İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...261...

Özgür DENİZ - 15.10.2021

Bu hayattan sıkılıyorum, böyle yaşamak bunaltıyor, yürek sızısı gibi bir şey olarak geliyor, çünkü gerçekten rezil, sefil, iğrenç bir yaşamın tutsaklarıyız, hürriyet yok, ahlak yok, adalet yok, hakkaniyet yok, hukuk yok, hatta ve hatta ilk evvelde insanlık yok, güzel olan ve insanı yaşatacak olan ne varsa el çekmiş hayattan, her şeyi maddeye hamlediyoruz, madde varsa iyi, yoksa kötü diye düşünüyoruz. Kazandıkça daha da aç oluyoruz, tuzlu su misali içtikçe susuyoruz, yedikçe şişiyoruz ama şiştikçe şişeceğimizi bilsekte yemekten imtina etmiyoruz hatta haram demeden yiyoruz. Bana helal yiyen tek bir kişi gösterin lütfen hatta başkalarını bırakın tek bir Müslüman’ım diyen gösterin helal yiyen hatta haramı az yiyenlerin kim olduğunu söyleyin, Müslüman’ım diyenler olduğunu söyleyebilir misiniz? Çünkü ancak maddenin çapı kadar bakışımız var, maddemiz kadar insan olduğumuzu düşünüyoruz, bu yüzden de öküz gibi yiyoruz hiçbir kıstas tanımadan, helal haram ölçüsünü gözetmeden. Maddenin ötesini göremiyoruz. Hayatı anlamıyoruz, anlamadığımız için yaşamayı bilmiyoruz. Bu yüzden hayatım boyunca manyak bir Dindar ile manyak bir Ateist aradım. Hayatın, dünyanın, çağın ötesinden konuşacak, sorulan her soruya aykırı cevaplar verebilecek, yeni şeyler söyleyebilecek, hiçbir şeyden imtina etmeyecek, ne dindar kılmak ne de ateist yapmak için söz söylemeyecek, kendilerine çekmek gibi bir dertleri olmayacak insanlığı, münhasıran gerçek ne ise ve o gerçeklerden süzdükleri öz ne ise onu aktaracaklar, aktardıklarının kendi zararlarına olabilme ihtimalinin olabileceğini bildikleri halde aktarmaktan korkmayacaklar gerçekleri, insanlar bize gelsin bizden olsun gibi sığ düşünceleri olmayacak, normalin ötesinde düşünecekler, hiç söylenmemiş şeyleri bulup çıkarabilecekler, sorulara mantıkları mutlak ıskat edebilecek şekilde cevapları olacak. Ama bizler böylesi bir yaşamdan sonsuz uzağız. Çünkü artık, yandık, piştik, olduk diye düşünüyoruz ve bir de caka satabiliyoruz hiçbir şey olmadığımız halde. Bana kendisine inanabileceğim tek bir evet tek bir dindar gösterin, tek bir âlim olduğu düşünülen ya da öyle düşündüğünüz birini gösterin lütfen. Gösteremezisiniz, gösteremeyeceksiniz, çünkü yok. Çünkü bu topraklarda Müslüman yok. Müslüman olun ya da olmayın, orası bendenizi ırgalamaz, bendeniz Müslümanlığın ne olduğuna göre nesnel bir çıkarımda bulunuyorum. İşte Müslümanlık iyi de Müslüman yok gibi boş sözleri de geçin, Müslümanlık zaten bunların yaşadığıdır gibi boş sözleri de geçin. Dediğim gibi inanan ya da inanmayan boyutundan değil, nesnel temellerde söylüyorum sözümü. Maddeye göre kurgulanmış ve konumlandırılmış bir hayat yaşıyoruz. Bugün parsayı nasıl toplarız diye uyanıyoruz, topladıklarımızı sayarak yatıyoruz ve kaybetme korkusuyla uyuyoruz. Böyle bir döngü içerisinde ömür çürütüyoruz. Olmayan fikrimizi de başkalarına dikte etmeye çalışırız, sanki gerçekten bir fikrimiz varmış gibi. Ulan fikir ne gezer bu topraklarda, sürgüne göndermişiz fikri, gurbette acı çekiyor, hüzünle yaşıyor.

Tarih: 15.10.2021 Okunma: 356

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?