İlk evvelde ifade edeyim ki, kapalı,
tereddütlü bir taraf kalmasın. Kapalı, tereddütlü bir taraf kalırsa kafayı
yiyorum, huzursuz oluyorum. Çünkü açıklığı, netliği seviyorum. Yumurta
atmıyorum, atmayın konuşalım dediniz her devirde. Hakaret ve küfür yok, acizler
küfreder, hakarete yeltenir dediniz her devirde. Düşünceden başka bir şey yok,
doğru ya da yanlış, düşüncem hakkında ki kararı verecek bendeniz değilim,
münhasıran serdediyorum, cerhedecek olan da cerhedebilir ama namusluca,
dürüstçe ve mutlaka nesnel çerçevede ve fikir temelinde. Hakikat ve fikir
karşısında boynum kıldan incedir. Yeterki fikir olsun fikrin karşısında. Öküz
gibi karşı çıkışlardan, reddedişlerden tiksiniyorum. Hayata Türkiye Cumhuriyeti
Devleti ve bu devletin çatısı altında bulunan tüm insançocukları bağlamında
bakıyorum. Çünkü idamesi gerekli olan münhasıran bu devlettir ve mutlu olmayı
hak edenler münhasıran tüm mazlum insanlardır. Başka hiçbir şey bendeniz için
mühim değildir. Politika denilen şeytan da, politikacı şebekler de umurumda
bile değillerdir. Zaten bu mikroplardan bu ülke ve bu millet kurtulduğu vakit
gerçek kurtuluş sadır olacaktır, buna kesinlikle inanıyorum. Tanrı’dan başka
boyun eğeceğim ve korkacağım bir makam da yok. Bana benzeyenden korkacak kadar
haysiyetsiz, onursuz ve şerefsiz değilim. İtten, köpekten korksaydım bu dünyaya
doğmuş olmaktan utanırdım. Güçlüden, servet sahibinden, politikacıdan, dinciden
yani firavundan, karundan ve belamdan korkan onlar gibi olsun. Aciz kalan
olursa şayet gereken yere şikâyet edebilir, gücünü ortaya koyabilir. Aciz
kalacaksan da fikrin kaşsısına çıkmayacaksın, çıkacak kadar mal olmayacaksın. Zaten
çağımızda jurnalden ve kuvvetten başka geçer akçe yok. Bu yüzden tüm
çaresizler, sefiller ancak jurnalle varlık kazanmaya yeltenirler, ki, bu tür
mikroplardan da korkmuyorum. Hukuka inanan birisi olarak, inancımın tersinde
işlemek kaydıyla hukukta kullanılabilir ezmek için. Öyle ya hukuk
servetlilerin, kudretlilerin, servetten ve kudretten ari olanlar için
kullanabilecekleri yegâne araçlarıdır ellerinde kalan. Çünkü beyinleri yok ki
beyinle çıksınlar beyin karşısına. Başka neyleri var ki zavallıların? Karakter
yok, kişilik yok, fikir yok, bunlar olmayınca insanlık zaten olmaz. Ama nasıl
karşımızdakilere davranışlarımız da girizgâhta ki prensiplerden bahsediyorsak,
bize karşı davranılırken de bir prensip olmalıdır değil mi? Tabi prensiplere
uymak bile yüksek bir karakter gerektirir. Ama karaktersizliğin geçer akçe
olduğu bir çağda karakter ara ki bulabilesin. Biz uymayız ama uydururuz, çünkü
karakter, kişilik henüz bizim sokağımıza uğramış bulunmamaktadır. Bu dünyada
hakikatten daha kuvvetli hiçbir şey yoktur ey insançocukları! Ama hakikatte
bizde yoktur de mi? Öyle ya, böylesi bir yaşama nasıl ve niye mahkûm olduk? Kendimiz
yalanız, hayatımız yalan ve yalan karşımızda duranlar.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...242...
Özgür DENİZ - 26.09.2021
Tarih: 26.09.2021
Okunma: 408
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.