YAŞAMAK SEVİNCİ...

Özgür DENİZ - 20.07.2021

Kimse yaşamı acıyla dolsun, her günü zehir olsun diye doğmaz, zaten neye doğduğunu da bilmez ama madem doğulmuştur, öyleyse herkes yaşamak sevincini duyumsamak ister ve bu, doğan herkesin hakkıdır, zira bazı şeyler doğmakla hak edilmiş olur, bilakis doğmayı kimse kendi istememiştir, illa bir anadan babadan olsa da ve tercih onların olsa da, nihayetinde kimse kendi isteğiyle doğmaz ve doğuşta münhasıran ana babaya hamledilemez. Her insan doğduğu yaşamda kısmetinde ne varsa onu almaya çalışır, bazen alamaz, aldığıyla da mutlu olamaz bazen, çünkü bir şeyi hak etse de hak ettiğini hiçbir zaman alamaz, çünkü alabilmek hak etmekle alakalı bir şey değildir maalesef bu yaşamda, güçle alakalıdır, gücün varsa hak etmen önemli değildir, illaki alırsın alman gerekeni kısmetinde yoksa bile, zaten bilemezsin ki kısmetinde neyin olup neyin olmadığını, alıyorsan kısmet dersin, alamıyorsan kısmet değilmiş dersin, bu kendi kendini aldatmacadır ama teskin olmak için güzel bir bahane olur insana, alıyorsa da hak ettiği için değil zoraki alır, alamıyorsa da kısmetinde yokmuş diye ruhunu okşamaya çalışırlar hariçten, zira kozmos kaosa dönüşsün istemez kimse, bir de hele keyifleri yerindeyse. Yani bir şekilde ya alır ya da yolda kalır insan. Böyle olunca da yaşamak sevinci herkesin payına düşen bir şey olmaz ama herkes hak eder yaşamak sevincini duyumsamayı. Kimileri yaşamak sevincini duyumsayarak yaşasa da, kahir ekseriyet böyle bir şeyin var olduğunu bile bilmeden ömrünü tüketir gider ve buna da kader derler, çünkü başka nasıl olacakta gövdeden mütevellit isyanlara dur denilecek? Yaşamak sevinci gider yerini yaşamak acısı alır. Yaşamak için neye gerek var? Elbette oksijene değil mi? Şimdi oksijen demek zımnen sağlık demek olduğundan kesinlikle sağlık için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız, ihmal etmemeliyiz ve oksijenimizin göz göre göre tüketilmesine eyvallah etmemeliyiz. Şimdi yalnızlık kesinlikle sonsuz önemlidir, çünkü kafanın ve kalbinin gürültüden arındırılması, kafanın, kalbinin ve ruhunun dinlenmesi, kendine gelmesi, rahatlaması için sonsuz önemlidir. Kendi iç sesinle baş başa kalabilmek ve kaldığın o vakti gerçekten mahiyetine mütenasip değerlendirebilmek sonsuz önemlidir, zira insanın başka sesleri duymadan önce kendi sesini duymaya ihtiyacı vardır, kendi sesini duyamadığı için kendisini yitirmiş değil midir ve yeniden kendini bulması için kendi sesini duyması gerekmez mi? Şimdi bir hayalin varsa ve o hayaline gerçekten inanmış, iman etmişsen ve o hayalini içselleştirmiş, kanıksamış, sindirmişsen, istesen de istemesen de tüm hayatın ona ayarlı olacak ve yaptığın her şey hayaline uzanan yolunda senin yardımcın olacaktır ve bu gerçekten önemlidir, benimsenmelidir. Başarı dağına tırmanmak için umut merdiveninin basamaklarını tek tek çıkmak icap eder zira. Şimdi Tanrı’nın var ettiği doğada ve doğanın bize cömertçe sunduğu nimetlerde mutlaka fayda vardır, bu yüzden önemli olan dengeli tüketebilmektir, yoksa hiç tüketmemek değil, bu tür şeyleri çoook uzun zamandır bazı kitaplarda okuyorum ve sanki sonsuz dip derinliklerden yönelen bir yönlendirme gibi algılıyorum, zira insan beslendiğidir, gerek bilgi anlamında, gerekse