Şimdi ne zaman böylesi bir olgu
tezahür etmiş, ne zaman o olguları olaylaştırmaya çalışan ve kendilerine
politikacı denilen tipler zuhur etmiş bilemeyiz. Gerçekten net olarak bunu
bilemeyiz, bilemiyoruz. Zaten politika demek bir nevi şeytanın arabası demek,
çünkü insana ait hiçbir değeri tazammum etmiyor. Bir tek şey biliyorum; o da
politikacı olarak tavsif edilen tiplerin Tanrı’m olmadıklarıdır, badema da
olamayacaklarıdır. Değiller kardeşim, değilsiniz kardeşim. Öyleyse
Tanrımmışsınız gibi davranamazsınız. Ulan hiçbir halt değilsiniz, bu topraklar
babanızdan miras kalmadı, bu milletin sahibi değilsiniz, hazinenin sahibi
değilsiniz ama her şeyin sahibiymişsiniz gibi tavırlar içindesiniz, kimsiniz
ulan siz, ne haddinize böyle tavırlar içine girmek, birazcık insan olup
haddinizi ve hududunuzu biliniz ya. Sizi kontrol etme hakkım vardır ama beni
kontrol etme hakkınız yoktur. Sizin kaderinizi tayin ederim ama benim kaderime
hükmedemezsiniz. Öyleyse kim oluyorsunuz ki, kafanıza göre davranıyorsunuz ve
kaderim üzerinde söz sahibiymiş gibi hareket ediyorsunuz? Bana ait olanı
dilediğinizce kullanıyorsunuz, harcıyorsunuz, hesabınıza aktarıyorsunuz, ne
hakla, hangi saikle? Çekin kirli ellerinizi üzerimizden be. Ne yani hain mi
oldum şimdi böyle söylediğim için? Böyle konuşmak hakkım yok mu? Kim belirliyor
bunu? Ne yani hayatım hakkında da mı sözüm olmayacak? Siz dilediğiniz gibi
yaşayacaksınız ama bendeniz sizin istediğin sınırlar içerisinde yaşayacam öyle
mi? Hadin lan ordan. Geriz zekâlı mısınız siz? Böyle düşünüyorsanız şek ve
şüphe yok ki öylesiniz. Binaenaleyh, bendenizin hayatımı biçimlendirmek,
şekillendirmek, kaderime etkide bulunmak gibi kutsal bir ödeviniz de olamaz,
oldukları iddiası ile karşıma çıkıyorlarsa hadlerini bildirmekte benim kutsal
ödevim olur o vakit. Herkes haddini ve hududunu bilecek. Ya insan gibi işini
yapacak ya da benim hayatımdan defolup gidecek. Hep söyledik, yine söyleyelim;
hepimiz hepimize ait olan bir yerdeyiz, birimize ya da birilerimize ait olan
bir yerde değil. Öyleyse kendi evimde bana krallık taslayamazsın bebeğim. Kendi
soframda benim önümdekine el uzatamazsın, kendi mülkümde kafana göre
belirlediğin yere çit çekemezsin bebeğim. Bendeniz senin kölen, kulun, köpeğin
değilim. Velâkin politika denilen şeyin bizim üzerimizde hayatlar boyu etkisi
olduğu muhakkaktır. Bizim, onlar tarafından köle gibi görüldüğümüz ve
istedikleri gibi çalıştırılabileceğimiz farz edilmektedir. Bunun da kendileri
üzerinde bir hak olduğunu varsaymaktadırlar. Öyleyse hayatlarımız üzerinde bu
kadar derin ve geniş zamanlı etkisi olan bir şeye kayıtsız kalmak, duyarsız
olmak, umarsız davranmak kabil değildir. Onlar istedikleri gibi hareket
edecekler, dilediklerince yaşayacaklar, özgürlüğü son raddesine kadar
kullanacaklar ama bizler susacaz öyle mi? Hayır bebeğim, benim hayatım üzerinde
etkili ise o politika denilen melanet, o zaman onun işlevi hakkında konuşmak,
söz söylemek, ona cevap vermek, onun eylemlerini sorgulamak bendenizin görevimdir.
Görevimi de yaparım, engel tanımam yıkar geçerim. İhanet olmadıkça da, karşımda
dikilen olursa çiğner geçerim. Şunu kafanıza kazıyacaksınız; it değilim, köle
değilim, insanım! O zaman ya insan gibi insan olacaksınız, insan evladı gibi
yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz benim topraklarımdan.
EKSTRA:
Sizleri sahte bir dünyaya mahkûm eden,
geneli ihata eden olgularla aldatan, hayal âleminde dolaştırıp aptallaştıran, hayatla
ilintisi olmayan ipe sapa gelmez olaylar zinciriyle dolu olan diziler
izleyeceğinize FOX TV de yayınlanan Kanunsuz Topraklar diye bir dizi var,
hayattaki gerçekleri yani hayatta görüp yaşayabileceğiniz gerçekleri anlatan
bir dizi var, gidin onu izleyin derim naçizane bir öneri olarak. Tabi şu anlık
böyle, ilerisi nasıl olur bilemem. Henüz başlangıcında, önden, mutlak ve
muhakkak sözler etmeyeyim. Ama izlerseniz de bir kitap okuyormuş gibi izleyin
her kurulan cümleyi iyi anlayın ve üzerinde iyi düşünün.