Kayseri’de, eşi yanında olan sayın cumhurbaşkanına gazeteci soruyor:

-         Hanımefendiye  bir soru sorabilir miyim?

Hayrünisa hanım cevap vermek için hamle yapıyor. Ama sayın cumhurbaşkanı daha erken davranıp,

-Hayır. Ben varken, ben konuşurum. Soramazsın.

…
      Çeyrek asırdır ülke gündeminde olan türban, son bir aydır tek gündem maddesi haline geldi. Siyasîler, bilim adamları, kadınlar, aydınlar, yarı aydınlar ve vatandaş fikirlerini söylüyor.
        Ne güzel…

Ülkede geniş bir fikir hürriyeti havası esiyor! Hem, zaten bu türban meselesi de, türbanlı kızlarımızın öğrenim özgürlüğü sağlansın diye, okullarına, derslerine girebilsinler diye çözülmeye çalışılıyor.
         Ne hoş…

     Türban meselesinin çözülmesiyle, demokrasi yolunda çok önemli bir merhale daha aşılacak. Ülke biraz daha özgür bir hale gelecek. Avrupa Birliği ve çağdaş uygarlık seviyesi hedefine biraz daha yaklaşmış olacağız.
        Ne şahane…

 Ülkenin çok öneli bir meselesi çözülüyor, özgürlükler önündeki en önemli engellerden birisi daha kaldırılıyor, diye, demokrat aydınlar bayram ediyor. Televizyonlar özel yayınlar yapıyor. Yüksek yetkililerden biri bu konuda bir şeyler söylemek için ağzını açtığında, yayın akışlarını kesip, “son dakika” haberleri veriyorlar. Kocaman kocaman adam ve kadınların katıldığı tartışma programlarında ne büyük bir özgürlük açılımı yapıldığı anlatılıyor.
          Ne harika…

 Ve iki partinin kurmayları, gurup başkan vekilleri ve genel başkanlarının Anayasa maddesinin değişikliği konusunda anlaştığı müjdesi ajanslara düşüyor. Yüzler gülüyor, ağızlar kulaklarda… İki partinin kodamanları omuz omuza… Gözlerimiz yaşarıyor. İşte, yıllardır özlediğimiz barış ve özgürlük ortamı.
         Ne muhteşem…

Nihayet, değişiklik taslağı TBMM başkanlığına 334 imza ile sunuluyor. Artık tabular yıkılıyor. Çeyrek asırlık, bazılarına göre yarım asırlık yasak sona eriyor. Kızlarımız ve ülkemiz ve entellerimiz, aydınlarımız, hatta yarı aydınlarımız daha özgür. Belli ki, bu özgürlük fırtınası, bütün yasakları kaldırmaya yetecek kuvvette… Demokrasinin önündeki her türlü engeli kaldırabilecek süratte.
         Mükemmel.

Ama o ne?

Bu özgürlük ve demokrasi iklimiyle hiç uyuşmayan bir haber geliyor. Sayın başbakan, dört kişi hariç bütün partililerine, türban konusunda konuşma yasağı getiriyor. Ve bütün partililer de bu yasağa uyuyor. Düşünün ki; milletvekili, hatta bakan olabileceksiniz, başbakanın yaşı kadar siyasî tecrübeye sahip olabileceksiniz ama türban konusunda konuşamayacaksınız.

Allah Allah, biz yasakları kaldırmaya çalışmıyor muyduk?

Anlıyoruz ve öğreniyoruz, demokrasi ne demek, özgürlük ne demek, fikir hürriyeti ne demek.

Bir şeyi daha anlıyoruz…

Bu cumhurbaşkanı ve bu başbakan sayesinde Gelecekte ne kadar özgür bireyler ve ne kadar demokrat bir ülke olabileceğimizi!..
 *                  *                    *

Neyzen’den

 Türkü yine o türkü,
          Sazlarda tel değişti…
          Yumruk yine o yumruk,
          Bir varsa el değişti.

Neyzen Tevfik 

 

Selâmlarımla…

 

 Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın.

Tarih: 31.01.2008 Okunma: 660

YORUMLAR