İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...280...

Özgür DENİZ - 03.11.2021

Dilimizle dua ediyoruz, eylemlerimizle ettiğimiz duayla yani müptezel ve pespaye eylemlerimizle, o duayı nakzediyoruz. Oysa dua tamamen eylemden ibarettir ama onurlu eylemden, sözlü dua hikâyedir ya da onurlu eylemsel duadan sonra belki olabilir. Zaten eylemleri konuşanın dilinin konuşmasına da gerek yoktur haddizatında. Yukarıda demek istediğimde, dilimizle bir şeyler söylüyoruz ama eylemlerimiz mutlak şekilde dilimizle söylediğimizle tenakuz arz ediyor. Allah’ım beni kazandır diyoruz ama kazanmak için ortaya koyduğumuz tek samimi eylememiz yok, bilakis adeta kazanmamak için eylemler ortaya koyuyoruz ama dilimizle de kazanmak istediğimizi söylüyoruz. Peki, böyle bir durumda istediğimiz kadar dua etsekte neyi değiştirebiliriz? Çünkü hayat demek eylem demektir, eylemin olmadığı yerde hayat yoktur, zira hayat canlılık emaresi demektir. Yani dehşetli bir paradoks var ve bunu kendi içimizde yaratıyoruz. Hem istiyoruz hem istemiyoruz yani, nasıl oluyorsa? Yani sahtekârız, bu yüzden artık kutsalları ve geneli ihata eden değerleri dillerine dolayanlara inanmadan hayata, olgulara, olaylara bakmayı ve kararlar vermeyi öğrenmeliyiz. Ya bir kerecikte dini bir kenara koyarak hayatla ilgili karar verseniz nasıl olur? Belki de cehaletin koyu karanlığında yaşıyor olmamızdır tüm bunların sebebi. Bu nasıl iştir anlayan beri gelsin. Dilimizle öyle bir yakarıyoruz ki (((tam manasıyla derin ve şiddetli bir yakarışta olmuyor haddizatında))), çok şey istiyoruz ama eylemlerimizle tüm isteklerimizin önünde barikat oluyoruz ve istediklerimizle buluşamıyoruz. Filhakika, sözlü duamızı fiili duamızla nakzeden insançocuklarıyız, toplumuz. Bu dua işini çözdüğümüz gün belki de nice sorunları çözmeye ilk adımı atacağımız gün olacaktır. Niye böyle söylüyorum; çünkü saklı, müphem, belirsiz bir tarafı yok apaçık orta duran ve anlaşılabilir bir sorun. Zira her işimizde böyle olduğu için burası da net ve sarih olduğu için kolay anlaşılacağından diğerlerinin anlaşılmasına da kapı aralayacağı için bu misali verdim. Çünkü bu konuda avamından havasına kadar sorunluyuz. Ki, nice kallavi âlimler olarak gördüklerimiz bile aynı marazın tutsakları maalesef. Nasıl oluyor diyeceğiz ama oluyor işte, çünkü dini yaşamakta samimi değiliz, dine inanmıyoruz, inandığımızı din bilmişiz ve ona göre yaşıyoruz. Dini tamamen ama tamamen dünya nimetlerine ulaşmak için bir araç olarak istimal ediyoruz. Yani dinle aldatıyoruz, aldanıyoruz yani din bir afyondur yaşadığımız çağda. Dine inansaydık, inananlar olarak inandığı dinin gerçeğini ifa edenleri düşman bilmezdik ve önlerinde set olmazdık. Çünkü bugün kendi içinde sağlam duramayan, dışarıya karşı sağlam bir görüntü veremez ve içerisi sürekli kaynaşma halinde olur ve dışarıdan içeriye sızıntı da kolayca gerçekleşir. Kaç kafa vardır idrak edecek? Ya da kafa var mıdır idrak etmeye teşne olan? Bir şey söylemek istiyorum naçizane: Bitevi vatan diyenlere vatan için ne yaptınız diye sorun bir lütfen, bir de bitevi din diyenlere hayatınızın hangi evresinde dine göre yaşadınız yahut hangi işi yaparken dine göre yaptınız diye sorun bir lütfen. Lütfen bu soruları bir sorun ki, vatan ve din diyenlerin, başkalarına matuf olarak dinsiz ve vatansız söylemlerini ona göre ölçüp, biçip, tartıp, öyle karar verin.

 

EKSTRA:

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/istanbulda-yapilan-sokak-roportajinda-kagit-toplayicisi-cocuktan-aci-sozler-abimin-dershane-parasi-icin-calisiyorum-484463h.htm

 

Allah ilmi isteyene, mülkü istediğine verirmiş, niye kıskanıyorsunuz ki başkalarının kazandıklarını ve yaşadıklarını. Herkesin kazandığı ve yaşadığı kendi kaderi, kaderi mi inkâr ediyorsunuz siz, ilahi paylaşıma mı muhalif oluyorsunuz. Böylesi bir yaşam da o çocukların kaderiymiş demek ki. İşinize bakın, boş işlerle iştigal etmeyin.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiye-genclik-vakfindan-sizdirilan-belgelerde-kurtlar-vadisine-benzer-yurtlar-vadisi-videosu-ortaya-cikti-484461h.htm

 

Ne var bunda, gerçekten ne var bunda? Gençler bir şeyler yapmak istemişler. Hem birilerini örnek almanın neresi suç, nesi günah ki? İşgüzarlık ediyorsunuz, itham edeceksiniz ya, illa bir şeyler bulup çıkarmaya çalışıyorsunuz. Hadi işinize bakın, rahat bırakın gençliği, tabi dindar ve vatansever diye üzerlerine gidiyorsunuz bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erk-acarerin-paylasimlarinin-ardindan-sedat-pekerden-cok-konusulacak-aciklama-484408h.htm

 

Şimdi anası ne ki yavrusu farklı olsun diyorsunuz de mi içinizden? Hem Türkiye’nin hem Kıbrıs’ın düşmanıyla dolu bu dünya. Niye düşmanlara koz veriyoruz ki? Hainle dolu bu dünya. Zaten Batı saldıracak yer arıyor bize. Batı birleşip her şeyimizi yok ediyor zaten, şimdi bi de böyle bir koz mu veriyoruz onlara? Yazık, günah, ayıp be ya kardeşim.

Tarih: 03.11.2021 Okunma: 329

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?