Biz bitevi doğada ki dengeden söz ediyoruz da, insanın ve toplumun da bir dengesi olduğunu bilmiyoruz. (((Geceliği 2500 tl olan bir otel ve otel duvarı dibinde elleriyle yüzünü gizlemiş beton zeminde yatan garip bir çocuk.)) Dengeyi münhasıran doğa da değil, insan ve toplumda da korumayı bileceksin. Bilmezsen her şey şirazeden çıkar ve kaos olur, sonra da suçu başkalarına atacak kadar soysuz olamazsın. Zira doğanın dengesinin bozulması nasıl büyük felaketleri intaç ediyorsa, insanın ve toplumun dengesinin bozulması belki de daha büyük felaketleri intaç edebilir. Bu yüzden teennili olmak iktiza eder. Öyle kafana göre kurgulayıp yapmaya tevessül edemezsin her şeyi. Edersen bedelini ödemesini de bileceksin, her şeyin bir hesabı var, yaşıyorsan hesabını vermekten de kaçmayacaksın. Çünkü nasıl doğada her şey birbirinden farklı ise ve o farklılıklardan bir harmoni tezahür ediyorsa, aynı şekilde insanlarda farklı farklıdır ve o farklılıklarıyla bir harmoni meydana getirip toplum oluyorlar. Biz böylesi bir dengeye ve düzene mugayir işler yaparsak her şeyin aynı gideceğinden, işlerin normal yürüyeceğinden emin olamayız, olursak ahmaklığımıza dalalet olur bu. Yollar bile hep düz değildir, her düzlüğün önünde bir yokuş vardır ve ona göre gideceksin. İnsan psikolojisi, toplum sosyolojisi diye bir kanun vardır, o kanunu bilmek, teennili olmak için elzemdir. Bilakis bedeli, doğanın ödeteceği bedelin bin misli olabilir. Biz şunu unutmayacağız, burası bize ait değil, bize aitmiş gibi algılayıp ve o algı istikametinde gönlümüzce kullanıp her şeyi de bize ait kılmaya yeltenmemeliyiz. İnsanı domuz gibi böğürtürler. Şerefsizce yaşayamazsın, her şeyi kendine aitmiş gibi algılayamazsın ve bu minvalde domuz gibi yaşayamazsın. Haddimizi ve hududumuzu bilmeliyiz, bildirilmeye başlandığında vakit çok geç olacaktır ve çaresi olmayacaktır. Sorumluluk kendimize aittir, hiçbir şeyin sorumluluğunu başkasına hamledemeyiz, böyle yaparak kurtulacağımızı düşünemeyiz. Aptalca kadercilikten vazgeçmeliyiz. Kaderimizi yetilerimiz tavassutu ile kendimizin çizdiğimizi, çiziyor olduğumuzu ve nihayetinde tüm sonuçlardan bizatihi kendimizin sorumlu tutulacağımızı bilmeliyiz. Hesabı mutlaka ödeyeceksin, öyleyse ona göre yaşa, ye, iç, gez, dolaş. Sonra ödeme vakti geldiğinde domuz gibi böğürme soysuz pezevenk. Bedeli ne olursa olsun, getireceği ne olursa olsun, götüreceği ne olursa olsun Sosyalizm behemehal gelmelidir. Ne kadar düşünürsen düşün, ne türlü hesap yaparsan yap, nereden ve nasıl bakarsan bak, nasıl hissedersen hisset, nereye kaçarsan kaç, ister kork yahut ister derin arzu duy başka bir opsiyon yoktur ve dahi muhal ender muhaldir. Bu hayat mutlaka yok olmalı, bu düzen behemehal yerle yeksan edilmeli, tefessüh etmiş zihniyet toprağa gömülüp üzerine beton dökülmelidir ve behemehal Sosyalizm Güneşi zifiri karanlığın sardığı bu topraklara doğmalıdır. Bu toplum bunu zihnine, hücrelerine, damarlarına icap ediyorsa kanla kazımalıdır. Başka bir ihtimal kesinlikle ama kesinlikle yoktur ve çıldırsakta, çatlasakta, patlasakta olmayacaktır, var yahut olabilir diye düşündüğümüz her an kurtuluşu biraz daha geciktirecektir. Bedeli neyse ödemeli ve bunu başarmalıyız, asla ve kata bir an bile tereddüde düşmemeliyiz ve hiçbir şeyde bizi bu inancımızdan vazgeçirmemelidir. Çünkü başka bir opsiyon kesinlikle ve kesinlikle yoktur.
EKSTRA:
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/normal-bir-ulkede-yasamak-isterdim-6591739/