Bürokrasiye sızıntı yapmış hainler,
Yeşilçamlı ahlaksızlar, sanatçı geçinen aptallar, arabeskle afyonlanmış
şarkıcılar, insanları korkutarak pısırıklaştırmış mafya bozuntuları, erdem
yoksunu politik şarlatanlar, köşe başlarını tutarak zihinleri iğdiş etmekle
görevli şerefsiz şaklabanlar, sonsuz eksiği bulunan ya da ana eksenden sapma
göstermiş istihbaratçılar ve kendi özlerinden inhiraf edip başka odakların
güdümlerine girmiş bilumum maşalar, bu milletin ve memleketin anasını
ağlatmışlar yemin ediyorum. Hakikat ölmüş bu topraklarda kardeşim, yalan
fırtınası hakikat namına ne varsa önüne katıp götürmüş bir meçhule. İnsan
ölmüş, insanlık sürgün edilmiş kardeşim bu memleketten. Bu memleketin yekpare
çocukları bir düşmüşler ama pir düşmüşler ve bir türlü ayağa kalkamamalarının,
haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmalarının, çıkarlarının kulu kölesi
olmalarının nedeni de alınmış olan bu ağır yara. İsyan bile edecek takati yok
halkın çocuklarının. Çünkü ne isyan nedir biliyor ne de nasıl isyan edilir
anlamıyor. Beynini öldürmüşler, kalbini öldürmüşler, gövdesini dondurmuşlar.
Bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. Biliyorum sanıyor ama bildiğini sandığı ne
varsa hepsi yanlış. Bu yüzden de yanlış üstüne yanlış yapıyor. Halk toprağı
ölmüş, insanlık sofrası toplanmış. Düşüncenin ve isyanın bayrağı indirilmiş.
Korkularından geberecek hale getirilmiş insanlar. Korkunun egemen olduğu yerde
de her şey çürür, kokar, ölür ve öyle olmuş. Gerçeği görebilen yok, görse de
söyleyecek dili olan yok. Çünkü gerçek şeytandır, gerçeği söyleyen de şeytanın
dostudur böylesi yerlerde. Konuşan birinin arka yüzü de olabilir ve bizi
aldatıyor olabilir diye düşünen yok. Allah; şeytan sizi Benimle aldatmasın
demiş ama aldanan aldanana şeytana. Çünkü herkes kimin arkasında duruyorsa,
önünde durana Tanrı’ymış gibi tapıyor handiyse. Ahlak çökmüş, adalet münhasıran
kendisi için varsa değerli, erdem korkakların işi olmuş. Her şeyi gerçekten
öldürmüşüz, yoksa çoktan ayağa kalkmıştık. Ve işin garibi bu halden mutluyuz,
içimiz hiç sızlamıyor, acımıyor. Çünkü biz kendimizi unutmuşuz ve başkası
olmuşuz. Artık hissetmiyoruz hiçbir acıyı, sızıyı, sancıyı. Artık ne kim
olduğumuzu biliyoruz ne de kendisi olduğumuzun kim olduğunu biliyoruz. Tarifi imkânsız
olan bir haldeyiz. Biz bu hayata mı layığız gerçekten, ya yaşamıyoruz bu
hayatta ya da sürünüyoruz hem de resmen ve alenen sürünüyoruz, yahut yal
bekliyoruz kapıda kardeşim ya. Kendimizden de mi hicap duymuyoruz? Ama o da
kalmamıştı öyle ya değil mi? Zaten hicap duymayı becerebilseydik, içinde
düştüğümüz çukurda olmazdık değil mi? Herkes layığını bulur ve yaşar!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...250...
Özgür DENİZ - 04.10.2021
Tarih: 04.10.2021
Okunma: 361
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.