İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...183...

Özgür DENİZ - 28.07.2021

Oysa uyuduk uyanmadık olacak, yaşadık yaşamadık olacak, şu fani dünyada üç beş günlük bir saltanatımız olacak, dünya mülkü kime ve neye yaradı, yarayacak? Her şey boş, her şey. Hem de bomboş. En büyük zenginlik ve saf özgürlük, sahipsizliktir, dolayısıyla hep birlikte sahip olmaktır. Ne kazanma derdi olacak ne de kaybetme, bu yüzden de stres, sıkıntı, hırs olmayacak. Kendimizi yiyip bitirmeyeceğiz aptalca, bilakis yaşamdan tat almaya bakacağız her durumda. Keşke bunun lezzetini bir idrak edebilsek! O kadar sığız ve sığ bakıp, sığ yaşıyoruz ki, böylesi bir yaşamı öcü gibi algılıyoruz ve hemen amansız muhalefete yöneliyoruz. Bunu idrak edemediğimiz için mevcut halimizin en iyi hal olduğunu sanıyoruz yani asırlarca alıştığımız halimizin. Oysa asırlarca alıştığımız halimiz bize bir şey kazandırmadı ama hep kaybettirdi, fakat farkında değiliz, kendimizi kaybetmişiz de haberimiz yok. Filozofun dediği gibi insan kendisini sessizce kaybedermiş, bizde asırlar içinde sessizce kaybolmuşuz. Kuvvet, kudret, servet, şöhret, makam, mansıp, mevki ve ne varsa dünyaya dair hepsi boş, hepsi muvakkat, hepsi fani, hiçbirisinin hiçbir anlamı ve kıymeti yok. Yemin ederim ki yok ama var sanıyoruz ve var sanmamızla boş şeyler uğrunda sürünürken yok olup gidiyoruz. Ve ne hikmetse sahip olmak için çıldırıyoruz, deliriyoruz, kafayı yiyoruz. Her türlü namussuzluğu, kahpeliği yapmaktan, hile ve desiseye başvurmaktan hazer etmiyor, hicap duymuyoruz. Şerefimizi, namusumuzu dahi peşkeş çekiyoruz alacaklarımız uğrunda. Niye böyleyiz? Kendi ellerimizle kendimizi bağlıyoruz ve tutsak kılıyoruz. Bizi var eden, varlığımızın sigortası olan hürriyetimizden dahi feragat ediyoruz. Ne gereği var beş para etmez şeyler uğrunda kafayı yemeye, oysa hiçbir bağlantın olmadan, yere yapışmadan, kuşlar gibi yaşamak varken, nedir bu esarete tutkunluk? Tüm dünyaya sahip olsak ne olacak? Her şey bizim olsa ne olacak? Devasa bir midemiz mi var, bir milyon insanın midesine girecek olanı bir anda yutacak? Bindiğimiz araba, yaşadığımız şato bizi ölümün elinden çekip alabilecek mi? Ecel gelince zırhın faydası mı olacak? Nedir böylesi bir dünya umuru uğruna düşmanlık etmek, hırs yapmak, nefret duymak, kıskanmak? Nefret ve kinde boğulmak, iftiralar, kıskançlıklar nedendir? Kardeşçe, adil ve eşit olarak yaşamak varken, cömertçe paylaşmak varken, sahip olma hayalleri görmektense hep birlikte sahip olmak mücadelesi vermek varken nedendir bunca nankörlük, bunca kan kusmak, canı pahasına teraküme tevessül etmek? Sahi ne kadarını kendimizle birlikte götürmeyi düşünüyoruz? Birbirimizin elindekine saldırıyoruz, göz dikiyoruz, almak için her türlü hileye başvuruyoruz, mala mülke rezil bir bağlılığımız, inhimakimiz olunca çok mu iyi oluyor her şey? Sonra da aklımız varmış gibi, gönlümüz yüceymiş gibi, insanmışız gibi yeryüzünde dolaşıyoruz! Oysa bizden insan falan olmaz, yemin ediyorum olmaz. İnsan insanın canına kıyar mı? İnsan insanın kuyusunu kazar mı? İnsan insana iftira atar mı? İnsan insanın hakkını yer mi? İnsan sahip olmak için kendinden feragat eder mi? İnsan daha fazla kazanmak ve başkalarına hükmetmek uğruna haydutluk, hırsızlık, gasp yapar mı? İnsan üzerinde yaşadığı toprağı, içinde yüzdüğü denizi, içtiği suyu, soluduğu havayı kirletir mi? İnsan kibirlenir mi, başkalarına tepeden bakar mı? İnsan başka insanların haklarını başkalarına peşkeş çeker mi gücüm var diyerek, var olan gücünü kullanarak? Biz insanız ha? Bizden insan falan olmaz ama ne olur onu da ben söylemeyeyim?

Tarih: 28.07.2021 Okunma: 296

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?