Nasıl bir İslam, Müslümanlık, Kur’an
ve İnsanlık anlayışımız var bizim? Bu halimizle mi kurtuluş ışığı olacaz? Güya
dünya karanlık ve sen bir kandilsin velâkin daha kendin aydınlıktan behresizsin
ama karanlığı aydınlığa tedvir etmeye yelteniyorsun, önce aydınlanmayı denedin
mi hiç? Bizim ellerimizle mi hidayet bulacak hidayetsiz topluluğu olarak tavsif
ettiklerimiz? Sahi hidayetten yoksun olanlar gerçekte kimler acaba ve gerçekten
kimler hidayete muhtaçtırlar? Dinin fasıklar topluluğu olarak tavsif ettiği kimlerdir
acaba, buyurun yüreğimize soralım bakalım cevabı ne olacak. Birazcık yüreğimiz
varsa cesaretle söyleyebilir miyiz bu soruların cevabını? Emrolunduğunuz gibi
dosdoğru olunuz diyen bir Din ama doğruluktan yana zerre kadar behresi olmayan
bizler. Gerçekten bir gram doğruluk, dürüstlük var mı bizde? Midelerimizde bir
gram helal var mı acaba? Nasıl bir denge kurduk biz böyle? İnsanları Allah ile
aldatan bir şeyiz biz ama neyiz acaba, hadi cevabı kendimiz verelim. Bu dinin gereklerini
yapmaktan şeytan mı sorumlu da mütemadiyen şeytanı itham edip duruyoruz ve
taşlıyoruz? Sahi ilk taşlayacağımız kimdir acaba birazcık şerefli davransakta
cevap versek? Kimi inandıracağımızı düşünüyoruz bu şekilde? Elbette böyle
düşünecek yığınla sürü olabilir ama herkeste inanacak kadar alık ve bön
değildir biliyor muyuz bunu? Sahi Allah’ı kandırabilir miyiz? Belki Allah ile
kullarını aldatabiliriz ama hayatımızla Allah’ı kandırmamız öyle kolay
değildir. İçinde ki Allah, seni bitevi yalanlamayacak mı yalanların
muvacehesinde? Ahlakın sesi olması gereken Müslüman sana soruyorum; bunca
ahlaksızlığa verecek bir cevabın yok mu? Yok de mi, çünkü bu evrende
ahlaksızlığın yegâne müsebbibi kendinsin. Zira ahlakın zerresini taşımıyorsun. Biz
niye geldik bu dünyaya, bu dünyada ki ödevimiz nedir? Sürekli şekva etmek,
sürekli düşman bulmak mıdır? Kuvvet sopası ile dövüp susturmak mı senin görevin
yoksa hakikat ışığı ile diriltmek ve sessiz ruhun sesi olmak mı? Söylesene
kimsin sen, niye buradasın, vazifen nedir? Dünya leşinin peşinden sokak iti
gibi koşturmak mı senin görevin? Kötülük senin elinle geliyorsa, o kötülüğü her
an telin ettiğimiz şeytan mı engelleyecek? İyiliği emretmekle görevliysen,
niçin fasılasız kötülük tohumları ekiyorsun dünya tarlasına? Müslüman sebepsiz
doğru olmak zorunda olandır, tabi inandım dediği dine gerçekten inanıyorsa. Şeytan
doğruluğa gelince mi doğru olman gerektiğini düşünüyorsun yoksa? Sahi böyle bir
ihtimal olduğunu mu düşünüyorsun? Gerçekten aptalın ve ahmağın önde gidenisin o
zaman ve zaten başka bir şey misin ki? Başkaları işlerine gelmiyorsa yanlış
olabilirler ama senin böyle bir opsiyonun yok. Doğru olmalısın. Nokta. Şu
yüzden ya da bu yüzden değil, öyle olmak zorunda olduğun için. Sen doğru
olmazsan yanlıştan şikâyetin olabilir mi, kim inanır? Dünyanın ışığı söndü.
Dünya karanlıkta kaldı. Bu yüzden herkes birbirine çarpıyor ve karanlıkta kavga
ediyor herkes. Işığı yakacak olan kim? Helaki hak ediyoruz! Ama kimler yüzünden
gecikiyor bilmiyorum…
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...278...
Özgür DENİZ - 01.11.2021
Tarih: 01.11.2021
Okunma: 316
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.