İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...266...

Özgür DENİZ - 20.10.2021

Bakınız kafama göre konuşmuyorum, dolayısıyla temelsiz, mesnetsiz şeyler söylemiyorum. Hayatta söylediğim her şeyi de hüccetlendiririm, zaten hüccetlendiremeyeceğim bir şeyi de söylemem, zira neticesinde utanca gark olacağım için böylesi bir şeye tevessül edemem. Konuşan tabir caizse içimde ki Tanrı’dır yani vicdanımdır ve vicdan sonsuzdur, en adil hâkimdir ve o içimde dipdiridir, ben ölürüm o ölmez. Bu yüzden söylediklerim oradan neşet edip gelmektedir. Ve mahreci vicdan olan bir şeyi öldürmekte yürek ister. Öyleyse yaptıklarınızı doğru dürüst yapınız, bir şey yaparken namuslu olunuz, onurlu olunuz, olguları öz mahiyetlerine göre anlayıp herkesi ihata edecek şekilde olaylaştırınız. Şimdi bir gerçeklik varsa, onu yok sayamazsınız, o gerçekliğe göre tavır almak zorundasınız. Karşımızda öylece capcanlı duran gerçeği nasıl olurda görmezden gelebiliriz? Ha bize karşı görmezden geldiğinizi söyleyip, başka yerlerde görüyorsanız, hatta diz dize, göz göze geliyorsanız orasını bilemeyiz. O gerçeklik bizim hayatlarımıza etki de bulunuyorsa, yarınlarımızı etkileyecek güce malikse ve bugün bizim üzerimizde işlevselliği olan politikaya etki ediyorsa, o zaman o gerçekliği nasıl olurda görmezlikten gelebiliriz? Hele hele o gerçekliğin görülmesini istemeyen ve o gerçeklik üzerinden yarınlarda kirli ve kanlı planlarını kotarmak isteyen vahşi emperyalizm diye bir lanet öylece karşımızda duruyorsa, nasıl olurda o gerçekliği böylesi bir lanetin inisiyatifine bırakırız? Hiç kuşkusuz insan canına kasteden teröre, teröriste ve onlara bilinçli övgü düzenlere lanet olsun. Buna eyvallah. Ama bir de bir gerçek vardır ki; suyumuz suyu, ekmeğimiz ekmeği, paramız parası, gücümüz gücü, koltuğumuz koltuğu, hazinemiz hazinesi ise o zaman durup düşünmek iktiza eder. Soytarılığa lüzum yoktur. Ciddiyetli olmak lazımdır. Hem ağacın meyvesine talip olup hem de meyveye ulaşamayınca ya da meyveyi başkaları yiyince o meyve zehirlidir demek ahlaksızlıktır, alçaklıktır, soysuzluktur. Meyveye ulaşınca meyve şifalı oluyor, ulaşamayanınca zehirli oluyor, üstelik o zehirli olan meyveyi başkası yiyince suçlu oluyor, madem zehirli ise bırakalım yesin ölsün ama hayır derdimiz o değil ki, derdimiz zehirli dediğimiz meyvenin aslında zehirli olmadığı ve onu bizim yiyemememiz. Bilakis böylesi tavırlar, gerek bugünleri, gerekse yarınları herkese zehir etmektedir. İstişare diye bir şey vardır ve o istişare neticesinde gerek ödül gerekse ceza diye de bir şey vardır. Gereğini yaparsınız, gereği yapılmazsa yine gereği neyse yaparsınız. Zor mu? Zor değil ama zor diyorsanız orasında netameli bir durum vardır. Şüphelerimi mazur görünüz lütfen, çünkü ben şüpheyim, şüphe bendir!

Tarih: 20.10.2021 Okunma: 280

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?