besin anlamında, bu yüzden bu tür şeylerin insanlığın sağlıklı beslenmesinin önünde bir handikap olduğunu ve bu handikabın kasıtlı oluşturulduğunu ihsas ediyorum naçizane fikrimce. Biz, beslenemeyenlere muhtelif besinler tavsiye eden acayip mahlûklarız gerçekten. Şimdi okumak sonsuz önemlidir, çünkü aydınlatır, uyandırır, farkında olmayı sağlar. Okumayan, cehaletin dehlizlerinde sürüm sürüm sürünür, kul olur, köle olur ve köpek olur kapıda yal bekleyen. Bu yüzden okumak sonsuz mühimdir. Zaten kölelerin kölesi olmamak, kulların kulu olmamak, köpeklerin köpeği olmamak için okumak zorundasın, gerçekleri görmek zorundasın, uyanmak zorundasın. Yaşamak sevincini duyumsamak için tüm bunlar mutlak ve muhakkak önkoşuldur. Aksi takdirde yaşamak sevinci, yaşamak azabına dönüşür ve zaten yaşadığımı şey hep azap olmuyor mu? Şimdi erken yatmasan bile erken kalkmak gerçekten insana ayrı bir dinçlik, uyanıklık veriyor, insanı olgulara ve olaylara karşı daha uyanık kılıyor, zira sabahın ruha ve beyne ulaştırdığı o eşsiz huzur insanı farklı bir moda sokuyor ve bu da insanın farklı bir insan olmasını sağlıyor. Sanki tabiatta ondan başka kimse yokmuş ve her şey onun içinmiş gibi bir hissin uyanmasına vesile oluyor, derin bir nefes alıyorsun sessizce sonsuzluktan. Şimdi müzik gerçekten muhteşem bir şeydir, insanın kendi kendisiyle vals etmesine aracıdır. Ruhun sonsuzlukla yaptığı hayat valsıdır. Elbette türlerine göre farklı duygulanımlar yaşatır ve gerek uyandırır, gerek isyan ettirir, gerek sevdirir, gerek coşturur. Müziksiz bir hayat kesinlikle eksik ya da yarım kalmış bir hayattır. Şimdi bu tür tekrarlar hayatla bağını kuvvetlendiriyor ve kendi kendine inancını perçinliyor, bu açıdan elbette sonsuz mühimdir. Ayrıca zihni de uyarıcı ve geliştiricidir kesinlikle. Şimdi bu konuda eğer bulunabilirse Erdemli Olmak diye bir kitap var, Menfaluti diye bir aydının kitabı. Çok eski bir kitap ama muhteşem bir kitap. Kesinlikle okunmalıdır bulunabilirse. Ki, insan karakteridir. Erdem de, karakterin altyapısıdır. Erdemler üzerine inşa edilmeyen bir karakter zayıftır ve zaman içerisinde çöker.  Şimdi ihtiyaçtan fazla olan her şey zehirdir. Bu giymek olsun, yemek olsun, içmek olsun, çalışmak olsun, ne olursa olsun farketmez.  Çünkü her gövdenin, her kalbin, her beynin kaldırabileceği bir yük vardır ve fazlasını almaya çalıştığı vakit muhakkak iflas eder. Olması gereken, hayatta her zaman dengeyi korumaktır ki, denge sağlıktır, mutluluktur, huzurdur ve bunların tabi sonucu da yaşamak sevincidir. Yaşamak sevinci doğmuş olan herkesin hakkıdır ve bu hak gasp edilemez, gasp etmeye yeltenenlerle behemehâl amansız bir kavgaya tutuşmak hem haktır hem de vazgeçilemez, ihmal edilemez, ertelenemez bir ödevdir. Yaşamak sevincinizi çaldırmayın, böyle bir şeye fırsat vermeyin, eyvallah etmeyin. Yaşamak sevinci için en birincil derecede olan mutlak ve muhakkak önkoşul özgürlüktür. Özgürlük yoksa ne yaşamak vardır ne de sevinci. Bu yüzden behemehâl özgürlüğün peşine düşünüz, bulunca da sımsıkı sarılınız, gasp etmek isteyene tekmeyi vurmaktan imtina etmeyiniz. Biliniz ki, özgür değilseniz insan değilsiniz, yaşamak sevinci de insanlar içindir! Son tahlilde; Cumhuriyet demek, yaşamak sevinci demektir.


