Bir insanın güzel, hoş, tatlı
hayalleri, düşleri varsa ve hayallerini, düşlerini ancak sahibi olacağı bir
evde gerçek kılabilecekse, o kişi önce ne yapmalıdır? Elbette bir eve sahip
olmalıdır değil mi? Zira tüm hayallerin sahip olacağın evde gerçek olacaktır,
bilakis gerçekleşmesi hiçbir zaman kabil olmayacaktır. Yani o eve kavuşmadan
hiçbir hayaline, düşüne kavuşamayacaktır. Zira yaşayabileceğin bir yer yoksa,
hayalinde, düşünde bir anlamı olmaz. Öyle değil mi? evi olmayan bir insan nasıl
bir plan yapabilir, hangi hayali kurabilir? Önce yaşayacağın yer olmalı, ondan
sonra yaşayacağın ne varsa dilediğince yaşamak için buyur edeceksin tüm
düşlerini, hayallerini. Doğru mudur bu? Bir ülkesi olmadan bağımsızlık savaşı
verene ne derler? Ancak bir meslekle ilintili olan bir hedefe o mesleğe atılmadan
ulaşmak kabil midir? Tıp alanında bilimsel buluşlar yapmak istiyorsan, önce bir
tıpçı olmak zorundasın. Aydınlık bir nesil hayalin varsa, insan yetiştirmek
istiyorsan öğretmen olmaktan başka çaren var mıdır? Önce o mesleğe atılırsın,
konumun, yerin belli olur, sonra da harekete geçersin. Doğru mudur bu? Biz
öncelikli olarak yapacağımız şeyleri geri plana atıyoruz ve işimiz olmayan,
görevimiz olmayan şeylerle iştigal eyliyoruz. Bu da olması gerekeni
geciktiriyor. Bu yüzden biz ilk evvelde yapmamız gerekeni yapacağız ki, ondan
sonra yaşamak istediklerimizi yine gönlümüzce yaşayabilelim. Önce yaşayalım
dersek daima yanılırız, önce yapalım diyeceğiz o yüzden ve yapacağız ki,
yaşayabileceğimiz bir yapı olsun ortada. İşte bu sebeple düzen değişmeden ve
böyle bir şeyi de düşünmeden hep yaşamak derdindeyiz, yaşayalım istiyoruz, vur
patlasın çal oynasın olsun istiyoruz ama bir yandan da şikâyetçi olmaktan geri
durmuyoruz. Basit bir mantıkla kavranabilecek bir şeyi kavramakta zorlanıyoruz.
Biz burada elbette tek tek yapılardan söz etmiyoruz, tüm yapılara etkide
bulunan, o yapıları ihata eden ve o yapıları istendik şekilde yönlendiren ve
her şeyi şirazesinden çıkaran, insanlığı zımnen hayvanca bir yaşama zorlayan
ama bu meyanda kendisi mütemadi palazlanan düzenden söz ediyoruz. Önce düzen bi
çöksün ondan sonra genel işleri bırakır, özel işlerimize odaklanırız
diyemiyoruz ve hep çakılıyoruz, sürünüyoruz, sömürülüyoruz, yaşadığımızı
sanıyoruz ama farkında olmadan, yanmakta olduğumuzu ihsas etmeden yanıyoruz.
Önce kur, sonra gönlünce yaşa, çünkü senin yegâne görevin önce kurmak! Yapmadan
yaşayamazsın!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...225...
Özgür DENİZ - 09.09.2021
Tarih: 09.09.2021
Okunma: 292
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.