Bana ait olan bir dünyada bana
mafyalık yapamazsın ve yaptığın takdirde de beni korkutamazsın bebeğim. Korku
içinde an be an gebererek yaşamak için gelmedim buraya ben. Kendi evimdeyim ve
kendi evimde insanca yaşamaya geldim. Değil lan işte hiçbirinizin ne dünyası,
ne çiftliği ne de evi, herkesin lan işte herkesin ve herkesin olan bir yeri
kendinizin yeri gibi algılayıp, dilediğiniz gibi hareket edemezsiniz. Mafya
münhasıran saklı yerlerde olup haraç kesmemektedir, mafya hayatın her sahasında
karanlık yüzünü göstermektedir, politikada bile güya mafyacılık oynamaya ve
insanlar üzerine korku salmaya yeltenen tipler vardır. Bu gerçektir, inkârı
imkânsızdır, zira hayatın içindeyiz ve gözümüz görmektedir, aklımız
düşünmektedir, hisseden bir kalbimiz vardır. Bir can var göğüs kafesinde ve bir
gün kafesten uçup gidecek zaten. İnsan dediğin kanatsız bir kuştur, apansız
uçar gider, niye yere yapışmak için donup kalsın? O kuş misali olan canı
korumak için köpek gibi yaşama eyvallah edemeyiz, yaşamak uğruna baş eğmeyiz
baş olmayan başlar karşısında ve itin, köpeğin önünde eğilemeyiz. Size inanmak
zorunda değilim. Buyur varsa böylesi bir zorunluluk temellendir ve ıskat et
bendenizi. Bendeniz, hepinizin cahil, aptal ve zavallı olduklarınıza inanıyorum
ve bendenizin bu iddiamı temellendirecek muhkem hüccetlerim var ama. Zaten
ispata da gerek yok her gün ağızlarınızdan taşanlar kim olduklarınız hakkında kâfi
derecede ipucu veriyor. Kofsunuz, boşsunuz, alıksınız, bönsünüz, sektersiniz,
dar kafalısınız. Dünyanın köpeğisiniz, kendinizden güçlülerin maşasısınız. Ama
ne acıdır ki, bu hallerinizle ve vasıflarınızla biz insançocuklarının
mukadderatları üzerinde söz sahipleri ve karar vericilersiniz. Hayır ya kim
dedi size, insançocuklarını zincirleyecek, onları dilediğinizce yöneteceksiniz,
gerekiyorsa kanlarını dökeceksiniz, bu sizin hakkınız diye? Hayır, birisi böyle
bir şey söylediyse ya da kulaklarınıza fısıldadıysa söyleyin de başımız üstüne
deyip ayaklarınız altında halı olalım. Tanrı’nın bu yönde bir buyruğu mu var da
biz bilmiyoruz? Bilakis biz de, siz de yerlerimizi bileceğiz, bilmek
zorundayız. Çünkü kimse kimsenin evinde değil, herkes kendi evinde. Hayır ya
anlayamıyorum yani, hangi hakla, salahiyetle, benim hayatımı dilediğinizce
biçimlendirmeye tevessül edebiliyorsunuz? Bana sordunuz mu bir kere, şu söyle
olsa nasıl olur, bu böyle olsa nasıl olur diye? Sormadınız, sormak lüzumu
görmediniz ama kendiniz karar verdiniz, kendiniz uyguladınız. Neresinde lan
bunun adalet, hak, hukuk denilen şeyler? Ya kaderimden ellerinizi çekeceksiniz
ya da özgürce isyan hakkımı söke söke alacağım ve insanlığı kuşatan, acılardan
acılara sürgün kılan, dünyanın tüm kaynaklarını bir avuç çapulcu pezevenk kapitaliste
peşkeş çeken bu melun düzeni yerle yeksan eyleyeceğim.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...264...
Özgür DENİZ - 18.10.2021
Tarih: 18.10.2021
Okunma: 321
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.