BAYRAM GÜNÜ


Kur’an-ı Kerim tüm insanlara şunu demişti:


“”1- Adaletli olun, eşit davranın. 2- Tüm makamları rütbeleri emanet olarak görün. 3- Emanetleri ehliyet ve liyakat sahiplerine verin. 4- Kamu işlerinde ortak aklı (şura) esas alın. 5- Kamu yararı (maslahat) için çalışın, ceketinizle gelip ceketinizle gidin. 6- Öldürmeyin. 7- Çalmayın. 8- Yalan söylemeyin. 9- Zulmetmeyin. 10- Rüşvet almayın, vermeyin.””


Bunları yapmayınca n’oldu?


“”İşlediğiniz günahlar ve kötülükler, yaptığınız pislikler ve büyük ahlaksızlıklar, doğaya ve insana karşı işlediğiniz cinayetler, görmezlikten-duymazlıktan-bilmezlikten geldiğiniz her nevinden masiyetler ve pislikler, günahlarına girdiğiniz masum insanlar ve dilsiz hayvanlar, midelerinize doldurduğunuz haramlar, suçsuz insanlara yaptığınız zulümler, zulümlere ve kötülüklere karşı suskunluklarınız, namussuzca sömürdüğünüz terler-yaşlar-kanlar ve emekler, merhametsizce kirlettiğiniz denizler-sular-topraklar-havalar, gecesini gündüzünü zehir ettiğiniz ve yaşamak sevinçlerini öldürdüğünüz insanlar, haklarını yediğiniz yetimler, görmezlikten geldiğiniz haksızlıklar, cezalandırdığınız iyilikler ve yaydığınız kötülükler, horladığınız iyiler ve övdüğünüz kötüler, eroinle zehirlediğiniz gençler, organlarını çıkarıp sattığınız çocuklar, insanlar açken onu tok kılacağımız paraları ihtiyaç olmayan yerlere harcayıp açlıktan öldürdüğümüz insanlar, kodamanlara peşkeş çektiğiniz güçsüz insanların hakları ve kaynakları, insanları korkuttuğumuz ve ezdiğimiz ama kendimizin takmadığımız kanunlar, küçücük bedenlerini ağzı salyalı pezevenklere sattığınız çocuklar, namusluya saygı duymayıp pezevenklerin önünde eğilmemiz, mülkü bir kaç kişi arasında dönüp duran devlet ve güç haline dönüştürüp büyük insanlığı yoksulluğun kıskacında can çekişir hale getirmemiz, bir yudum suya ve bir dilim ekmeğe muhtaç ettiğiniz insanlar, örttüğünüz hakikatler ve hakikat diye sunduğunuz yalanlar yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ve işlediklerinizin bir kısmını tatmaya, üst üste uyarılar almaya başladınız ey insançocukları, yürüdüğünüz yoldan dönüş yapmanız için.””


RUM SURESİ 41. AYET

Büyük insanlığın bayram günü? Büyük insanlığın birleşik gücüyle medyana getireceği büyük insanlık devriminin vuku bulduğu gündür.
Tarih: 20.07.2021 Okunma: 376

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?