Ya sizler, aydın oldukları iddiasıyla
orta yerde bir avuç yal için başıboş itler gibi dolaşanlar, ne haldesiniz, ne
yapıyorsunuz? Az eğitilmiş pitbul köpekleri gibisiniz. Uyuşturulmuş,
iliştirilmiş, sünepeleştirilmiş mikroplarsınız. Güya faşizme muhalifsiniz ama
faşistin önde gidenlerisiniz. Zevahirde amansız düşman olduğunuzu ilan
ettiğiniz odaklar için mesai yapmaktasınız. Niçin gerçekleri olduğu haliyle
haykırmıyorsunuz? Niçin adaletin, eşitliğin, barışın nasıl geleceği ve nasıl
olması gerektiği yönünde namusluca beyanlarda bulunmuyorsunuz? Aydınsanız zaten
sıkıntı yok ve saygı da kuşkusuz olacaktır. Ama hangi aydınlığı getiripte hangi
karanlığı aydınlığa tedvir eylemişliğiniz vardır? Cerbeze yapmayı, malayani ile
iştigal etmeyi, bi milyon lafın içinde hakikati boğmayı aydın olmak mı
sanıyorsunuz? Bunların sınıfından sayılan köşe kadısı pezevenklere zaten bir
şey diyemiyorum, onlar insan gibi görünen ama bir lokma yal peşinde koşan amorf
tiplerdir. Gerek aydın diye tavsif ettiklerim, gerekse köşe kapmış tipler
içersinde namuslu, onurlu, kişilikli olanlara, hakikati birazcıkta olsa yüreklice
ve cesurca ve pervasızca haykıranlara elbette sözüm yoktur ve olamaz. Bilakis
siz ey aydınım diyenler sizler neredeyseniz orası karanlığın en kesif olduğu
yer oluyor, ne iştir ve nasıl iştir bu? Amansız bir tenakuz yok mudur burada?
Sizler laf kalabalığı yapıp, cukkayı kakıp, başın gövde üstünde durmasını
sağlayıp dem sürmeye mi geldiniz dünyaya ve aydınlık vasfını bunun için mi
edindiniz? Hiç mi namusunuz, şerefiniz, onurunuz, haysiyetiniz, hissiyatınız,
hassasiyetiniz, mesuliyetiniz yok? Dünyaya ve insanlığa söyleyeceğiniz tek bir
şey yok mu? Sorunsuz bir dünyada mıyız ki, çözüm üretip önlerine koymanız
gerekenlerin önlerine koymuyorsunuz? Gerçekleri söylemekten niçin
korkuyorsunuz, korkuyorsanız niçin aydınmışsınız gibi caka satıyorsunuz? Ne
acıdır ki, halk toprağında insanlık sofrasına el uzatan hain ne kadar mebzul
miktarda ise, aydın vasfıyla temayüz etmiş şahsiyet o kadar azdır. Bu kuru bir
iddiadan ibaret değildir, gerçeğin ta kendisidir. Münhasıran ihanet etmekle
hain olunmuyor, hakikati gizleyen de haindir. Nasıl âlim geçinen müptezellerin,
pespaye tiplerin bünyesinde mebzul miktarda hain varsa, sizlerin bünyesi de
hainlerle lebaleptir. Çünkü halka düşmanlık etmektedir hakikati gizlemekle,
hakikati örten ve gizleyen. Kimin düşman, kimin dost olduğunu söylemeyen de
haindir. Çünkü halkı korumasız ve savunmaz bırakmaktadır karşısında duranlara
karşı. Halka, kendisini aldatanların ve sömürenlerin kimler olduklarını izah ve
izhar etmeyenlerde haindir. Öyle halka kurşun sıkmadım ben hain değilim diye
bir şey yoktur. Ki, hainlerin en tehlikelisi sinsi olanlarıdır (((tıpkı
sömürgenlerin en tehlikelisinin gizli olanlar olduğu gibi))), ve yaptıklarını
kendilerini halktanmış gibi göstererek yapanlardır. Ama tabi sizlerinde kafanız
ne kadar aydınlıktır ki, aydınlatacaksınız halkı, çünkü herkes kafasının aydınlığı
kadar aydınlık sunar değil mi? Yanmayanın ateşi, ateşi olmayanın aydınlığı olur
mu hiç?
EKSTRA:
BİR: Zafere giden yol çetindir, dikenlidir.
Her türlü engelle, tehlikeyle, tuzakla, tezgâhla karşılaşabilirsiniz. Dikkatli,
teennili ama aynı zamanda sonsuz sabırlı olmalısınız. Sabırda acizlik
gösterenler, sahip olduklarına sahip olamayanlar oyundan atılmalıdırlar,
kalanlar ise koşuya aynı suratla devam etmelidirler. Tökezlediğiniz an düştüğünüz
andır ve düşerseniz çiğnerler ve daha kalkmanıza müsaade etmezler. İzleyenlerde
gözlerine gösterilen her şeye asla ve kata inanmamalıdırlar. Küçük numaraları
yiyecek kadar küçük olmamalıdırlar. Ucuz, basit, kurnazca ve küçük hesaplara
alet olmamalıdırlar. Çünkü söyleyeceği, vereceği, anlatacağı tek bir şeyleri
olmayanların ve kalmayanların bu tür tezgâhlara yeltenmekten başka çareleri
kalmamıştır. Onlar elbette bunu yapacaklardır ama biz mutlak surette uyanık
olmak ve tezgâha gelmemek zorundayız. Çünkü bizimde zaferden başka şansımız
kalmamıştır, bir daha uyumak sonsuza kadar uyanamamak demek olacaktır. Lütfen uyumayınız
ve aldanmayınız, tezgâha alet olmayınız.
İKİ: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/burasi-bir-devlet-hastanesi-basibos-kopeklerle-dolu-485596h.htm
Gerçekten burası nasıl bir ülke ya?
Kahkahayla gülüyorum ama şerefsizim ciğerim sızlıyor. Çok hazin ya.