Biz, hayatımızla ilgili işimizin
düştüğü birine gitsek, o biri bize gereken cevabı veremese, onun yöntemlerini
beğenmesek, o haddizatında işini beceremeyen biri olsa, yöntemleri hep
istenmeyen sonuçları veriyor olsa, biz bir daha ona gider miyiz? Çok basit bir
mantıkla hareket etmeye çalışıyoruz. Hayatın olağan durumlarındandır böylesi
bir durum değil mi? Bunu her alana uyarlayabiliriz. Yani bizi olduğumuzdan da
kötü hele sokan birine bir daha gitmeyiz, bitevi gitmelerimiz çare olmadıysa
hatta hep aksi yönde işlev gördüyse. Şimdi, madem öyle de, bugüne kadar bize
hiçbir şey vermemiş, hep bizden almış, bizi her zaman oradan oraya fırlatmış,
vücudumuzun tüm mekanizmasını iflas ettirmiş, toplumsal mekanizmayı işleyemez
duruma getirmiş, tüm bünyeyi hastalandırmış, devletleri çiğneyip geçmiş,
kaynakları talan etmiş, kurumsal yapıları iflah etmeyen illete maruz bırakmış,
silahı bile sahibine doğrultmuş, adaleti katletmiş ve her şeyi olmadığı yere
koymuş, toplumlarda ki adaletsizliği, eşitsizliği, ahlaksızlığı mütemadiyen
beslemiş olan kapitalist sistemde derdimize derman olabilecek bir şey olabilir
mi? Göz göre göre, bile isteye, böylesi bir mekanizmadan çözüm beklenebilir mi,
hastalıklı bir yapının kendi yapısı içerisinden kendisini yok edecek bir çözüm
üretmek kabil olabilir mi? Hayır girift bir durum yok ortada, her şey olabildiğince
sarih ve anlaşılır durumdadır. Ya bir idealimiz varmış gibi, daha iyiye
meftunmuşuz gibi hareket etmeyeceğiz ya da daha ciddi ve onurlu olarak yaşamak
adına elimizden gelen, gücümüzün yettiği ne ise onu yapmak için çaba sarf
edeceğiz. Yani ya kapitalizmi besleyeceğiz ya da onun besinini keseceğiz! Başka
bir opsiyonumuz mevcut mu? Namuslu ve dürüst olmak zorundayız, bir şey ya
iyidir ya da kötüdür, iyiyse müzahir olursunuz daima var olması için, kötüyse
de elinizi çekersiniz o şeyin üzerinden ve ya kendiliğinden yok olup gitmesini
sağlarsınız ya da yok olması için müzahir olursunuz onu yok edecek şey ne ise.
Ama bizler maalesef riyakârız, münafığız, dürüst değiliz. Düşmanmışız gibi
görüntü veriyoruz ama arka perdeden de haddinden fazla müzahir oluyoruz. Çünkü
aldatarak var oluyoruz ve aldatarak kazanıyoruz.
EKSTRA:
Bir kaç insanın yerinden ayrılmalarını
beklersen, sürekli o insanlarla ilgili şayialar üretirsin, araştırma üstüne
araştırma yaptırırsın, istersin ki onlar senin istediğini yapsınlar ama istemiyormuş
gibi görünürsün, çünkü onlar istenileni elde etseler de etmeseler de her
hâlükârda kârlısındır. Zira sen almak istediğini alamayacağını biliyorsun, çok
istediğin şeyi onlar alacaklar buna inanıyorsun ama güçlü görünmekte istiyorsun
ve bunu çaktırmıyorsun, bu yüzden de birkaç insandan birinin de yerinden
kalkmasını istiyorsun ki, madem asıl istediğini kaybedeceksin, öyleyse birkaç
insandan birinin senin istediğini elde etmesiyle, onun olduğu yeri de senden
birisi alsın. Yani, mutlak kayıp olmasın. Bu yüzden de o birkaç insanın
yerlerinden ayrılmalarını istiyorsun ki bitevi onlarlar ilgili bir şeyler
yaptırıyorsun, bazen kalkamazlar diyorsun tahrik ediyorsun, çünkü gerçekte
onların kalkmalarını istiyorsun. Zira gelecek olan gidecek olandan çok daha iyi,
ki, gidecek olan zaten gidecekse bari karşılığı daha kallavi şekilde gelsin
istiyorsun. Çünkü o birkaç insanın malik oldukları imkân devasa düzeyde, bu
yüzden hepten kaybetmek istemiyorsun. Ben olsam o birkaç insanın yerine yerimde
dururdum, kıpırdamazdım bile, başkalarının yerinde olsam da onları yerlerinden
kıpırdatmazdım, istenilen zaten olacaksa, niye ikisi de bende olmasın, birini
isterken diğerini niye kaybedeyim, üstelikte ikisinin de bende olması kesinken?
Bendenizi enterese etmez ama genel bir yorum olarak böylesi çıkarımda bulundum
ne bileyim. Özel bir durum değil hayatla ilgili işte.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ayse-sucu/kork-o-mahkemeden-ki-6582872/
https://www.korkusuz.com.tr/dostumuz-katar.html
https://www.korkusuz.com.tr/yogun-bakimdaki-babam-git-yazini-yaz-dedi.html
https://www.karar.com/foto-galeri/can-yakan-manzara-havadan-goruntulendi-1627920
SON LİNKİ mutlaka açın, ciğerleriniz
sızlayacak. Çok garip, çok acı, derin sancı. ŞÜPHE TEK GERÇEKTİR!