perçinliyor, bu açıdan elbette
sonsuz mühimdir. Ayrıca zihni de uyarıcı ve geliştiricidir kesinlikle. Şimdi bu
konuda eğer bulunabilirse Erdemli Olmak diye bir kitap var, Menfaluti diye bir
aydının kitabı. Çok eski bir kitap ama muhteşem bir kitap. Kesinlikle
okunmalıdır bulunabilirse. Ki, insan karakteridir. Erdem de, karakterin
altyapısıdır. Erdemler üzerine inşa edilmeyen bir karakter zayıftır ve zaman
içerisinde çöker. Şimdi ihtiyaçtan fazla
olan her şey zehirdir. Bu giymek olsun, yemek olsun, içmek olsun, çalışmak
olsun, ne olursa olsun farketmez. Çünkü
her gövdenin, her kalbin, her beynin kaldırabileceği bir yük vardır ve
fazlasını almaya çalıştığı vakit muhakkak iflas eder. Olması gereken, hayatta
her zaman dengeyi korumaktır ki, denge sağlıktır, mutluluktur, huzurdur ve
bunların tabi sonucu da yaşamak sevincidir. Yaşamak sevinci doğmuş olan
herkesin hakkıdır ve bu hak gasp edilemez, gasp etmeye yeltenenlerle behemehâl
amansız bir kavgaya tutuşmak hem haktır hem de vazgeçilemez, ihmal edilemez,
ertelenemez bir ödevdir. Yaşamak sevincinizi çaldırmayın, böyle bir şeye fırsat
vermeyin, eyvallah etmeyin. Yaşamak sevinci için en birincil derecede olan
mutlak ve muhakkak önkoşul özgürlüktür. Özgürlük yoksa ne yaşamak vardır ne de
sevinci. Bu yüzden behemehâl özgürlüğün peşine düşünüz, bulunca da sımsıkı
sarılınız, gasp etmek isteyene tekmeyi vurmaktan imtina etmeyiniz. Biliniz ki,
özgür değilseniz insan değilsiniz, yaşamak sevinci de insanlar içindir! Son tahlilde;
Cumhuriyet demek, yaşamak sevinci demektir.
YAŞAMAK SEVİNCİ...
Özgür DENİZ - 20.07.2021
BAYRAM GÜNÜ
Kur’an-ı Kerim tüm insanlara şunu demişti:
“”1- Adaletli olun, eşit davranın. 2- Tüm makamları rütbeleri emanet olarak görün. 3- Emanetleri ehliyet ve liyakat sahiplerine verin. 4- Kamu işlerinde ortak aklı (şura) esas alın. 5- Kamu yararı (maslahat) için çalışın, ceketinizle gelip ceketinizle gidin. 6- Öldürmeyin. 7- Çalmayın. 8- Yalan söylemeyin. 9- Zulmetmeyin. 10- Rüşvet almayın, vermeyin.””
Bunları yapmayınca n’oldu?
“”İşlediğiniz günahlar ve kötülükler, yaptığınız pislikler ve büyük ahlaksızlıklar, doğaya ve insana karşı işlediğiniz cinayetler, görmezlikten-duymazlıktan-bilmezlikten geldiğiniz her nevinden masiyetler ve pislikler, günahlarına girdiğiniz masum insanlar ve dilsiz hayvanlar, midelerinize doldurduğunuz haramlar, suçsuz insanlara yaptığınız zulümler, zulümlere ve kötülüklere karşı suskunluklarınız, namussuzca sömürdüğünüz terler-yaşlar-kanlar ve emekler, merhametsizce kirlettiğiniz denizler-sular-topraklar-havalar, gecesini gündüzünü zehir ettiğiniz ve yaşamak sevinçlerini öldürdüğünüz insanlar, haklarını yediğiniz yetimler, görmezlikten geldiğiniz haksızlıklar, cezalandırdığınız iyilikler ve yaydığınız kötülükler, horladığınız iyiler ve övdüğünüz kötüler, eroinle zehirlediğiniz gençler, organlarını çıkarıp sattığınız çocuklar, insanlar açken onu tok kılacağımız paraları ihtiyaç olmayan yerlere harcayıp açlıktan öldürdüğümüz insanlar, kodamanlara peşkeş çektiğiniz güçsüz insanların hakları ve kaynakları, insanları korkuttuğumuz ve ezdiğimiz ama kendimizin takmadığımız kanunlar, küçücük bedenlerini ağzı salyalı pezevenklere sattığınız çocuklar, namusluya saygı duymayıp pezevenklerin önünde eğilmemiz, mülkü bir kaç kişi arasında dönüp duran devlet ve güç haline dönüştürüp büyük insanlığı yoksulluğun kıskacında can çekişir hale getirmemiz, bir yudum suya ve bir dilim ekmeğe muhtaç ettiğiniz insanlar, örttüğünüz hakikatler ve hakikat diye sunduğunuz yalanlar yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ve işlediklerinizin bir kısmını tatmaya, üst üste uyarılar almaya başladınız ey insançocukları, yürüdüğünüz yoldan dönüş yapmanız için.””
RUM SURESİ 41. AYET
Büyük insanlığın bayram günü? Büyük insanlığın birleşik gücüyle medyana getireceği büyük insanlık devriminin vuku bulduğu gündür.
Tarih: 20.07.2021
Okunma: 376
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.