Bizler kendimize aite olmayan şeyleri
güya korumak adına yanlışlar yapıyoruz ve gayemizin ne derece ulvi olduğunu da
bahane ederek (((ki, filhakika korumak istediğimiz şeyler dünyalık şeylerdir
ama sanki başka şeyleri koruyormuşuz gibi bir izlenim yaratıp koruduğumuz şeyleri
korumaya devam etmemizi haklı çıkarma çabasındayız ve böylece de bu uğruda hem
fazlasıyla müzaheret bulmak hem de yaptığımız yanlışları tolere ettirmek
derdindeyiz))) koruyamayacağımız şeyleri koruyormuş gibi yaptığımız için bu
meyanda yaptığımız yanlışlarımızı mazur göstermeye yelteniyoruz. Sen sana ait
olmayanları korumaya kalkışma, sen kendini koru, sana ait olmayanları
koruyacağım diyerek ve bu eksende hareket ederek, bilmeden asıl büyük zararı
veriyorsun ama fakında değilsin. Oysa ne kime aitse kendine ait olanı korur,
sen git kendini koru ve başkasına ait şeyi koruyacağım diye yanlış yapma ve her
şeyi de kokutup çürütme. Böylece de tüm insanların hayatını tehlikeye atma. Kendine
böyle bir görev yüklemene gerek yok, çünkü böylesi bir görevle yükümlü
değilsin, olmazsın da, sorumluluk altında da kalmazsın. Sahtekârlığın ve
soysuzluğun lüzumu yok. Dürüstsen de yanlış yolda olduğun belli olunca dönmeyi
bilmelisin. Ama dönmüyorsan bu işte bir doğruluk değil sahtekârlık vardır. Ki,
haddizatında sahtekârlık olduğu aşikârdır. Ki, hayatın sahtekârlıktır. Varlığın
bile sahtedir.
EKSTRA:
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun, Cumhuriyet var olsun, aziz Atatürk'ün ruhu şad olsun. Şehitlere, gazilere selam olsun.