Bakınız bu dünyada büyük insanlık devrimi
münhasıran bir tarafın iştiraki ile değil yekpare ezilenlerin, sömürülenlerin,
her şeyleri çalınmış olanların, ta ki kendileri bile kendilerinden çalınmış
olanların iştirakleri ile kabil olabilecektir, bu yüzden hiçbir kesimin kendi
kafasına göre hareket etme gibi bir serbestîsi olamaz, istişare diye bir şey
vardır ve sorunlar nasıl birlikte görüşülerek ortak akılla ve vicdanla tespit
ediliyorsa, çözümde ortak akıl ve vicdan temelinde birlikte hareket ederek
bulunmalıdır, elbette bilimsel ve nesnel temellerde olmalıdır her şey. Yani
nasıl birlikte paylaşılacaksa ürün, birlikte savaşılmalıdır ve ölünmelidir
birlikte gerekiyorsa. Önce ciddi bir planlama yapılmalıdır, sonra fedakârca
çalışılmalıdır, feragat edilmesi gereken bir şey olacaksa tereddüt edilmemelidir,
daha sonra doğru zaman beklenmelidir ve doğru zaman geldiğinde de umarsızca
yapılması gereken yapılmalıdır. Bu yüzden diyorum ki kimsenin birbirine ait
olanlara yabancı kalmak ve düşman olmak gibi lüksleri olamaz. Demem o ki, bir
tarafın Hz. Muhammed’i bir tarafında Karl Marks’ı tanımaları elzemdir. Bir
tarafın Das Kapitali bir tarafında Kur’an’ı okumaları şarttır. Çünkü hiçbir insançocğu
mutlak şekilde motomot birbirinin benzeri değildir, olamaz ve bir ömür aynı
kafayla ve vicdanla yaşayamaz. Dünya değişir, hayat değişir, elbette insanda
değişir. Çünkü değişmek, değişimin kendisidir ve değişmeyen tek şeydir.
Değişmek illaki olumsuzluk olarak algılanmamalıdır. Çünkü değişmeden olunmaz,
olan her şey değişmiştir, değişmek olmanın olmazsa olmayacak olan önkoşuludur
zira, değişim biçimi ve yöntemi farklı olabilir belki. Değişmeden
değiştiremezsin denmiştir bu yüzden. Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz denmiştir. İrade
sendeyse, senin elindedir kaderin de. Yapacak olanda sensin, yaşayacak olanda,
öyleyse değişmek gerekiyorsa değişmesi gereken de sensin. İnsançocğu birbiriyle
tanış olmaya gelmedi mi dünyaya, öyleyse niye kaçıyor birbirinden dünya
üzerinde? Kaçarak değil, kucaklaşarak bir neticeye varabiliriz. Kaçarak bizi
kovalayacak olan ve nihayet yakalayacak olan düşmanlıklardır ama kucaklaşarak
bizi saracak olan da dostluklardır. Akıl, izan, insaf, vicdan, mizan! Mallığın,
ahmaklığın lüzumu yok. Siz birbirinizi yerken, ikinizin de düşmanları sizleri
birlikte yiyorlar görmüyor musunuz, hissetmiyor musunuz? Devrimden başka yol
olmadığını nasıl anlayamıyorsunuz? Siz şarlatanların, sahtekârların
düzenbazlıklarına nasıl olurda inanırsınız? Devrim şöyledir, böyledir, ne
derslerse desinler niye inanıyorsunuz ki? Devrim, adalettir kardeşim, devrimsiz
adalet kabil-i mümkün değildir, devrimsiz eşitlik muhal ender muhaldir. Devrimin
merhameti olmazmış, seni sömüren kim sana merhamet etti? Kahpece, şerefsizce,
üstelik aldatarak, kandırarak, uyuşturarak, uyutarak seni bile senden çalarak
seni sömürmediler mi? Bunlara mı merhamet edilmesini bekliyorsun? Bunlara
merhamet etmek kendine ihanet etmek demektir bilmiyor musun?
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...268...
Özgür DENİZ - 22.10.2021
Tarih: 22.10.2021
Okunma: 311
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.