Herkes, hayat kitabında nasıl yer
almak ve nasıl okunmak istiyorsa ona göre yazılmak zorundadır. Zira herkes
hikayesini kendi yazdırır, nasıl yazılsın istiyorsa ona göre bir hikaye yapmak
ve yaşamak zorundadır. Kalem acımaz! Çünkü kalem gerçeği yazar. Kalemin görevi
yazmaktır ama o kalem ki gerçeğe daima sadık kalacaktır. Bu yüzden bendenizin
düşüncelerim kimseyi zerre ırgalamaz, kimsenin düşüncesi de bendenizi zerre
ırgalamaz. Tabi burada olumsuz müdahaleler bağlamında söylüyorum bunları,
bilakis elbette düşünceler ırgalanmak isterler ve ırgalarlar da. Yani özgürce
düşünürüm ve düşüncemi özgürce ifade ederim ve düşüncelerinde özgürce ifadesi
için iktiza ediyorsa bu candan geçerim. Saygı esastır ve herkes birbirine saygı
duymak zorundadır. Tabi bu saygı zorunluluğu; şerefsizlikler, kahpelikler,
pezevenklikler, ahlaksızlıklar, zalimlikler ve bilumum pislikler için değildir.
Çünkü pezevenge saygı duyulmaz, zalime saygı duyulmaz, sömürgene saygı duyulmaz.
Münhasıran düşünceye saygı için caridir bahsettiğimiz saygı. Çünkü insan
düşüncesidir ve düşüncesi özgür olmayan insanın insan olduğundan şüphe etmek
icap eder. Kimse inancında zorlanamayacağı gibi, düşüncesinde de zorlanamaz ve
kimseye düşünce de dikte edilemez. Dikte edilen düşünce de duvara çarpar gibi
gövdeye çarpar ve geri döner. Çünkü zorlama gayedeki hikmeti yok eder. Kanlı
şiddetin hiçbir yönüne başvurmuş değilim, öyleyse düşüncem bendenizi lanetli
kılmaz. Düşüncemin tutsak olması bendenizin insanlıktan yoksun ve nakıs kalmamı
tevlit edecektir, öyleyse böylesi lanetli bir davranışa eyvallah edemem.
Bendeniz gerçeği arıyorum ve münhasıran gerçeği istiyorum ve devrimin, yeni bir
dünya yaratacağı ve güzel bir yaşam sunacağı gibi aynı zamanda gerçeğe ulaşmak
için de bir araç olduğuna inanıyorum. Aklımız olmadığı için ya da olduğunu
varsaydığımız aklımızı kullanmadığımız için olguyu idrak edemiyoruz, bu yüzden
de olguyu olduğu gibi algılayamıyoruz, algılayamadığımız içinde anlayamıyoruz.
Yoksa devrim tek gerçektir bu dünyada. Devrimsiz, insanca bir düzen tesis etmek
muhal ender muhaldir. İnsanlık tarihi bunun mutlak kanıtıdır. Şayet böyle bir
şey kabil olsaydı, bugüne kadar kabil olurdu yahut küçücük bir emare olurdu
kabil olabileceğine dair ve insanlık bu kadar acıyı boş yere çekmezdi. Bilakis bu
dünyada gerçeğe ulaşmanın kabil olmadığını, olamayacağını görüyorum, ihsas
ediyorum, hissediyorum ve böylesi bir durum bendenizi azaplardan azaplara gark
eyliyor. Birileri herkesi kendi yaşamına ve yaşam telakkisine uymaya zorluyorsa
ve böylesi bir namussuzluğa kendini hak sahibi olarak görüyorsa, bendenizin de
çendan kendi düşüncemi izah etmeye ve bu düşüncemi insanlığa önermeye hakkım
vardır diye düşünüyorum. Zorlamıyorum, zira kararı herkesin kendi aklı
verecektir, bilinci ona yol gösterecektir. Yani, herkes tercihinde özgürdür ama
tercihinin mesuliyetini de taşıyacaktır. Bu hakkımı gasp edeninde şerefine ve
namusuna tükürüyorum. Asıl bendeniz bunu yapanı lanetliyorum. Lanetlenmiş bir
dünyada yaşamak zorunda değilim ve böylesi bir dünyayı da değiştirmek gibi bir
ödevle mesulüm. Aklım bunu emrediyor bana, cehaletin karanlığını varlığı
sayesinde yeneceğim aklım ve gövdemi onun emrine tabi kılıyorum bu yolda. Öyleyse
devrime geliniz, devrimden başka kurtuluş yolu olmadığını görünüz, yeni insanın
devrimi yaratacağına ve devrimin de yeni bir dünyanın kurulmasına yol
vereceğine inanıyorum.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...188...
Özgür DENİZ - 02.08.2021
Tarih: 02.08.2021
Okunma: 286
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.