Sorun ve sorgulayın kardeşim. Arka plana bakın, orada dönen dolapları görün. Orada yemeğin nasıl pişirildiğini ve önünüze nasıl servis edildiğini görün. Tüm pisliklerin sistemden fışkırdığını ve rengi ne olursa olsun her türlü mekanizmanın o pislikleri insanlık toprağına boşalttıklarını unutmayın ve bu yüzden asıl olarak sisteme odaklanın. Mekanizmalara odaklandığınız zaman kaybedersiniz ve hep kaybetmediniz mi, kaybetmiyor musunuz zaten? Karl Marx ne diyor; sisteme dokunmayan hiçbir eleştiri gerçek eleştiri değildir diyor. Ne kadar isabetli ve doğru bir çıkarım. Çünkü sisteme eyvallah ettikçe onun maşalarını eleştirmeniz hiçbir anlam ifade etmiyor. Hem sormadığınız hiçbir soru, sorgulamadığınız hiçbir şey kalmamacasına sorun sorularınızı. Amansızca ve acımasızca sorun ve sorgulayın. Çünkü sormadıkça ve sorgulamadıkça bir asalak gibi yaşamaktan başka çaren olmayacaktır. Yaşamaya geldiğin yerde bir ölücan gibi yaşayacaksın, yaşamaksa tabi böylesi yaşamak. Ömrüm boyunca insançocuklarının sormalarını ve sorgulamalarını istedim ve bunu önerdim naçizane. Çünkü sormamak ve sorgulamamak başımızda binlerce efendi türemesine yol açtı ve o efendiler sormayı ve sorgulamayı yasakladılar. O efendiler gerçek kurtuluş yokunu hep gizlediler hem de hep birlikte. Böylece insanlar palyatif çözümlerle kurtuluş arar oldu ama aradığı hiçbir zaman bulunmadı, zaten de bulunmayacaktı, çünkü her şey bulunmayacak şekilde kurgulanmıştı. Çünkü sormamak ve sorgulamamak nasıl onların türemesine neden olduysa sormak ve sorgulamakta aynı şekilde ters yönden onların yok olmasını intaç edecektir, işte bu yüzden de doğuşlarına sebep olan şeyi yasakladılar ölümlerine de sebeb olmasın diye. Ama onlar ölmedikçe biz var olamayacağız. Bizim efendimiz olmamalı, biz bizim efendimiz olmalıyız, olabiliriz ancak. Otorite en büyük zalimdir. Kökleşmiş mekanizmalar en büyük hırsızlardır. Çünkü yaşamak, kendi yaşamının efendisi olmakla başlar. Biz köleyiz ve efendilerin mengenelerinde can çekişiyoruz. Sürünerek ölüyoruz, yaşayarak değil. Birilerinin kendilerine ait kıldığı şeylerin haddizatında hepimize ait olduğunu idrak edemiyoruz ve algıladığımız haliyle tolere edip iflah etmeyen bir asalaklığın girdaplarında bir türlü çıkış yolunu bulamıyoruz, o girdaplar içinde döne döne tükenip gidiyoruz. Kendini bil kardeşim, işte o bilmen sana senin efendiliğini bahşedecektir ve tüm sahte efendileri başından def etmeni tevlit edecektir. İşte o gün yaşam sahasına özgür bir insan olarak doğacaksın yeniden! Sosyalist bir insan olarak ve insan olmak Sosyalist olmaktır. Şunu da hiçbir zaman unutma kardeşim! Her şeyi Sosyalizm’e hamledenler, Sosyalizm’in bu topraklarda tek bir gün bile etkin olmadığını, egemen olmadığını gizliyorlar senden. Sen sanki olmuş ve bu topraklar her türlü belayı ondan bulmuş gibi algıla istiyorlar. Ama dincilik ve kimlikçilik bu topraklarda hadi biz grilerini saymayalım en net rengini dikkate alarak söyleyelim; 20 yıldır hem de Demir Yumruk olarak egemendir, ne verdi, ne aldı düşün bir. Şimdi bu topraklara her türlü bela Sosyalizm yüzünden mi yağmıştır yağmur gibi? Düşün, sor ve sorgula kardeşim! 

YORUMLAR