“Sorunlarımızdan sorumluyuz”!
Haftalardır, “orman” adı altında ciğerlerimiz yanıyor… Konuşulmayan, suçlanmayan hiçbir şey kalmadı!
Kendini suçlayan var mı?
Yok!
Herkes kabahatli, bir tek ahkâm kesen sütten çıkmış ak kaşık!
Yangına engel olamadıysak, faili yakalayıp adamakıllı bir şekilde cezalandıramadıysak, yangını büyümeden söndüremediysek, yanan yerlerin imara açılmasını engelleyemediysek, hepimiz, 84 milyon olarak, hepimiz suçluyuz!
Kendi kendimize, ağaç-orman konusunda, ormanı-yeşili korumak konusunda ne yaptım diye sormamız lâzım!
Ormana-ağaca-yeşile herhangi bir ilgi gösterdik mi? Bunlar nasıl çoğaltılır, nasıl korunur diye hiç kafa yorduk mu? Ormandan elde edilen en küçük bir kâğıt parçasını tasarruf etmeyi -misal, faturalarımızı kâğıt yerine elektronik olarak almayı-, kullandığımız kâğıtları geri dönüşüme göndermeyi düşündük mü?
Bana öyle geliyor ki büyük çoğunluğumuz, orman diye bişeyin varlığını, ancak bu yangınlar dolayısıyla hatırladı!
Tabiat suyuyla, toprağıyla, havasıyla, canlılarıyla bir bütündür… Hepsinin birbiriyle işi ve ilişkisi vardır. Birine verilen zarar hepsine verilmiş demektir… Bunların farkında mıydık? Bunların bozulması, tahrip edilmesi, kirletilmesi, ısıtılması sonunda İKLİM KRİZİ diye bir meselemiz oldu, bu hem kuraklığa hem sellere yol açtı, yağış almayan yerler barut gibi, bir kıvılcımla tutuşacak hale geldi… İklim kriziyle mücadele ettiniz mi? Yoksa böyle bir şeye hiçbir zaman inanmadınız mı?
Orman yangınlarında benim hiçbir sorumluluğum yok mu diyorsun?
O vakit soruyorum:
Orman için ne yaptın, arkadaş? Allah için, söyle, ne yaptın, arkadaş?
Bundan önceki, AKARSULAR konusundaki yazım da elbette meseleyle ilgiliydi. Yıllardır yazıyoruz, uyarıyoruz. Bakın, 7 sene evvel, 9 Mayıs 2014’te,
“Yok Etmeye Çalıştığımız Ormanların 14 HAYATÎ FAYDASI” başlığı altında neler demişiz:
İstediğiniz kadar, milyarlarca ağaç diktiğinizi söyleyin!
Ağacı, ormanı sevdiğinizi, onları gözünüz gibi koruduğunuz söyleyin!
Katı gerçek, orman varlığının her geçen gün azaldığıdır!
Bu, gözle görülen, elle tutulan somut bir hadisedir.
Yangınlarla, tarla veya yol açma gerekçeleriyle, yerleşim yeri veya tesis yapma hırsıyla ormanlar yok ediliyor…
Anadolu’nun, orman konusunda nereden nereye geldiğini, Evliya Çelebi’nin şu sözleri açık bir şekilde gözler önüne seriyor:
“Anadolu ağaçlarla o kadar kaplıdır ki, bir sincap, daldan dala atlaya atlaya, toprağa hiç basmadan Van’dan İskenderun’a kadar gidebilir.”
Bu sözler 1650’li yıllarda söyleniyor.
Demek ki 350 sene kadar önce, bütün Anadolu ormanlarla kaplıymış.
Şimdiki çoraklığı,
Bunun sebep olduğu kuraklığı,
İklim değişikliği ve ısınmayı görüyor, yaşıyorsunuz.
Dün, Alaettin Hacımüezzin’den aldığım bir e-posta, ormanın 14 faydasını sıralıyor. Ağaç ve orman konusunda bir duyarlılık, bir hassasiyet yaratmaya faydası olur ümidiyle paylaşıyorum.
Ziraat Yüksek Mühendisi Alaettin Hacımüezzin şunları yazıyor:
“CO2 depolanması ile Biyolojik çeşitliliğinin korunması ormanların insanlara sunduğu, kimi zaman ‘ekosistem hizmetleri’ denilen çevresel yararların sadece ikisidir.
Ormanın diğer faydaları da şöyle sıralanabilir:
3- Ormanlar sıcaklık uç değerini azaltır.
4- Gereğince yönetildiğinde gelir kaynağı sunar.
5- Erozyonu önler.
6- İçme suyu mevcudunu artırır.
7- Çölleşmeye engel olur.
8- (Denizlerde) Kıyı erozyonuna karşı korur.
9- Çığları kontrol altına alır.
10- Toplumun ihtiyaç duyduğu doğal hayatı barındırır.
11- Karadaki yaşamın bilinen türlerinin % 90'nına ev sahipliği yapar.
12- Aynı zamanda çevresindeki alanda sürdürülebilir tarımın verimliliğini artırır.
13- Ormanlar ayrıca, normalde yağması beklenenden önemli ölçüde fazla yağış getirir. Ağaçlardan havaya yayılan bakteriler, su buharı moleküllerinin oluşmasını kolaylaştırarak ‘çekirdeklenme’ başlatırlar.
14- Ormanlar şiddetli yağışları emip suyun toprağa karışmasını artırarak yüzey kaymasını azaltır, böylece hidrolojik döngüyü de yumuşatır(…)Dünyanın önde gelen uzmanları, yeryüzü üzerindeki yağışların yarısını Amazon Yağmur Ormanları’nın yaptığını söylüyor.
( KAYNAK: AL GORE, ‘Tercih Sizin’ kitabı, sayfa: 190)
İLAVE SÖZÜMÜZ: Orman ve fundalık miktarı Dünyanın %30.3'ü, Türkiye'nin ise %14.4'ü. Her yıl 1.3 milyon hektar orman yeryüzünde yok ediliyor. Tarım arazileri midemizi destekliyor. Ormanlar tüm hayatımızı. O zaman şu sorunun yanıtını bilmek lâzım: İnsanoğlu nereye gidiyor?”
(http://blog.milliyet.com.tr/yok-etmeye-calistigimiz-ormanlarin-14-hayat--faydasi/Blog/?BlogNo=460113)
x x x
TAVSİYE
YERKÜRE YANIYOR… MAVİ GEZEGEN: CENNET GİBİYDİM, CEHENNEME ÇEVİRDİNİZ! https://www.youtube.com/watch?v=PA4K3EzhvuU&t=25s