Bu bir yangın değil savaş.

Hüseyin ŞİNASİ - 31.07.2021

                                  

Yaz aylarının ortası, Temmuz ayının sonlarındayız. Hava sıcaklığı gölgede 40 derecenin üzerinde, üstelik nem oranı yüksek ve yakıcı bir rüzgar.

Yazımızı bitirmiş yayınlamaya hazırlanırken ülkemizin dört bir tarafından yangın haberleri gelmeye başladı. Yangınlar Muğla-Bodrum’dan, Milas’a, Marmaris’e, Antalya-Manavgat, Gazipaşa, Mersin-Bozyazı, Aydıncık, Silifke, Tarsus, Adana-Kozan, Hatay, Kilis gibi sıralanıp gidiyor. Bu yangınların birkaç noktada birden çıkmış olması, genellikle Adana-Antalya sahil yoluna yakın yerlerden başlaması, akla bir sabotaj, içeriden ve dışarıdan destek alan bir ihanetle karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu bir yangından öte adı konmamış bir savaş.

Devlet tüm imkanları ile yangınları kontrol etmeye, söndürmeye ve mal, can kayıplarını en aza indirmeye çalışıyor. Yangın bölgesinde yaşayan halk da elinden geldiği ölçüde devlete yardım ediyor. Arazinin çok engebeli, ulaşımı zor ve çabuk tutuşan çam ormanlarından meydana gelmesi, havanın aşırı sıcak yönü belli olmayan rüzgar, yangın söndürme faaliyetlerini zorlaştırmakta ve yangının daha geniş bir alana yayılmasına neden olmaktadır. Birçok bölgede yangının yerleşim yerlerine sıçradığı, köylerin, mahallelerin yandığı, mal ve can kayıplarının olduğu haberleri geliyor.

Umarız ve dileriz ki, devam eden yangınlar en kısa zamanda kontrol altına alınır ve söndürülür. Vatandaşın kayıpları karşılanır. Yanan yerler ağaçlandırılır.

Bu sene bakanlar kurulu kararı ile kurban bayramı tatili 9 güne çıktı. 16 Temmuz Cuma günü mesai bitiminden, 25 Temmuz Pazar gecesine kadar devam eden kurban bayramı tatili ve iki senedir devam eden korona yasak ve kısıtlamalarının kademeli olarak kaldırılması, her alanda büyük bir hareketliliğe neden oldu. Sıcakların da etkisiyle büyük kentlerden turistik bölgelere, küçük kentlere ve kırsal alanlara doğru yoğun bir insan ve araç trafiği yaşandı. Şehirlerarası yollarda kilometrelerce araç kuyrukları oluştu. Ege, Akdeniz, Karadeniz kıyıları ve iç bölgelerde turistik yerler yerli ve yabancı insan seliyle coştu. Kış aylarında üç beş kişinin yaşadığı köyler, mezralar, yaylalarda araç ve insan sesleri birbirine karıştı. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana gibi sanayileşmiş, kalabalık kentler adeta boşaldı. Bu kentlerde cadde ve sokaklar, parklar, plajlar, Suriyeli, Iraklı, İranlı, Pakistanlı, Afganistanlı, hatta Afrikalı göçmen ve sığınmacılara kaldı. Muğla, Antalya, Aydın gibi turistik yörelerin nüfusu 3-5 katına çıktı. Ama bayram sonrasında bu defa büyük kentlere doğru tersine bir göç hareketliliği yaşandı.

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de iki senedir korona salgını devam ediyor. Salgını önlemeye ve bitirmeye yönelik alınan tedbirlerin, yasak ve kısıtlamaların, hatta aşılamanın birçok ülkede bir işe yaramadığı görülüyor. Korona tespit edilen hasta sayısı ve can kayıpları beklenenin çok üzerinde çıkıyor. Salgının üçüncü, dördüncü, beşinci dalgalarını yaşayan ülkeler var. Bu nedenle birçok ülkede yeniden kısıtlama ve yasaklar geri gelmiş bulunuyor. Ülkemizde de, Temmuz ayı başında kalkan bazı yasak ve kısıtlamalara geri dönüleceği konuşuluyor.

Bir süredir çarşıda, pazarda, cadde ve sokakta, düğün ve derneklerde korona salgınının simgesi haline gelmiş maske ve mesafe kuralının çoktan unutulup gittiği, insanların her şey yolundaymış gibi rahat hareket ettiklerini görüyoruz. Elbette sıcak yaz gününde maske takmak bir işkence. Kabul, ama insanları birçok hastalıktan koruduğu bilinen maske ve mesafe kuralının ortadan kalkması, insanların iç içe, sırt sırta bir arada bulunması, kucaklaşması, öpüşmesi korona için uygun bir ortam oluşturuyor. Bu nedenle korona tespit edilen hasta sayısı, bir ay içinde 5 binlerden 20 binlere çıkmış bulunuyor.

Temmuz ayı başından beri yasakların kademeli olarak kalkması nedeniyle fırsat buldukça çevrede gezip, dolaşma, gözlem ve inceleme yapmaya devam ediyoruz. Korona yasaklarının kalkması, uzun bayram tatili, ekonomik anlamda büyük bir hareketlilik ve canlılık yaratmış. Gerek sosyal medyada, gerekse basın yayın organlarında dile getirilen ekonomik sorunların, sıkıntıların, fakirliğin, yoksulluğun, yokluğun, “öldük, bittik” feryatlarının aksine, turistik tesislere bakıyorsunuz tıka basa dolmuş. piknik alanı ve mesire yerlerinde adım atacak yer kalmamış, Yollar, cadde ve sokaklar, köyler, yaylalar her türden araçtan geçilmez hale gelmiş, pazaryerleri, AVM’ler, mağazalar, alışveriş merkezleri kadın erkek, genç yaşlı insanlarla dolup taşıyor.    

Bu sene ülke genelinde satışa çıkan 5 milyon kurbanlıktan 3 milyon 700 bin kurbanlık satılmış. Birçok kişinin vekâlet usulü ile yurtiçinde veya dışında kurban kestirmesi, çoğu kişinin korona salgını nedeniyle ekonomik sıkıntı içine düşmesi kurbanlık satışları önemli ölçüde etkilemiş. Geçen yıllarda olduğu gibi kesilen kurbanların kelle, paça, karın, bağırsak ve derilerinin çoğu yerde çöpe gittiğini gördük. Bunlar da toplu olarak düşünülürse önemli bir kayıp, ayrıca çevre kirliğini etkileyen başka türlü bir konu.

Bitirelim,

Geçmiş kurban bayramınızı kutlar, sağlık, esenlik, huzur dolu günler dileriz.

Hoşça ve sağlıcakla kalın.

 

    

Tarih: 31.07.2021 Okunma: 360

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?