İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...241...

Özgür DENİZ - 25.09.2021

Doğa tam anlamıyla bir insanlık sofrası değil mi? Yani ayaklarımızın altına serilmiş devasa bir sofra. İlk başta ki varoluşunda insanlar olarak bizlerin bir gramlık emeğimiz yok. Var mı? Hangimizin tek damla yaşı, teri, kanı, emeği vardır doğada ve onun üzerindekilerde? Varolan çıksın söylesin ki bilelim ve ona göre konumlanalım. Bilakis yok oluşunda sonsuz terimizin, yaşımızın, kanımızın, emeğimizin olduğu muhakkaktır. Öyleyse tek bir insantekinin hak iddia etmesi gibi bir durum sözkonusu değil ve olamaz. Olabilir mi? Hangi hakla, hangi cüretle, hangi hüccetle? Yani ortak bir sofra ve ortak olarak kalması gereken bir sofra. Kimse çıkıp diyemez ki, ben bu sofranın şu kadarının çevresine çit çekip orasını kendime ait kılmak istiyorum ve size ait olana da karışmak istemiyorum. Kendi kuracağım sofraya da kendi istediklerimi, kendi dostlarımı davet edeceğim, herkesi davet etmek gibi bir ödevim yok; kim böylesi bir şey diyebilir? Bunu dediği an dengeyi, düzeni ve mizanı bozar. Böyle bir şeyin olması demek, her şeyin alt üst olması demektir. Öyleyse böylesi bir şeye müsaade edilmemesi icap eder. Edildiği anda denge, mizan, düzen sarsılır. Metazori olarak tevessül edenin de icabına bakmak icap eder. Üzerinde türlü nimetler biten ve o nimetlerden herkesin imkânlarınca ve kuvvetince topladığı ve ortak bir şekilde paylaşılması için getirip üzerine koyduğu devasa bir sofra. Gökten yağıyor, yerden bitiyor ve insançocukları toplayıp yiyorlar. Kardeşçe ve barış içinde görkemli şölenler yapılabilecek bir sofra. Herkese ait bir sofra, kimsenin çökmemesi ve çöreklenmemesi gereken bir sofra. Çökmek ve çöreklenmek isteyenlerin karşısında aşılmaz bir barikat olacağımız ve onları ezip geçeceğimiz bir sofra. Tüm evreni tek parça olarak düşünün, üzerinde milyarlarca insan ve başka canlılar vs. bulunmaktadır. Gözlerimi kapatıyorum ve doğa denilen şeyin tam ortasında tek başıma bir özgürlük anıtı gibi dikiliveriyorum ve doğa ben olmuş, ben de doğa olmuşum. Sonsuz özgür doğada ve onun üzerinde ki topraklarda, sonsuz özgür bir insan olarak dolaşıyorum. Belki muayyen sınırları var ama yine de sınırlar yokmuş gibi bir hal içinde herkes. Belki de sınırları insanlar üretti, zaten başında yoktu. O sofra türlü nimetlerle lebalep değil mi? Kimin için o nimetler? Herkes mi, yoksa seçilmiş zümreler için mi? Herkes o sofranın üzerinde çalışıyor, üretiyor ve yiyor değil mi? Bendeniz bir insanteki olarak bu doğanın üzerine doğdum ve kendimle getirdiğim bir şey yoktu. Ne olduysa olan her şey sonradan oldu. Bir şey seçmedim ama seçilmiş olan çok şeye maruz kaldım ve o seçilmiş şeyler yüzünden benim gibi olanlarla aram açıldı. Yani insan bu doğanın üzerine gelip orada türemeye başlayınca her şey şirazesinden çıktı ama kaybeden de her şeyin şirazesinden çıkmasına neden olan insanın kendisi oldu yine. İşte biz bize ait olan ve ait olduğumuz yerde özgürce yaşaması gereken insanlar olarak, bizden çalınmış doğamızı yeniden geri almalı ve gerçek doğamıza geri dönemliyiz. Öz doğamızın bozulmasına ve öz doğalarımızı kuşatan büyük doğamızın bozulmasına fırsat vermemeliyiz. Çünkü doğa bizimdi ve her şey doğaldı ama birileri çıktılar ve doğamızı parsel parsel böldüler, doğallığımızı yok ettiler, doğamıza ait ne varsa inhisarlarına aldılar, bizleri köle kıldılar ve her şeyi paraya tahvil etmeye yeltendiler. Böylece de denge, düzen, mizan diye bir şey kalmadı doğada, bunlar kalmayınca insan da kalmadı ve doğallık yerini yapaylığa bıraktı. Şimdi hepimizin ortak sofrası olan doğamızı geri almanın, o sofraya hep birlikte oturmanın, doğamıza tekrar kavuşmanın ve yeniden doğallığa dönmenin zamanıdır. İlk evvelde yapacağın yegâne şey budur, bundan başka yapacağın hiçbir şey yoktur ey insançocuğu. Gerisi talidir ve bu olduktan sonra zaten tali olanların spontane olmalarının önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Tüm yapaylıklardan sıyrıl, sonradan dikte edilen tüm yapay ihtiyaçlarından arın, doğana dön, doğal ol ve sonsuz özgürlüğüne kavuş!

Tarih: 25.09.2021 Okunma: 304

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

i. Hakkı Cengiz

25.09.2021 - 11:38

Harika bir yazı... Muaazzam tespitler... En acısı, "denge, düzen, mizan diye bir şey kalmadı doğada, bunlar kalmayınca insan da kalmadı". Eline, kalemine sağlık can kardeşim. Selâmlar...

Özgür Deniz

25.09.2021 - 18:10

Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle sonsuz teşekkürler ve aynı duygu ve düşüncelerle bilmukabele inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Kesinlikle ve kesinlikle acımasız bir DEVRİM gerekiyor. Hafif diyordum ama artık şiddetli ve acımasız olmalı. Derin saygılar.