İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...281...

Özgür DENİZ - 04.11.2021

Eğer ki bir misyonunuz varsa, kendinizi o misyona adarsınız ve misyonunuzun muayyen bir hedefi, muayyen bir zamanı, muayyen şartları olmaz. Hele bu misyon dinle (((hangi din olursa olsun fark etmez))) iltisaklı bir misyonsa, ki haddizatında bir ideoloji ile ilgili olsa da fark etmez. Hedef herkestir, zaman her zamandır, şartlar ve koşulların derecesi olmaz. Aksi ise zaten misyonun anlamı olmaz. Çünkü sizler hedeflere, zaman ve döneme, şartlara ve koşullara göre kendinizi konumlandırmamaktasınız, konumlandıramazsınız da zaten. Zira beklerseniz, beklediğiniz asla gelmez. Kimse kimsenin önüne sofrayı kurup buyur etmez. Ya bir misyonunuz yoktur ya da bir misyonunuz vardır. Yoksa ona göre davranırsınız, varsa da ona göre davranırsınız. Binaenaleyh, misyonunuzla ilgi söyleyeceklerinizi her zamanda, her zeminde, her şeyin karşısında eğip bükmeden olduğu gibi söylemelisiniz, söylemezseniz ya bir misyonunuz yoktur ve varmış gibi davranıyorsunuzdur ya misyonunuza ihanet içindesinizdir ya da kafanıza göre takılmayla o misyonunuzu duyuracak tek bir kişi bile bulamazsınız. Bu yüzden olabildiğince samimi ve ciddi olmalısınız. Bahusus din adına söz söyleyen biri iseniz, olabildiğince hassas olmalısınız gerek sözlerinizde, gerekse hareketlerinizde. Bilakis en büyük darbeyi dininize vurursunuz. Dünyayı müşahede ederseniz ne demek istediğimi ihsas edersiniz. En ufak bir endişe, zerre miskal bir korku sizle birlikte misyonunuzu hallaç pamuğu gibi fırlatıp atacaktır, zerre itibarınız kalmayacaktır. Din Tanrı’nın ise, o dini anlatırken kullarından hiçbir şekilde, hiçbir sebeple imtina edilmez, edilemez, edilecek tek bir kul görülemez, döneme göre takılma olmaz, olamaz. Benim dönemim, onun dönemi, şunun dönemi, bunun dönemi olmaz ve dönemlere göre hareket alanı ve söylenecek söz belirlenemez.  Bir zaman şedit, bir zaman halim olunamaz, böylesi bir misyonda kâr zarar hesabı güdülemez, böyle olursa o misyonun anlamı da, değeri de, itibarı da, hükmü de kalmaz. Orada münafıklık gizlidir, riyakarlık egemendir. Misyonun gereği neyse, her zamanda, zeminde, şartta, koşulda ve şeyler (((yapılar ya da kişiler fark etmez))) karşısında gereğine mütenasip hareket edeceksiniz, sözünüzü söyleyeceksiniz. Kendi devrin gibi görmediği bir zamanda nasıl söylüyorsan sözünü, kendi devrin gördüğün zamanda da aynı şekilde söylemekten imtina edemezsin, edersen namussuz, şerefsiz ve hain olursun, zararı da güya deruhte etmiş bulunduğun misyona veririsin. Çünkü insançocukları sana değil misyonuna hamlederler nice büyük günahları. Dini yok sayarak bakın hayata, olgulara ve olaylara ve kararınızı ona göre verin naçizane fikrimce, göreceksiniz her şey bir anda değişecektir. Dikkat edin dini inkâr edin demiyorum. Mütemadiyen din deyip, vatan deyip durana değil de, insanca yaşamaya vurgu yapanlara kulak verin bir kez de ve ne diyorlar kulak kesilin bakalım. Bu dünyaya bir kez geldiniz ve bir gelişiniz daha olmayacak, yaşamak sevincinizi çaldırmayın, yaşamdan sevinç damıtmaya bakın. Kutsal ve genele ait olgularla yaşamak sevincinizi çaldırmayın, o sevinçten mahrum kalmaya eyvallah etmeyin.  

Tarih: 04.11.2021 Okunma: 268

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?