İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...268...

Özgür DENİZ - 22.10.2021

Bakınız bu dünyada büyük insanlık devrimi münhasıran bir tarafın iştiraki ile değil yekpare ezilenlerin, sömürülenlerin, her şeyleri çalınmış olanların, ta ki kendileri bile kendilerinden çalınmış olanların iştirakleri ile kabil olabilecektir, bu yüzden hiçbir kesimin kendi kafasına göre hareket etme gibi bir serbestîsi olamaz, istişare diye bir şey vardır ve sorunlar nasıl birlikte görüşülerek ortak akılla ve vicdanla tespit ediliyorsa, çözümde ortak akıl ve vicdan temelinde birlikte hareket ederek bulunmalıdır, elbette bilimsel ve nesnel temellerde olmalıdır her şey. Yani nasıl birlikte paylaşılacaksa ürün, birlikte savaşılmalıdır ve ölünmelidir birlikte gerekiyorsa. Önce ciddi bir planlama yapılmalıdır, sonra fedakârca çalışılmalıdır, feragat edilmesi gereken bir şey olacaksa tereddüt edilmemelidir, daha sonra doğru zaman beklenmelidir ve doğru zaman geldiğinde de umarsızca yapılması gereken yapılmalıdır. Bu yüzden diyorum ki kimsenin birbirine ait olanlara yabancı kalmak ve düşman olmak gibi lüksleri olamaz. Demem o ki, bir tarafın Hz. Muhammed’i bir tarafında Karl Marks’ı tanımaları elzemdir. Bir tarafın Das Kapitali bir tarafında Kur’an’ı okumaları şarttır. Çünkü hiçbir insançocğu mutlak şekilde motomot birbirinin benzeri değildir, olamaz ve bir ömür aynı kafayla ve vicdanla yaşayamaz. Dünya değişir, hayat değişir, elbette insanda değişir. Çünkü değişmek, değişimin kendisidir ve değişmeyen tek şeydir. Değişmek illaki olumsuzluk olarak algılanmamalıdır. Çünkü değişmeden olunmaz, olan her şey değişmiştir, değişmek olmanın olmazsa olmayacak olan önkoşuludur zira, değişim biçimi ve yöntemi farklı olabilir belki. Değişmeden değiştiremezsin denmiştir bu yüzden. Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz denmiştir. İrade sendeyse, senin elindedir kaderin de. Yapacak olanda sensin, yaşayacak olanda, öyleyse değişmek gerekiyorsa değişmesi gereken de sensin. İnsançocğu birbiriyle tanış olmaya gelmedi mi dünyaya, öyleyse niye kaçıyor birbirinden dünya üzerinde? Kaçarak değil, kucaklaşarak bir neticeye varabiliriz. Kaçarak bizi kovalayacak olan ve nihayet yakalayacak olan düşmanlıklardır ama kucaklaşarak bizi saracak olan da dostluklardır. Akıl, izan, insaf, vicdan, mizan! Mallığın, ahmaklığın lüzumu yok. Siz birbirinizi yerken, ikinizin de düşmanları sizleri birlikte yiyorlar görmüyor musunuz, hissetmiyor musunuz? Devrimden başka yol olmadığını nasıl anlayamıyorsunuz? Siz şarlatanların, sahtekârların düzenbazlıklarına nasıl olurda inanırsınız? Devrim şöyledir, böyledir, ne derslerse desinler niye inanıyorsunuz ki? Devrim, adalettir kardeşim, devrimsiz adalet kabil-i mümkün değildir, devrimsiz eşitlik muhal ender muhaldir. Devrimin merhameti olmazmış, seni sömüren kim sana merhamet etti? Kahpece, şerefsizce, üstelik aldatarak, kandırarak, uyuşturarak, uyutarak seni bile senden çalarak seni sömürmediler mi? Bunlara mı merhamet edilmesini bekliyorsun? Bunlara merhamet etmek kendine ihanet etmek demektir bilmiyor musun?

Tarih: 22.10.2021 Okunma: 311

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?